Faşist diktatörlük yeni bir saldırıyla özgürlük ateşini taşıyanları hedef aldı. Değişik kentlerde yapılan siyasi soykırım operasyonlarında elliden fazla devrimci, sosyalist gözaltına alındı. Faşizmin eşgüdümlü hareket eden güvenlik ve hukuk aparatları 5 ESP’li yoldaşımızı tutuklarken, onlarcasına da ev hapsi ve adli şart getirdi. Gece boyu devam eden operasyonlarda dağıtılan ev ve bürolar; kırılan, el konulan bilgisayarlar, fotoğraf makinaları, büro tabelaları görüntülerine, baş eğmeyen sosyalistlerin faşizmi yargılayan sloganları eşlik etti.
ESP, BEKSAV, SGDF, ETHA, SKM, Limter-İş ve Kaldıraç’a yapılan bu saldırı ne ilkti, ne de son olacak. Biliyoruz ki faşist rejim ömrünü uzatmaya çalışıyor, bu temelde hamleler yapıyor. Suruç katliamından günümüze, en ağır saldırılarla örgütlü mücadelede direten, birleşik mücadeleyi geliştirmeye çalışanları tasfiye etmeye çalışıyor. Öncesini bir tarafa bırakırsak, son 2 ay içerisinde ESP’ye dönük gerçekleştirilen toplu siyasi soykırım sayısı üçü geçti. Aynı dönem tutsak edilen yoldaş sayısı ise onlarca. Faşizmin neden bu kadar sosyalistlere kin beslediği, kudurganca saldırdığı sorusunun yanıtı ise çok net: Çünkü sosyalistler direniyor, yönetememe krizi içerisinde debelenen saray rejimine biat etmiyor; işçi sınıfı ve ezilenlerin örgütlenmesi, birleşik devrimi inşa etmek için sokakları terk etmiyor.
Sosyalistlere dönük saldırı Türkiye ve Kürdistan’da olduğu gibi, Avrupa kentlerinde de kitlesel, yaygın protestolarla karşılandı. AvEG-Kon tarafından başlatılan sosyalistleri ve kurumları sahiplenme kampanyası 14 kentte sokağa çıkan ve hâlâ devam eden sokak eylemleriyle güçlü sahiplenildi. Kampanyanın ilk etabı olan gözaltıların serbest bırakılması amaçlı yapılan eylemler faşizme öfkeyi biledi, mücadeleye devam kararlılığını dosta da, düşmana da gösterdi. Kampanyanın ilk etabı kazanıldı.
Şimdi kampanyanın ikinci etabındayız. Bu etabta, sosyalistlerin ve tutsakların özgürlüğünü talep eden eylemlere devam edilirken, aynı zamanda, yerli işçi ve emekçiler arasında enternasyonal dayanışma ağları örülecek; duyarlı milletvekili, akademisyen, yazar, sendikacı ve gazetecilerden verilen dosyanın takip edilmesi, saldırıları kınayan açıklamalar yapılması, saray faşizmine karşı tutum almaları istenecek.
Aynı etab içerisinde faşizmin yıkım saldırılarına, kurumları yeniden inşa çalışmasıyla karşılık vereceğiz. Faşist saldırganlık sadece gözaltı ve tutuklamalarla sınırlı kalmıyor. Faşizmin kolluk güçleri girdikleri her alanı, her evi ve büroyu talan ediyor, yağmalıyor. Daha önceki saldırılarında olduğu gibi son örnekte de kurumları tekrar açılamaz, çalışamaz hale getirmek için ellerinden geleni arkalarına koymadılar. Onlarca bilgisayar parçalanırken, tabelalardan duydukları korkuyu, onları parçalayarak gizlemeye çalıştılar.
Kendi tarihimizden gayet iyi biliyoruz: Onlar kırdı, döktü. Biz inşa ettik, tekrar yarattık. Tıpkı faşizme karşı dinmeyen öfkemiz gibi. Hiç kuşkusuz bu kez de aynısı olacak. Faşizme karşı sokaklarda haykırdığımız öfkemiz, enternasyonal ağ örmede ve yeniden inşa çalışmasında sahiplenme ve yoldaşlaşmada karşılığını bulacak. Hiçbir mevzi boş kalmayacak. Yeter ki her komünist öncü göçmen, emekçilerin bağrında biriktirdiği yoldaşlaşma ve sahiplenme arzusunu açığa çıkartmakta irade olsun, ısrar etsin.
Faşizmi yıkmak, özgürlüğü kazanmak için yoldaş safları sıklaştırmak, dinmeyen öfkemize bitmeyen emek ve enerjimizi katmak temel kılavuzumuz olsun.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 22 Ocak 2021 tarihli Perspektif köşesi