Berlin’de 17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası kapsamında eylem düzenlendi.
17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası kapsamında Berlin’de „Gözaltında kayıpları unutmayacağız, hesap soracağız!” şiarıyla bir eylem gerçekleştirildi. Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite’nin (ICAD) çağrısıyla yapılan eylemde kayıpların bulunması ve sorumluların yargılanması istendi.
Saygı duruşu ile başlayan eylemde ICAD’ın Türkçe ve Almanca açıklamaları okundu.
Egemen sınıfların kendi iktidarlarını sürdürmek için toplumsal muhalefete yönelik uyguladıkları gözaltında kaybetme saldırısının dünyanın birçok ülkesinde sürmekte olduğu belirtilirken, toplumun başta devrimci, ilerici kesimleri olmak üzere, mevcut faşist, gerici devlet aygıtları ve onların baskı ve sömürü düzenlerine karşı gelen tüm muhalif kesimlerin bu saldırının hedefi olduğu vurgulandı.
Gözaltında kaybetme saldırısının Hitler faşizminden Latin Amerika’da ABD destekli diktatörlüklere, Türkiye’den Sri Lanka’ya, Pakistan’dan Irak’a, Suriye’den Kolombiya’ya, Meksika’dan, Balucistan’a ve Mısır’dan Marokko’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde faşist, gerici diktatörlükler tarafından uygulandığını ve uygulanmaya devam ettiği ve yüzbinlerce insanın gözaltında kaybedildiği anlatılarak, bazı örnekler verildi.
2018’den bu yana 751 yerleşim biriminde 1.339 toplu mezarın bulunduğu Meksika’da 2020 yılı içinde 12 bini aşkın insanın devlet güçleri veya devlet güçleri ile ilişki içinde hareket eden çeteler tarafından kaçırılarak kaybedildiği belirtildi.
Kayıpların yaşandığı ülkelerden biri olan El Salvador’da 2020 yılında 1500’ü aşkın ve Ocak-Mart 2021’de ise 300’ü aşkın insanın kaçırıldığı, 80 binden fazla gözaltında kayıbın olduğu Kolombiya’da 28 Nisan 2021’de genel grevle başlayan vergi reformu karşıtı protestolarda 40’ın üzerinde insan devlet güçleri tarafından katledilirken, gözaltına alınan insanlardan 400’den fazlasının akıbeti bilinmediği anlatıldı.
Türk devletinin de gözaltında kaybetme saldırısını Gülistan Doku, Hurmüz Diril ve Gökhan Güneş örneklerinde görüldüğü gibi sürdürdüğünü belirten ICAD, Cumartesi Annelerine yönelik saldırılar ve dava açılmasının, bu politikanın bir parçası olduğu belirtildi.
Kayıp yakınlarının, ilerici ve devrimci güçlerin, diktatörlüklerin bu saldırısına karşı örgütlü mücadeleyi ve toplumsal muhalefeti geliştirdiği ve bu insanlık suçunu teşhir edebildiği oranda geri bu saldırının püskürtebildiğini belirten ICAD, Arjantin’de Plaza de Mayo Annelerinin on yıllara yayılan mücadelesi, Türkiye’de Cumartesi Annelerinin 1995 yılından beri süren mücadelesinin bu konuda yol gösterici olduğunu belirtti.
Eylemde uluslararası kamuoyuna tüm gözaltında kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve sorumluların yargılanması için kayıp yakınlarının mücadelesini sahiplenme çağrısı yapıldı.
Eyleme Nav-Dem Berlin, PYD, ATİF, Dest-Dan Kadın Meclisi, Sosyalist Kadınlar Birliği, KKP, YS ve AGİF katılarak destek verdi.
Gözaltında kayıpların resimlerinin ve pankartların taşındığı eylem sloganlarla sonlandırıldı.
