Konfederasyonumuzun “HAPİSHANE TECRİDİNİ KIRALIM, MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM!” başlıklı
09.01.2021 tarihli açıklaması;
HAPİSHANE TECRİDİNİ KIRALIM, MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM!
AKP faşizmi, Kürt özgürlük hareketine, devrimci demokratik muhalefete yönelik, imha, baskı ve saldırı politikalarını katmerleştirerek sürdürüyor.
AKP-MHP faşist ittifakı, Kürt ve devrimci düşmanlığı üzerinden diktatörlüğünü tahkim etmek istiyor. Yasa, hukuk, uluslararası sözleşmeleri yok sayan bir diktatörlükle yönetmeye çalışıyor.
AKP-MHP faşizmi, ülkemizi adeta açık hava zindanına dönüştürmüş durumda. Kürt halkının ve demokratik muhalefetin siyaset yapma zeminini, olabildiğince daraltmaya çalışıyor. İşbirlikçilerle yeni bir Kürt partisi kurma ve Hizbullahçı katillerle birlikte hareket ederek muhatap gösterme planları yapıyor.
Bir yandan DTK’ye yönelik zindan silahını kullanıyor. 101’lik listeler halinde gözaltı ve tutuklamalarla, kayyumlarla seçilmiş siyasi temsiliyetler üzerinden siyasi soykırımı sürdürüyor. Kürt halkının ve devrimci muhalefetin iradesini kırmak için; HDP’li vekiller hakkında yeni fezlekeler düzenlerken, diğer yandan Leyla Güven’i tutuklayıp gözdağı veriyor. HDP’nin siyasi temsiliyetine, meclis çatısı altındaki varlığına tahammül edemiyor. Çetelerini HDP parti binalarını yakmaya seferber ediyor.
Faşist saldırıyı, hapishanelerde tutsak vekiller ve politik kimlikler üzerinden de derinleştiriyor. 2015 yılından beri rehin tuttuğu HDP Eş Genel Başkanları, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın ve yanı sıra Gülten Kışanak, Selma Irmak, Çağlar Demirel, Sabahat Tuncel gibi onlarca seçilmişi ve binlerce sosyalist, yurtsever ve muhalifi pandemi koşullarında zindanda tutuyor.
İçişleri Bakanı faşist Soylu, hapishane hücrelerini basıyor, kadın siyasetçilerin yazılı dokümanlarına el koyuyor, savunma hakkını engelliyor. Tutsakların avukat ve aile görüşünü engelliyor, çıplak arama işkencesine tabi tutuyor, sağlık hizmetlerine ve hijyen malzemelerine erişim gibi birçok hakkın kullanmasını pandemi bahanesiyle engelliyor. Adeta tecrit içinde tecrit bir yaşam dayatıyor.
Bu baskı ve zulüm Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerinde, yılları bulan görüş yasakları ile sürdürülmekte. Öcalan’ın Avukatları ve ailesinin tüm görüşme talepleri gerekçesiz reddedilmekte.
Diktatörlüğün, Kürt Halkı ve muhalif kesimler üzerinde fütursuzca estirdiği düşman hukukuna, pervazsızlığına, irade kırma operasyonlarına ve tecrit politikalarına karşı sessiz kalmayan Kürt özgürlük hareketi, yine boyun eğmeyeceğini gösteren bir hamle ile yanıt verdi. 24 Kasım 2020 tarihinde, Çağlar Demirel’in başlattığı açlık grevleri tüm hapishanelerde yeni katılımlarla devam ediyor.
21 yıldır ağır tecrit koşullarında tutsak bulunan Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması, hapishanelerdeki siyasi tutsaklar üzerindeki baskıların son bulması talebiyle başlatılan açlık grevleri, Kürdistan’da, Avrupa’da, dünyanın başkaca merkezlerinde “Faşizmi yenelim özgürlüğü kazanalım” çalışmaları kapsamında dayanışma eylemleri ve açlık grevleriyle desteklenerek, sürdürülüyor.
İki yüzlü, takkıyeci politikaları ayyuka çıkan diktatör Erdoğan, dünya siyasetinde değişen güç dengelerine göre manevralarına bir yenisini daha ekledi. Avrupa birliği liderler zirvesi öncesi “kendimizi başka yerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz” sözlerini sarf etti. Reform lafını da ekledi. Reform lafının kısa sürede boş ve anlamsız olduğu ortaya çıktı. Bununla da demokratik güçleri beklentiye sokarak pasifize etmeye çalışıyor. Kendini Avrupa’da gören diktatör Erdoğan; burjuva demokrasisine dahi tahammül edemedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üst Daire’nin vermiş olduğu Selahattin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi kararına, en sert şekilde cevap verdi. Kararın, “teröristleri koruyan siyasi bir karar olduğu” açıklamasını yaptı. AHİM üst daire kararına karşı, yeni iddianame hazırlatarak Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile HDP vekillerini de kapsayan, 27’si tutuklu toplam 108 kişi hakkında yeni dava başlattı. Oysa Kobane sömürgeci saldırısını Erdoğan-IŞİD eliyle gerçekleştirdi. Bununla yetinmedi. 6-8 Ekim’de sömürgeci saldırıyı protesto eden 40’ı aşkın Kürt gencini, cellat olarak polisleri ve Hizbullahçı katilleri kullanarak katletti. Katil Erdoğan, şimdi HDP Eş Genel Başkanlarını yargılıyor!
AKP-MHP faşizmi, hapishanelerde siyasi rehineler üzerinde estirdiği tecrit politikaları, irade kırma operasyonları emeline ulaşmadı/ulaşmayacak da. Kürt Özgürlük Hareketi, Sosyalistler ve tüm devrimci demokratik muhalefet; faşist yasalara, hukuksuzluğa karşı dün olduğu gibi bugün de Leyla Güven’nin haykırdığı gibi “Ama dışarıda ama içeride” mücadelesini sürdürüyor, sürdürecek.
AvEG-KON olarak, Avrupa’daki tüm demokratik kurumları ve sosyalist güçleri; Öcalan üzerindeki İmralı tecridi ile F tipi hapishanelerdeki tecridi birlikte kırmaya çağırıyoruz.
Faşist baskı ve saldırılara karşı tüm hapishanelerde süren açlık grevlerini sahiplenelim, bulunduğumuz her alandan dayanışmamızı yükseltelim!
Yüksekdağ ve Demirtaş’ın, ve tüm siyasi tutsakların özgürlük sesi olalım!
Avrupa Göçmen İşçiler Konfederasyonu
AvEG-Kon