Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu’nun (AvEG-Kon) düzenlediği beşinci yaz kampı devam ediyor. Yaz kampının ilk haftası geride kalırken, kampta güncel siyasal gelişmeler ile ilgili bir panel düzenlendi.
AvEG-Kon Eş Başkanı Serpil Arslan ve konsey üyesi İbrahim Avcıl’ın panelist olarak katıldığı etkinlikte Türkiye/ Kürdistan ile Avrupa’daki güncel siyasal gelişmeler tartışıldı.
Konya’da katledilen Dedeoğlu ailesinden 7 Kürdün anısına saygı duruşu ile başlayan panelde ilk sözü İbrahim Avcıl aldı. Avcıl Avrupa’daki polis yasalarına dikkat çekerek, muhalif güçlerin demokratik hakları ile politik özgürlüklerinin kısıtlamaya yönelik saldırıların arttığını belitti.
İşçi haklarına yönelik saldırılara da dikkat çeken Avcıl, pandemi sürecinde artan enflasyon ve zamlara göre toplu iş sözleşmelerinde işçilerin ücretlerinin aynı oranda artmadığını belirtti, göçmen örgütlerinin bu konuları gündemlerine alması gerektiğini ifade etti.
SAGLIK ÇALIŞANLARINA ALKIŞ VAR ZAM YOK
Avcıl, pandemi döneminde büyük fedakârlık gösteren sağlık emekçilerinin durumuna da dikkat çekerek, toplum sağlığı için kendilerini feda eden sağlık emekçilerine hükümetlerin “alkıştan” başka bir şey vaat etmediğini belirtti. Avcıl, sokakta mücadele veren işçilerin yanında olmak gerektiğini vurgulayıp, özelleştirmelere ve burjuvazinin sürdürdüğü saldırılara karşı herkesi mücadeleye çağırdı.
“MEZARDA EMEKLİLİĞİ DAYATIYORLAR”
Avcıl’ın dikkat çektiği başka bir konu da Avrupa’da tartışılan emeklilik yasaları oldu. “Almanya başta olmak üzere emeklilik yaşını 70’li yaşlara kadar çekilmesi tartışılıyor. Bu bizim yıllardır mezarda emeklilik olarak tanımladığımız şeyin hayata geçirilmesidir.” dedi. Irkçılık ile mücadelenin göçmen örgütlerinin bir diğer mücadele gündemi olduğunu ifade eden Avcıl, Belçika’daki kağıtsızlar mücadelesini örnek göstererek açlık grevi yapan mültecilerin mücadelesinin kazanımla sonuçlandığını ve bu türden direnişlere tüm göçmen örgütlerinin tam destek vermesi gerektiğini söyledi.
Panelin ikinci bölümünde ise Türkiye ve Kürdistan’daki siyasal gelişmeleri aktaran AvEG-Kon Eş Başkanı Serpil Arslan, 2015 Suruç katliamından bu güne faşist saray rejiminin yönetememe krizi ve buna paralel olarak da süren çöktürme planına değinerek sözlerine başladı. HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP’lilere yönelik tutuklama saldırısı, işçi direnişlerine yönelik saldırılar, Kürtlere yönelik linç saldırıları ve katliamlar, Alevi yurttaşların inancına karşı asimilasyon saldırılarının sürdüğü ama bunlara karşı da devrimci mücadelenin sokaktan geri çekilmediğine işaret etti. Faşist saray rejiminin tek çaresinin Kürt özgürlük hareketine ve sosyalistlere yönelik dizginsiz bir saldırıdan başka çaresinin olmadığını belirten Arslan, toplumdaki büyüyen hoşnutsuzluğu örgütlemenin zorunluluğuna dikkat çekti. LGBTİ+ ve kadınlara yönelik saldırıları da hatırlatan Arslan, kadınların 1 Temmuz’da saray kararnamesi ile yürürlükten kalkan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı sokakta barikat barikat verdiği mücadeleyi selamladı.
Birleşik mücadelenin antifaşist güçlerle birlikte sokakta örülmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Arslan, gençlik örgütlerinin birleşik mücadelesi, kayyum rektör Melih Bulu’nun görevden direnişle aldırılması faşist saray rejimine karşı mücadelenin nerelerden geliştirileceği ile ilgili yol gösterdiğini belirtti.
Avrupa devletlerinin faşist Türk devletine süren desteğini, Avaşin-Zap-Metina bölgesine yapılan saldırılara karşı enternasyonal heyetin Alman devleti tarafından engellenmesi üzerinden anlaşılabileceğini belirten Arslan, “Bulunduğumuz her ülkede faşist saray diktatörlüğünü teşhir etmeliyiz. Yerli işçi ve emekçilere kendi gerici devletlerine karşı harekete geçmesi noktasında çağrılar yapmalıyız” dedi.
Panel soru cevap bölümünden sonra sona erdi.
AvEG-Kon yaz kampı “Öncünün Güncel Görevi”, “Avrupa’da yükselen ırkçılık ile mücadele görevlerimiz” ile Tutsakların Sesi Platformunun düzenleyeceği panellerle devam edecek.