İsviçre 27 Eylül’de referanduma gidiyor. Pandemimden dolayı İsviçre’de politika da ağır yol alıyordu. Bundan dolayı birçok referandum ötelendi. Yapılmayan bu referandumlardan beş tanesi 27 Eylül tarihinde yapılacaktır. Yapılmak istenen referandumlarda pandemim saldırısı fırsata çevrilerek göçmenlerin sömürüsü, göçmen işçi haklarına dönük saldırılar daha da katmerleştirilmek istenmektedir. Ayrıca başını UDC/SVP’nin çektiği göçmenler karşıtı ırkçı politika ve saldırılar hortlatılarak devreye sokulacaktır.
UDC/SVP’nin “Çıkış İnisiyatifi” diye adlandırdığı referandum paketi neleri içermektedir. Pakette referanduma beş konu gelmektedir ve hepsi de hak kısıtlamalarını içermektedir. İlkin serbest dolaşım hakkını kısıtlayan “sınırlandırma inisiyatifi”; av yasasında değişiklik; alınan federal vergide çocuklar ve çocuk bakımı için yapılan vergi indiriminin kaldırılması; babalar için iki haftalık ücretli doğum izni ve savaş uçakları alma izni var.
Serbest dolaşım konusu İsviçre ve AB arasındaki ikili anlaşmaları içerse de esas olarak İsviçre’ye gelebilecek yabancı sayısını kısıtlamayı içeriyor. Bu anlamıyla da serbest dolaşım hakkına kısıtlamalar geçirmek isteniyor. İnisiyatif, AB ile serbest dolaşım hakkının yeniden düzenlenmesi, içeriğinin kısıtlanılarak değiştirilmesi ve İsviçre’ye olası göçün sınırlandırılması talep ediliyor. Serbest dolaşım hakkının sınırlandırılması kabul edilirse ve eğer AB ile sınırlandırma konusunda bir anlaşma sağlanamazsa ikili anlaşma bir yıl içinde geçerliliğini kaybediyor.
İsviçre’de Göçmenler Yine Günah Keçisi
UDC/SVP, her yıl çeşitli ad ve biçimlerde İsviçre’de yabancı sayısını düşürme ve sınırlandırma konusunda yasa ve referandumlar düzenlemektedir. Bunların hepsi şimdiye kadar halk oylamalarında reddedilmektedir. Bu “Sınırlandırma İnisiyatifi” de yine bu saldırılardan birisidir. Bu göçmen karşıtı ırkçı partinin iddiası İsviçre’ye fazla yabancı ve göçmenin geldiğini, bundan dolayı sosyal sigortalara ek yükümlülükler getirildiğini, trafik sıkışıklığı, işsizlik ve ev bulamamanın bundan kaynaklandığını ileri sürüyor. Her zaman olduğu gibi göçmenlere saldırmakta, göçmenler günah keçisi görülmekte ve ırkçılara hedef gösterilmektedir.
İsviçre ekonomisi AB ile yaptığı ikili görüşmeler, anlaşmalar ve göçmenlerin ekonomiye yaptıkları katkılardan dolayı sorunlarını önemli ölçüde atlatmayı başarmaktadır. İsviçre ekonomisi bu sayede yaşamaktadır. Ancak UDC/SVP kuruluşundan beri yabancı düşmanlığı politikası üzerinde kendini var etmektedir. Halen bu politikayı sürdürmekten ısrar ederek varlığını sürdürmek ve halk nezdinde korumak istemektedir. Lakin bu artık halk nezdinde çok fazla rağbet görmemektedir. Artık güç kaybetmekte olan bu parti, tek çözüm olarak yine yabancı düşmanlığına sarılmaktadır.
Bu teklif kabul edilirse yabancıların sayısı düşürülecek, göçmenlerin iş kurmaları ve iş bulmaları zorlaştırılacak, işçilerin ücretleri düşürülecek ve göçmenlere dönük koruyucu tedbirlerin hepsi yok edilecektir. Göçmenlerin sayısının azaltılması ve sınırlandırılması dolayısıyla birçok göçmen işçi ve emekçi yurtdışı edilecektir. Ayrıca AB ile İsviçre arasında gereksiz yere çatışma, ilişkilerin bozulması, ikili anlaşmaların iptal edilmesi gibi sorunların yaşanmasına yol açılacaktır. Bu da ezilen emekçi ve işçilerin yanı sıra göçmen işçi ve emekçilerin ekonomik olarak olumsuz etkilenecekleri açıktır. UDC/SVP dışındaki bütün partiler ve çevreler, kurumlar ve işveren çevreleri de bu inisiyatife hayır demektedirler.
