Kütahya Simav ve Tavşanlı ilçeleri civarında bulunan Altın-Gümüş Madeni Açık Ocak işetmesi kapasitesinin artırıma ilişkin Bakan Kurum’a sorular yönelten HDP Milletvekili Murat Çepni, iklim değişikliğinin, doğanın tahribatının ve ekosistemin bozulmasının engellenmesi, rant için enerji ve maden şirketleri eliyle doğanın talanına son verilmesi ve yanlış ekonomik politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması için Meclis’e soru önergesi verdi. Kütahya Simav ve Tavşanlı İlçeleri civarında bulunan Örencik, Dağardı, Kavaklı, Evciler Köyü, arasında kalan toplam 2.185,25 ha’lık alana, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından maden arama ve işletme ruhsatı verildiğini hatırlatan Çepni, Zenit Madencilik San. ve Tic. A.Ş, alanının, 92,94 ha’lık kısmı için izin almış, izin aldığı mevcut alanı 68,85 ha çıkartılması için Altın-Gümüş Madeni Açık Ocak işletmesi kapasitesinin artırımı projesinin ÇED Raporunu, 27 Aralık 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğunu söyledi.
Çepni, “ÇED raporunun inceleme, değerlendirme süreci başlatılmış, 11 Şubat 2020 tarihinde halkın katılım toplantısı düzenlenmiştir. 13 Şubat 2011 tarihinde Kütahya Valiliğince proje alanının 23, 39 ha bölümü için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı vermiştir. Şirket, 16 Mayıs 2019 tarihinde de Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden maden sahası içerisinde imarsız alanlarda yürütülen madencilik faaliyetleri için gerekli olan geçici tesisler ve bunların müştemilatının inşaat ve yapı kullanım iznini almıştır. Proje alanı Kütahya İl merkezine yaklaşık 45 km mesafededir. ÇED raporunda, arazisinin hazırlanması ve inşaat aşamasının yaklaşık 1 yıl, sahada açık ocak işletme planına göre üretim faaliyetlerinin 6 yıl süreceği öngörülmektedir. Zenit Madenciliğin, proje sahasını 668 hektara çıkararak 10’dan fazla köyde altın ve gümüş madeni çıkartma projesi; yöre halkının ve sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekmiş, ÇED dosyasında yanıltıcı bilgiler olduğu yönünde itirazlarını dile getirmişlerdir. Ayrıca, ‘kamu yararı vardır’ denilerek arazilerinin kamulaştırılacağı endişesi mevcuttur” dedi.
Proje alanında ruhsat sahasının bir kısmının Çatak yana hayatı geliştirme sahası sınırları içerisinde olduğuna dikkat çeken Çepni, “Hayvanların otlatıldığı meralar da maden sahası içerisinde kalmaktadır. 668,85 ha maden sahasının 508,70 ha orman, 159,67 ha tarım arazisi ve 0,385 ha meradır. Raporda, sahada sadece 2 bin 143 ağaç olduğu görülmektedir. Oysa ki bölge sık orman dokusuna sahiptir ve yalnızca tek bir tepede 2 binin üzerinde ağaç bulunmaktadır. Gediz ve Simav diri fay hatları nedeniyle Kütahya deprem olasılığının yüksek olduğu şehirlerden biridir. Gediz hattında 1970 yılında 7.2’ik deprem yaşanmıştır. Proje kapsamında YLT liç işlemleri için siyanür solüsyonu kullanılacağı, bu alanda kullanılacak siyanür nedeniyle liç sıvısının sıcaklığı ve pH’ına bağlı olarak HCN gazı oluşumu risk söz konusu olacağı ÇED raporunda belirtilmektedir” ifadelerini kullandı.
Proje faaliyete geçtiğinde; yörenin ekosistemine, ormanlarına, yeraltı ve yer üstü su varlıklarına ve yaban hayatına telafisi imkansız zararlar vereceğinin altını çizen Çepni, iklim değişikliğinin, doğanın tahribatının ve ekosistemin bozulmasının engellenmesi, rant için enerji ve maden şirketleri eliyle doğanın talanına son verilmesi ve yanlış ekonomik politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni’nin, Bakan Kurum’a yönelttiği sorulardan öne çıkanlar şöyle:
■ “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, projenin, su varlıklarına, meralara, tarım alanlarına vereceği zararların belirlenmesi için çalışmanız var mıdır? Bu konuda ilgili Bakanlıklar ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapacak mısınız? Proje faaliyete geçtiğinde yöre halkının mağduriyetleri nasıl telafi edilecektir?
■ Zenit Madencilik firmasının yöre halkından arazilerini önerilen fiyattan satmalarını talep ettiği iddiası doğru mudur? Proje sahasında, kamu yararı olduğu öne sürülerek kamulaştırma yapılacak mıdır? Bu konuda yöre halkı bilgilendirilecek midir?
■ Proje faaliyete geçtiğinde 6 yıl boyunca ayda 16 patlatma ile 12 ocak açılacaktır. Yüzlerce kilo dinamit kullanılacak, Pasa ve cevher içeren milyonlarca ton toprak açığa çıkacaktır. Gürültü ve kirliliğin çevresel etkilerinin engellenmesi için ne gibi çalışmanız olacaktır? Bu konuda Türkiye genelinde maden işletmelerinin çevre mevzuatına uygunluğu denetlenmekte midir?
■ Proje sonunda oluşacak siyanür ve kimyasal atık çukurları nasıl bertaraf edilecektir? Bu atıkların su varlıklarını ve toprağı kirletmesi nasıl engellenecektir? Olası deprem durumunda risk dikkate alınmakta mıdır?
■ Kütahya ili genelinde Bakanlığınız tarafından ÇED olumlu kararı verilen kaç adet maden projesi vardır? Kütahya’da maden arama ve işletme ruhsatlarının iptali için ilgili Bakanlık ile işbirliği yapacak mısınız?
■ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak siyanürle altın işletmeciliğine son verilmesi için çalışmanız olacak mıdır? Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile işbirliğiniz olacak mıdır?
■ Anayasada, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmektedir. Sosyal devlet olmanın gereği, Türkiye genelinde şirketlerden değil, halktan yana çevre politikaları üretmeyi düşünmüyor musunuz?”