Devrimci Komünarlar Partisi /Birleşik Özgürlük Güçleri (DKP/BÖG), 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, 1 Mayıs çağrısının sistemi devirmek için birleşme çağrısı olduğunu belirtti.
“1 Mayıs’ı kapsayan yasakların tek izahı öfke sokağa taşarsa ve birleşirse, bir daha evine dönmeyeceğidir” denilen DKB/BÖG, açıklaması şöyle;
“21.yüzyılın ilk çeyreği yer kürede çok boyutlu ayaklanmalar çağını yaşıyor. Bir çok kıtada korona salgını emperyalizmin barış, adalet, refah, demokrasi kavramları arkasına gizlediği barbar sömürü dünyasını ve çöküşünü herkesin görebileceği çıplak gerçeklik olarak ortaya koydu. Batı merkezli emperyalist blok karşısında yayılarak küresel bir güç haline gelen doğu bloğu emperyalist tekeller arasında çelişkileri, çatışmaları derinleştirerek bağrında savaşları mayalandıran küresel bir yıkım çağına girdi. Yeni yönelimler arayışında dizayn edilmeye ve ittifaklaşmaya çalışan sistem tüm bu krizleri aşmanın, pazar hakimetlerini yeniden kurmanın ve daha çok kar etmenin yolunu vahşi sömürü çarklarını azgınca kuracağı, savaşlarla pazar hakimiyeti sağlayacağı, milyarlarca insan üzerinde kölelik düzeni inşa edeceği, bir avuç tekelin geleceği ve iktidarı için dünyayı ateş topuna çevireceği bir süreci başlattı. Salgın bir sağlık sorunu olmaktan öte krizin yarattığı toplumsal dalgalanmaları kontrol altında tutmanın, denetlemenin, yasaklamaların bir aracı olarak iktidarların en kullanışlı oyuncağı haline geldi. Salgına bağlı yatırımlar, aşı ve test sektörü tüm zamanların en karlı tekellerini yaratırken, tüm önlemler kapitalist sömürü çarklarını sürdürmeye ve tekellerin ihtiyaçlarına uygun işletilmekte. Salgın bir sağlık sorunu değil, iktidar sorunudur. Nasıl ki iktidarlar işçi ve emekçilere yönelik sınıf savaşımını her koşulda kesintisiz sürdürmekteyse, sömürüyü, savaşları, işgalleri, üretimin çarklarını sürdürmekteyse, salgından da sömürüden de kurtuluş işçi ve emekçilerin sınıf savaşımını yükseltmesine, iktidarı hedeflemesine bağlıdır.
Çürümüş AKP-MHP faşizmi için de diğer iktidarlar da olduğu gibi salgın bir yardım simidine dönüşmüştür. İnsanı, doğayı, kültürü ve gerçeği yağmalayan, herşeyi kendilerine servete tahvil eden bu sistem işlemiyor, bu iktidar yönetemiyor. Ondan kurtuluşun şartları olgunlaşmıştır. Her yerde yükselen isyan sesleri, işçi direnişleri, grevler salgın yasaklarıyla engellenmekte. Milyonlarca emekçi için çelişkilerin derinleştiği ve artık rıza göstermediği, eskisi gibi yönetilmek istemediği bir dönemde her yasak ve karşı saldırı salgın maskesi ile bastırılmaktadır. 1 Mayıs’ı kapsayan yasakların tek izahı öfke sokağa taşarsa ve birleşirse, bir daha evine dönmeyeceğidir. Bu faşist iktidarın sonu demektir. Salgın gerekçesi ile iktidarın yasaklarına uyum gösteren, direnişleri, grevleri erteleyen, “evde kal” çağrısı yapan hiç bir güç emeğin, ezilenlerin safında değildir. Onun yasaklarına, yasalarına uyum göstermek, faşizmin daha büyük saldırılara hazırlanmasına zaman tanımaktır. Onun yasaklarına uyum göstermek, insan sağlığını düşünme ardına gizlenmiş milyonların açlıktan ölümüne uyum göstermektir. Onun yasaklarına uyum göstermek durmayan işgallerine, Kürt halkının soykırımına, sömürgeciliğe uyum göstermektir. Onun yasaklarına uyum göstermek patriyarkaya, kadın ve LGBTİ+’ ların katledilmesine seyirci kalmaktır. İşçi cinayetlerine, intiharlara, açlıktan ölümlere, doğanın talanına uyum göstermektir. Bugün ne ekonomik, ne siyasal, ne askeri açıdan inandırıcılığı kalmamış, yükselecek bir direniş karşısında ilmik ilmik dökülecek bir iktidar gerçeği vardır. Ne faşizm, ne de eski parlementer rejim! Şimdi işçi komünlerinin, halk komünlerinin, özgürlük konseylerinin yöneteceği demokratik halk iktidarı için birleşmenin zamanıdır. Şimdi saatleri devrime ayarlamanın, iktidarı istemenin tam zamanıdır.
1 Mayıs 2021’in siyasal çağrısı çürümüş bu sistemi devirmek için birleşmenin, savaşmanın, sokakta olmanın çağrısıdır. Türkiye işçi sınıfı ve Kürt halkının güçlerini birleştirerek, birleşik devrim hedefinde yürümesinin çağrısıdır.
Partimiz; tüm dünya işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününü çoşkuyla selamlıyor, meydanlarda işçi sınıfının kızıl bayrağının dalgalanmasına hiç bir gücün engel olamayacağını ilan ediyor. Türkiye işçi sınıfı ve yoksul Kürt halkını 1 Mayıs’ta meydanlarda olmaya, kol kola sömürgeciliğe ve sömürüye karşı devrim sancağını birlikte yükseltmeye çağırıyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs
Ya Barbarlık Ya Sosyalizm”