HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, İstanbul Sözleşmesi’ni sokakta korumaktan ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik tepkiler sürüyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran AKP/MHP iktidarının uzun süredir sözleşmeyi iptal etmek için mücadele ettiğini ancak kadınların tepkisi nedeniyle dönem dönem geri adım atmak zorunda kaldığını hatırlattı.
Başaran, “AKP iktidarı 18 yıllık iktidarı boyunca özellikle pandemi dönemi ve ülkenin savaşa doğru evirilmesi ile beraber neredeyse her gün en az üç kadının katledildiği ve kadınların yaşamları için alanlarda her türlü şiddetle yüz yüze kaldığı bir süreçte bu durum kabul edilemez. Çünkü İstanbul Sözleşmesi büyük mücadeleler sonucu elde edilmiş bir kazanım. Kendiliğinden lütuf olarak verdiği ya da imzaladığı bir sözleşme değil. 2011 yılında bütün kadın örgütlerinin verdiği büyük mücadeleler, Meclis’te de partilerin çoğunluğunun imzasıyla bu sözleşme kabul edilmişti” dedi.
AKP’nin siyasetini belirlerken, önündeki en büyük engel olarak gördüğü kadınları sindirmek, şiddeti meşrulaştırmak için birçok şey yaptığını ve erkeklere güç vermek için de sözleşmeden geri çekildiğini ifade eden Başaran, şöyle devam etti: “Usul olarak çekilme yöntemi bu değil. Usulüne uygun olarak uluslararası imzalanan bir sözleşme, imzalandığı usul ile geri çekilmek zorunda. Ancak tek adam rejimi bu ülkede bütün mekanizmaları feshederek tekçi anlayışı ile darbeler gerçekleştirebiliyor. Bu durumların partimize yönelik saldırıdan çok bağımsız olduğunu düşünmüyorum. İktidar son süreçte önlerindeki kendi varlıklarını korumak için önlerindeki engelleri tek tek saf dışı bırakmaya çalışıyor. AKP ve MHP ittifakının önündeki en büyük engellerden birisi HDP ve kadınlardır. 8 Mart’ta kadınların sokaklara çıkarak, isyan ve özgürlük talepleri bunun bir göstergesidir. Ama şu çok net, kadınlar böyle tarihsel bir kazanımdan vazgeçmeyecek, kadınlar şiddet sarmalı içerisindeyken tek güvencelerinden vazgeçmeyecekler. İstanbul Sözleşmesi’ni korumaktan ve bunun mücadelesini vermekten vazgeçmeyecekler.”