Kurtlara Vur Emri Geliyor
“Av Yasası” değişikliğiyle, Avrupa’da nesli tükenmekte olan, 2012’de İsviçre’ye girmeyi başaran kurtların öldürülmesinin serbest bırakılmasını içermektedir. 8 grup kurt İsviçre’nin beş sınır kantonunda bulunmaktadır. İsviçre’de kurtların vurulması yasak ve koruma altındadırlar. Yılda önemli sayıda köylünün hayvanı kurtlar tarafında telef edilmektedir. Bu durum köylüleri endişelendirmektedir.
Sağ ve muhafazakâr partilerin desteğiyle parlamentoda kurtlar için vur emri kabul edildi. Yasaya karşı olan çevreciler ve kurt dostu gruplar bu yasa değişikliğini engellemek için 50 bin imza toplayarak yasayı halk oylamasına getiriyorlar. Özellikle karşı çıkanlar doğadaki çok çeşitliliği ve doğanın dengesini korumak çerçevesinde yaklaşıyorlar. Çevreciler, yaşiller, sol partiler ve hayvan hakları savunucuları bu yasa değişikliğine hayır demektedirler.
Federal Vergide Çocuklar ve Çocuk Bakımı İçin Vergi İndirimi
İsviçre’de Federal Devlete, Kantonlara ve Belediyelere olmak üzere üç vergi verilmektedir. Federal Devlete verilen vergide çocuk ve çocuk bakımından dolayı vergi indirimi olanağı vardır. Federal Devlete verilen vergilerde bir yasa değişikliği yapılmaktadır. Bu yasada kreşler ve çocuk bakımı için vergide kesilecek miktar şimdiya kadar 10 bin 100 Frank’tı. Bunun 25.000 Frank’a çıkarılması düşünülüyor. Bu kesintiden ancak orta ve üst gelir grupları faydalanacak ve ezilen emekçiler faydalanamayacaktır. Bunun için bu yasa değişikliğine yeşiller, sol partiler ve çevreler hayır demektedirler.
Babalar İçin İki Haftalık Ücretli Doğum İzni
Yürürlükte olan yasaya göre doğum yapan anneler 14 hafta boyunca ücretinin %80’i karşılığında ücretli izinli sayılıyor. Babalar ise 1 veya 2 gün ücretli izinli sayılıyordu. Oluşturulan bir inisiyatif 100 bin imza toplayarak babaya 4 hafta ücretli izin verilmesini teklif etti. Ancak parlamentoda yapılan görüşmelerde iki hafta ücretli izin kabul edildi. Buna karşı olan bir grup 50 bin imza toplayarak bu hakkın iptal edilmesi için yasayı referanduma götürüyorlar. Genelde işverenler bu kesintiyi karşılayacakları için değişikliğe hayır diyorlar. Sağ partilerde destek vermektedirler. Yeşiller ve sol partiler ise evet demektedirler.
Savaş Uçakları Alımına Hayır
Federal ve yerel parlamentolar 2030 yılına kadar ömür biçilen savaş uçaklarının değiştirilmesi için 6 milyar Frank ayırmayı yeni savaş uçakları alacaklar. 2014 yılında savaş uçakları almak için 3 milyar Frank ayrılmıştı ancak referandumda halk redetmişti. Yeşiller ve sol partilerin desteğini alan GsoA (Askersiz Bir İsviçre Grubu) bu düzenlemeyi referanduma götürüyor. Uçakların kaça mal olacağı bilinmemekte, tamirleri ve bakımlarıyla birlikte bunların halka 24 milyar Franka mal olacağını belirten inisiyatif; bu paranın savaşa değil, eğitime, ekolojiye ve sosyal alana harcanarak toplumun yararına kullanılmasını istemektedirler. İsviçre kendi komşuları veya herhangi bir ülke tarafından savaş tehdidi altında değildir. Bunun için böyle bir yatırıma hayır demektedirler.
İsviçreli ve göçmen işçi ve emekçiler 27 Eylül’de beş önemli konuda referanduma gidiyorlar. Bu raferandumda 4 defa HAYIR ve 1 defa EVET demek için oy kullanacağız. İGİF, göçmen işçi ve emekçileri oy kullanmaya ve bunun bir görev olduğuna çağırır.