İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Dünya proletaryası ve ezilen halkları, emperyalist kapitalizmin koronavirüs salgınıyla tetiklenen ağır kriz koşullarında giriyor 1 Mayıs sathına. Bir yandan krizin yükü yine işçi ve emekçilerin sırtına yüklenmeye çalışılırken, diğer yandan sistem saldırılarına karşı direniş daha fazla grev, iş yeri işgali, sokak gösterileriyle karşı saldırıyı mayalamaya, güçlendirmeye kilitlenmiş durumda. Egemen sınıfların dünya çapında politik özgürlükleri tırpanlama hedefi, virüsü bu açıdan da fırsata çevirme girişimleriyle at başı giderken, işçi sınıfı ve ezilenler daha büyük mücadeleler için öfke biriktiriyor.
Kimi tarihi günler vardır ki ezenlerle ezilenler, proletarya ile burjuvazi ideolojik, politik ve örgütsel tüm birikimleriyle karşı karşıya gelirler. Nasıl ki 8 Mart, emekçi kadınların erkek egemen kapitalist düzene ve erk sistemine karşı öfkesini sokağa yansıttığı gün ise; nasıl ki Newroz, özelde mazlum Kürt halkının sömürgeciliğe karşı direnişi kuşandığı gün ise, işte 1 Mayıs da dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin kapitalist sömürü düzenine karşı sınıf kiniyle dolup taştığı, tüm ezilenlerin özgürlük taleplerini içerip; sınıfsız, sömürüsüz ve sınırsız dünya talebini burjuva dünyanın karşısına siyasal bir ordu olarak diktiği gündür.
Hem faşist saray rejiminin yönetememe krizine bağlı olarak geliştirdiği tasfiyeci saldırganlık, hem de Avrupa burjuvazisinin temel haklar üzerindeki gittikçe ağırlaşan saldırıları, komünist öncünün önümüzdeki 1 Mayıs’ın ruhuna uygun olarak meydanlarda kutlanması için birleşik örgütlenmelerin harekete geçirilmesi, yerli ve göçmen halkların ve örgütlenmelerin sokak perspektifiyle hareket etmesi çağrılarına öncülük yapması; bunların başarılamadığı durumda öz güçleriyle bağımsız eylem ve etkinlikler koymasını koşulluyor.
Pandemiyi bahane ederek işçi ve emekçilere sokağı yasaklamaya çalışan kapitalist devletlerin, tersinden fabrikaları, atölyeleri, sanayi bölgelerini kapatmayarak milyonlarca insanı virüsle, ölümle karşı karşıya çalışmak zorunda bırakma ikiyüzlülüğüne gerçek yanıtın 1 Mayıs’ın sokakta karşılanmasıyla verileceği en geniş işçi ve emekçilere anlatılmalı. “Herkes aynı gemide” yalanına karşın, sağlıktan eğitime, çalışma yaşamından kültüre, tüm her şeyde olduğu gibi, pandeminin de ağır sonuçlarının, yükünün işçi ve emekçilerin omuzlarına yüklendiği; buna bağlı olarak artan ırkçılığın, kadın katliamlarının, derinleşen toplumsal eşitsizliklerin temel kaynağının kapitalist düzen olduğu gerçekliği sokak sokak, fabrika fabrika işlenmeli. Derinleşen kriz karşısında egemenlerin daha da gericileşerek, baskı yasalarını, polis devletini göreve çağırma hamlelerine yine en etkili yanıtın söz, eylem ve örgütlenme hakkının sokakta meşru mücadeleyle savunulması yoluyla verilebileceği bilinçlere kazınmalıdır.
Derinleşen ekonomik krizle birlikte tüm demokratik güçlere, başta da devrimci, yurtsever, sosyalist öncülere dönük tasfiyeci saldırılarını yoğunlaştıran; fakat saldırdıkça güçten düşen, irtifa kaybeden AKP-MHP faşist ittifakına karşı öfkeyi 1 Mayıs’ta sokağa dökmeye çağrılmalı tüm Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmenler. HDP’nin kapatılma girişimlerine, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ekseninde kadın cinsine karşı cins kırımının örgütlenmesine; soygun ve talan düzenine; tutuklama, gözaltı, işkence ve katletmelere karşı birleşik mücadelenin gücüyle dile gelmeli öfkemiz 1 Mayıs’ta.
Biliyoruz egemenler yasaklamaya çalışacak bu 1 Mayıs’ı da. Ama herkesten önce hazır olmalı meşru zeminde sokak hattında ilerlemeye komünist öncüler. 1 Mayıs dolayısıyla kitlelere gidişten, çağrılarımızın sosyal medya ortamları da dahil olmak üzere, her araçla kendi hedef kitlesine ulaşması adım adım planlanmalı, örgütlenmeli. Gerek ön hazırlık çalışmaları, gerekse anın örgütlenmesi, disiplini ve görselliği mutlaka yansıtabilmeli işçi sınıfı ve ezilenlerin kararlılığını, özlem ve taleplerini. Kapitalist barbarlığa karşı sosyalizmin aydınlığı mutlaka ışıldamalı bu çalışmayı yürüten her yürekte.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 16 Nisan 2021 tarihli Perspektif köşesi