Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB), “Susmuyor, korkmuyor ifşa ediyoruz!” başlığıyla yaptığı açıklamada, Mustafa Peköz’ün, 96-98 yıllarında, kadına yönelik cinsel taciz suçu işlediğini duyurdu.
Açıklamanın tam metnini bilgilerinize sunuyoruz…
“Susmuyor, korkmuyor ifşa ediyoruz!”
Türkiye ve Kürdistan’da da başlayan Me Too (BenDe) hareketi giderek genişliyor. Kadınlar, korku ve sır perdesini yırtıyor. Kol kırılsın yen içinde kalsın sözü ayaklar altına alınıyor. Yaşadığı tacizi anlatan kadınlar “kamuoyunda adınızı, yüzünüzü ifşa” ediyoruz diyerek tacizcilerin sosyal, siyasal, yaşam alanlarını daraltıyor. “Tacizciler değil biz kadınlar bu alanların sahibiyiz” diyorlar.
Edebiyat dünyasıyla başlayan süreç yeni tacizler, ifşalarla devam ediyor.
Sendika Org’a başvuran kadınlar dijital ve sosyal medya üzerinden Mustafa Peköz’ün kendilerini yazışmalar üzerinden rahatsız ettiklerini dile getirdiler. Mustafa Peköz tarafından tacize uğradığını Sendika Org’a beyanda bulunan Nur Ada yürütülen soruşturmada yüzyüze görüşmeye katılmasa da “kadın beyanı esastır” ilkesinden bakarak onun beyanını esas alıyoruz. Kadınlar yaşadıkları şiddeti, tacizi ispat etmek zorunda değildir, aksini ispat erkeğe aittir.
Mustafa Peköz, 96-97 yıllarında sosyalist kadınların beyanları sonucunda 98 yılında açılan soruşturmaların ardından, kadına yönelik cinsel taciz suçundan dolayı içinde bulunduğu devrimci politik yapının saflarından atılmış bir tacizcidir. O günkü koşullarda, devrimci politik yapı kendi kitlesi içinde Mustafa Peköz’ü teşhir etmiş, bir daha ilişki kurmamış, gazetesinde, dergilerinde, panellerinde vb hiçbir alanda ilişkilenmemiş, örgütsel, politik o dönem sosyal tüm ilişkisini kesmiştir.
Mustafa Peköz tarafından geçmişte tacize uğrayan kadın yoldaşlarımız, hem geçmişte var olan kadın komisyonlarımızın; hem de 2010 yılında Avrupa’da kurulan SKB’mizin üyesi ve çevresinde olan kadın yoldaşlarımızdır. 96-98 yıllarında Mustafa Peköz tarafından tacize uğrayan kadın yoldaşlarımızın yaşadığı öfke dün neyse, bugün de canlılığını koruyor. SKB olarak, cinsel tacize, şiddete maruz kalan kadın yoldaşlarımızla kadın dayanışması içerisinde olduğumuzu, kadına yönelik şiddet söz konusu olduğunda tüm kadınları, kadın yoldaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağımızı, bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB ) olarak; “özel olan politiktir” diyor, erkek-devlet şiddetinin her biçimine karşı, korkmuyor, susmuyor, saklamıyor ifşa ediyoruz. Yetmez, ataerkil kapitalist düzene, kadını hiçleştiren, katleden, kırıma uğratan erkeğe karşı birleşik kadın iradesini, isyanını kadın devrimini her alanda güçlendiriyoruz. Avrupa’da da her gün yaşanan kadın cinayetlerine, şiddete karşı arşınladığımız mücadele meydanlarını daha fazla cins bilinciyle dolduruyoruz. Dünya kadınlarıyla enternasyonal dayanışma için daha fazla ayağa kalkıyoruz. Türkiye, Kürdistan’ da kadın özgürlük cephesinin erkek egemen sömürgeci, faşist diktatörlüğe karşı mücadelesini Avrupa’da göçmen kadınlar olarak daha fazla büyütüyoruz.
Biz kadınlar, dünyada parlamento binalarını yakıyor, erkek egemenliğine karşı mücadele bakanlığı ve partiler kuruyoruz. Milyonlar olup dansa duruyor, kadın yürüyüşleriyle sokakları arşınlıyoruz. İstanbul Sözleşmesinden, hayır hayırdır yasasına kadar kazanımlarımızın uygulanmasını istiyoruz. Kadınlar olarak dünya çapında büyüyen Me Too halkasının parçası olmaya, erkekleri teşhir etmeye devam ediyoruz. Tacizcileri, şiddet uygulayan erkeğin yüzünü, adını ifşa ederek teşhir özsavunma silahımızı kullanıyoruz. Kadınlar sizin özel mülkiyetiniz değil!
Susan Kadınlara Çağrımızdır! Ses ver şiddeti durdur! Ses ver, teşhir et tacizcinin, tecavüzcünün alanını daralt! Teşhir Özsavunması Silahını Kullan!
Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği