AvEG-Kon’un bu yıl dördüncüsünü organize ettiği Yaz Kampı Fransa’nın Akdeniz kıyısında başarıyla gerçekleştirildi. Bu yılki Yaz Kampı Kovid-19 pandemisi nedeniyle geçen yıllara nazaran özgün koşullarda yapıldı. Kamp hazırlık çalışmalarını da etkileyen pandemi sürecinde kampın örgütlenme kararlılığı gösterilmesi, hazırlıkların gecikmeli de olsa zamanında tamamlanması ve kampın ilk günü gelen katılımcıların karşılanması, bilgilendirilmesi ve diğer hazırlıklar, örgütleme düzeyinin geliştiğini göstermektedir.
Pandemiden dolayı kampın yapılıp yapılmamasının uzun süre tartışılması ve iptal edilmesi gibi yaklaşımların isabetsizliği, öngörüsüzlüğü görülmüş oldu. Kampa son haftalarda gösterilen ilgi ve kapasitenin yetmemesinden dolayı onlarca başvurunun geri çevrilmesi de bunu göstermektedir.
Yaz Kampı, kapitalist sistemin tatil anlayışı olan bireysel ve kendi başına tüketim ve tatil yapma yerine, alternatif ve kolektif yaşam tarzının pratikte uygulanabilir olduğunu bir kez daha gösterdi, katılımcılara dostların arasında güneşin sofrasında olmanın yarattığı mutluluğu ve güzelliği yaşattı. Birlikte tüketilen yemeklerin, nöbetleşe birlikte hazırlanması, çocukların birlikte sadece oyun oynamak değil, müzikal ve tiyatral yeteneklerini sunmaları, çevre bölgelere yapılan doğa ve tarih gezileri, kampı güzelleştiren başka yanlardı.
Kampa her yaştan (2 – 70 yaş arası) katılımın olması, katılanların çabukça kaynaşması, 2 hafta boyunca deniz ve güneşten yararlanmanın yanı sıra, akşamları kültürel ve siyasal etkinliklerde bir araya gelinmesi, siyasal süreçten kopmadan, dinlencenin kolektif tadını çıkarmalarını sağladı.
Kapitalist sistemin insanı insana yabancılaştıran, paylaşım yerine rekabeti geliştiren, kolektivizm yerine bireyciliği ve bencilliği özendiren, yaşamı her alanda örgütlemek yerine örgütsüzlüğü ve kendiliğidenciliği yaşatan ideolojik saldırı rüzgarına kapılıp, yaz kampına katılarak kolektif tatil yapmanın zevkini yaşamak yerine bireysel tatili tercih edenler de oldu bu süreçte. Bunun ideolojik zayıflık olduğu, yapıcıların duruşuyla, teori ve pratiği ile uyuşmadığı açıktır.
Kampta yapılan paneller, söyleşiler olayları, siyasal gelişmeleri Marksist bakış açısıyla değerlendirmenin ve öğrenmenin olanağını ortaya koydu. Zira örneğin pandemi ve sonuçları konusunda kimi yoldaşların, dostların çeşitli burjuva teorilerin etkilerinden kurtulamadıkları açığa çıktı. Kamp bu yanıyla bir eğitim işlevi de gördü. Özgün olan, tüm bu çalışmalara katılımın gönüllülük temelinde olmasıydı.
Kampa dair katılımcıların yaptığı değerlendirmelerde öne çıkan, kampın başarılı olduğu, yeni gelenlerin sıcak ortamdan ve ilişkilerden olumlu etkilendikleri, 2 haftalık sürenin yetmediği, gelecek yıl aynı yerde yapılması vb. yanlardı. Elbette ki eksikleri gören ve gelecek yıl giderilmesi için yapıcı uyarılarda bulunanlar da oldu. Örneğin kamp katılımcılarının daha derli-toplu bir alanda kalabilecekleri organizasyon, daha profesyonel mutfak takımı olması, çocuklara yönelik daha fazla programların olması, kültürel etkinliklerin toplu mekânda yapılması gibi.
Kamp boyunca başta kamp komitesi olmak üzere, aşçılardan komisyonlarda yer alan yoldaşlara kadar özveriyle çalışan, yoğun emek harcayan kamp emekçileri, dinlenemeden geri döndüler, ancak onlar da önemli bir devrimci görevi yerine getirmenin mutluluğuyla döndüler alanlarına. Teşekkürler onlara.
Kolektif üreten ve paylaşan, sevginin ve dostluğun harmanlandığı, umudun büyütüldüğü yeni kamplarda buluşmak dileğiyle.
*Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin 14 Ağustos tarihli Perspektif köşesi