10 Eylül, komünist öncünün sınıflar mücadelesinde kendisini amansız varedişinin tarihidir. Amaçlara, ideallere ve değerlere bağlılığın Birlik Devrimi’yle harmanlandığı, kendini amaçlaştırmadan devrimi örgütlemenin temel destur haline getirilmesinin tarihidir. Öyle ki 10 Eylül, sürekli olarak yeni durumu kavrama, kendi hata ve eksikliklerinden öğrenme, Marksizm Leninizm bilimini kabalaştırmadan, dondurmadan; gelişeni, büyüyeni anlama, yorumlama, perspektif ve değişim tablosuna eklemenin tarihidir.
10 Eylül, gelişemeyen çürür, yürüyemeyen geride kalır doğrusunun pratik yaşamda sağlamasının tarihidir. Bunun için partiler ve örgütler mezarlığına dönmüş dünyamızın, Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yeniden yeşile çalmasının tarihidir 10 Eylül. Proletarya enternasyonalizmiyle dolup taşmanın, enternasyonal alanda bile varolanla yetinen değil, duruma devrimci müdahalenin adıdır 10 Eylül.
Politika yapış tarzından, ideolojik-teorik yenilenmeye; zaferler kuşağına güvenle dolup taşmaktan, kadın devrimi fitilini ateşleme cüret ve kararlılığına, devrim toprağı algısını ülkeden bölgeye ve oradan dünyasallaştırmaya, örgüt kavrayışını cepheler toplamıyla birleştirmeye ve daha sayamayacağız bir dizi özellikler itibariyle; bir öncekini içerip geliştirmenin adıdır 10 Eylül. Birleşik mücadele, birleşik devrimci önderlik fikir ve pratiğinin kendine güvenle geliştirilmesinin iddia ve kararlılığının adıdır 10 Eylül.
Dolayısıyla devrimci ve sosyalist amaçlarını, devrimci ölümsüzlerin ideallerini her zaman kendisinden yüksekte tutan, en ağır koşullarda bile devrimci amaçlarına ve ideallerine sıkıca bağlı kalan, fedaice mücadelede ısrar eden; yaralarını sararak, hesap sorarak, hesap sorma bilinç ve tutkusunu bileyen bir partinin adıdır 10 Eylül. Onun doğum yıl dönümünü selamlamak, onun saflarında mücadele etmek büyük bir onurken; O’nu en tam ve yalın biçimde, gerçeğin diliyle kitlelere, işçi sınıfı ve ezilenlere, kadınlara ve gençlere, bütün devrimcilere anlatmak, kavratmak her öncü komünistin ve kolektifin büyük devrimci sorumluluğudur. Çünkü zaman coğrafyamızda ve dünyada sınıf düşmanlarınca estirilmeye çalışılan tasfiyeci dalgaya karşı çeyrek yüzyıllık kazanımlara yaslanarak büyük bedellerle yaratılan öncüyü temel devrimci adres olarak var etme ve göstermenin zamanıdır.
Ol sebepten hiç vakit kaybetmeden kriz içerisinde debelenen emperyalist kapitalizmin yeni bir krizle, sağlık kriziyle dünyamızı karşı kaşıya bıraktığı şu günlerde, Avrupa kentlerinde de 10 Eylül kutlama ve etkinliklerinin planlamasına girişmek, dar ve geniş toplantılardan, sokak gösterilerine, duvar yazılamalarından pankart asmaya kadar değişik tipte devrimci eylemleri olabilecek en yaygın biçimde örgütleme iradesi gösterilmelidir.
İşçi ve emekçilerden, kadınlara ve gençlere her kolektif ve birey nasıl bir 10 Eylül sorusuna kendi bulunduğu an ve mekânda devrimci eylemiyle yanıt olmalı; eylemlerin, kutlamaların başarısı için gerekli öz disiplini, emekçiliği ve öncülüğü ortaya koymalıdır. Beklemecilik, ertelemecilik gibi zaaflarla dişe diş bir mücadeleyle, özellikle koronavirüs koşullarındaki sınırlanmışlığı elinin tersiyle itmek, pratik öncü duruşu ortaya koymak, yaratıcı olmaktır her devrimci komünistin güncel yazgısı.
Fedaice direnenlerin, ölümsüzleşenlerin adıdır dedik 10 Eylül’e. Bu durumda komünist öncünün bugünlere gelmesinin temel harcı olan ölümsüzlerimize duyduğumuz sevgi, saygı ve bağlılıkla 10 Eylül’ü karşılamak; ideallerini, ideallerimizi zaferle taçlandırma istem ve iradesiyle kuşanmak, dönemin ideolojik-moral değeri yüksek eylemi olarak pratik yanıtımızı beklemektedir.
(Atılım Avrupa Eki’te 21 Ağustos 2020 tarihli 650. sayısında yayımlandı.)