Her yıl kilitlendiğimiz “25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü”ne bu yıl Avrupa SKB, bir kampanya ile hazırlık yapıyor. Kadın özgürlük mücadelesinin önemli bir gününü güçlü, etkili geçirmek istiyorsak her yerelde ön hazırlıkları şimdiden iyi planlamalıyız.
Eylem biçimlerinde çeşitliliklerle başlayabiliriz.
Kadın örgütleri ile ortak yapılabilecek bir günde 6-7 ayrı noktada “vur kaç” biçiminde aksiyonlu eylemler planlanabilir. 2-3 kişiden oluşan 6-7 ayrı ekibin eline verilecek malzemelerin olduğu çantalar hazırlanabilir. Her eylemin konusuna göre her çantanın içine materyaller konulur. Çantaya ölen kadınların sayılarının olduğu rakamlar, pankartlar, resimli afişler, stikır, tebeşir, sprey boya, ipe veya ağaçlara asılı resimli görseller, duvar şablonları, ayakkabılar, vb. her alanın yaratıcılığına bağlı olarak farklı materyaller konulabilir. Eylem mekanları olarak, Kadın ve Cinsiyet Eşitliği, Aile Bakanlığı şubelerinin önleri, karakol veya yakın noktalar, alışveriş merkezlerinin giriş çıkışları, hastane ve okul önleri, meydanlar, köprüler seçilebilir.
Yaşamını yitiren kadınların adının yazılı olduğu sokak tabelası hazırlayarak, katledildiği semtin sokak tabelalarının üzerine koyarak değiştirebiliriz. Kadın cinayeti sonrasında mahkeme önlerini eylem alanına çevirebiliriz.
Tanıdık sanatçı, siyasetçi, yazar vb. kadınlardan yerel dillerden yapılan 1 dakikalık videolar isteyebiliriz. Resim yeteneği olan kadın ressamları ve müzisyen kadınları bir meydan veya online buluşmada toplayarak, tualleri, boyaları alana toplu getirerek, eylemi izleyen ve gelip geçen kadınlardan, kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi çizmesini ve şarkı söylemesini isteyebiliriz. Milletvekilleri ile görüşmeler yaparak kadına yönelik şiddete karşı mücadelede alo şiddet hattına yapılan başvuruların sayısını, sonuçlarını ve İstanbul Sözleşmesi’ne uyulup uyulmadığını sorabilir, görevler çıkartabiliriz.
Özellikle çok gündem yapılmayan, bağıran, psikolojik şiddet uygulayan defalarca kez eleştiri “özeleştiri” ile değişmediğini gösteren erkeğe karşı hiç soruşturma talebinde bulunmayan kadınlar artık sessiz kalmamalı. Suç ve ceza kapsamında soruşturma açılmasını talep ederek örnek olabilmeli, kadınları cesaretlendirebilmelidir.
Özsavunma eylemini hiç yapmayan kadınlar artık durum değişikliğine gitmeli, beyanda bulunan kadın, çocuk, LGBTİ+ için erkeğe Özsavunma uygulamalı, cezalandırmalı, başkaca kadınları da Özsavunma grubunda yer almaya davet etmelidir. Bilgisini kesin aldığınız, ismini bildiğiniz tecavüzcü erkeklerin adını, varsa resimlerini özel bildiri ve afiş ile yaşadıkları mahallede, bölgede asabilir, teşhir edebilirsiniz. Şiddete uğramasına rağmen sessizliğini koruyan kadınlar çevremizde oldukça fazla. Bu kadınların sessizliğini bozması için özel görüşmeler yaparak cesaretlendirebiliriz. Mirabel kızkardeşlerin cesur, korkusuz iradelerini anlatmanın yanı sıra, sessizlikleri nedeniyle erkeklerin devam eden şiddetleri altında her gün ezilen ve yok olan kadınları anlatarak sessizliğin yarattığı korkunç tahribatı bilince çıkartmalıyız.
Her alan, bu mücadele araç ve yöntemlerinden, örneklerinden birkaçını örgütleyebilirse canlı bir 25 Kasım hazırlık tablosu ortaya çıkacaktır.
Dünyanın her yerinden sokağa çıkacağımız 25 Kasım günü Avrupa’da işçi, emekçi göçmen kadınlar olarak sokakta güçlü olmak istiyorsak salt en geniş kadın kitlesine materyallerle ve eylem biçimleri ile ulaşmak değil, aynı zamanda yüz yüze ziyaretler yapılmalıdır. Listelenmiş kadın isimleri kimlerce ziyaret edilecek gibi Ekim, Kasım aylarına yayılmış ziyaret planı kadınların sokakla buluşmasını sağlayacaktır.
Taleplerimizi, ulaştığımız kadınlara anlatarak mücadele alanlarına taşıyalım.
– Hayır Hayır Demektir, “Kadın beyanı esastır, ispatı erkeğe aittir” ilkesi her ülkede yasallaşmalı ve harfiyen uygulanmalıdır.
– Kadın, LGBTİ+’lara dönük cinsel suç saldırılarının görüleceği özel mahkemeler kurulmalıdır.
– Kadına şiddet, diğer adli şiddet olayları ile aynılaştırılamaz. Kadına şiddeti meşru gören erkek egemen her tür şiddet, en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
– Erkek egemen kapitalist düzen koşullarında dünyada “Kadına Yönelik Şiddete Hayır” demeye devam edeceğiz. Ancak kadına yönelik şiddetin olmadığı bir dünyaya sosyalizme, komünizme ulaşmak için örgütlenerek, kadın devrimiyle yürümeye devam edeceğiz. 25 Kasım kadın isyanlarımızı büyüteceğimiz bir gündür, kadın iradesinin gücünü o gün meydanlarda gösterelim.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 15 Ekim 2021 tarihli Sosyalist Kadın köşesi