Kasım ölümsüzler ayı etkinlikleri Almanya’nın Mannheim kentinde gerçekleştirilen geceyle birlikte start almış oldu. Devrim ve sosyalizm kavgasında feda ruhunu kuşanarak yitirdiklerimizin yaşamlarının yanı sıra partinin kavga dolu 27 yılının anlatıldığı, aktarıldığı gecelerde, köhnemiş emperyalist kapitalist düzene karşı ideolojik politik duruşun en tam biçimde tezahür edilişine tanıklık ediyor bu etkinlikler. Ölümsüzlerin ailelerinden, ellerinde bayrakları ve sıkılı yumruklarıyla şehitlerimizi selamlayan genç komünistlere, etkinliğe katılan herkeste acılar öfkeye evrilirken, “devrim şehitleri ölümsüzdür”, “tek yol devrim” haykırışları inletiyor havayı.
Şüphesiz ki bu etkinliklerin temel amacı ölümsüzlerin partili mücadelesini kitlelere taşımak, onların uğruna feda ettikleri yaşamlarının anlamı olan sozyalizm kavgasını daha fazla işçi-emekçiyle buluşturmaktır. Dolayısıyla etkinliklere katılımın güçlü olması demek, dolayımsız ideolojik politik hatta durarak en geniş kitleyle ölümsüzlerimizi ve yaşamlarını buluşturmak anlamı taşımaktadır.
Emperyalist burjuvazinin kitleleri lime lime eden ideolojik tasfiyeci bombardımanına ek olarak yaşadığımız korona salgını göstermektedir ki, kitlelerin etkinliklere taşınması için komünistlerin yüksek çaba ortaya koyması gerekmektedir. Başta parti çevre çeperi olmak üzere devrimci demokrat çevrede de kendini bu etkinliklerin bir parçası, öznesi görmeme hali, sadece etkinlik biletleri alarak kendini dayanışmacı pozisyonda tutma hali egemen. Dolayısıyla bu ruh halinden kitlelerin çıkartılması süreklileşmiş ve etkili iletişim kanallarının ortaya çıkartılmasından geçmektedir.
Bunun ortaya çıkartılması tabi ki çalışmayı omuzlayan komünist öznelerin böylesi ideolojik politik anlamı güçlü etkinliği kitlelere taşırken sergilediği politik ataklık, canlılık ve kararlılıkla mümkün olabilir. Gecenin yapılacağı kentlerde bir bütün olarak politik hava estiremiyorsak; bildirisi, afişi ve biletiyle karşılaşmamış tek bir göçmen işçi-emekçi bırakmama kararlılığını kuşanamıyorsak, en yakın kitlemizi dahi bu dayanışmacı ruh halinden çıkartamayacağımız çok açık.
Evet etkinlik biletlerinin insanlara ulaştırılması çalışmamızın bir yanı. Fakat daha da önemli diğer yanı ise yürüttüğümüz çalışmayla en geniş kitleyle temas kurmak, onlara ölümsüzlerimizi ve partiyi taşımak, onlarda “bu etkinliğe katılmalıyım” duygusunu yaratabilmektir. Sadece bilete odaklanan bir çalışma, daha tam söylemek gerekirse esnaf kitlesiyle yetinen bir çalışma hem kitlesel olarak bizi daraltacak, hem de eylemimizin amacından bizi saptıracaktır.
Semt semt kentleri kuşatmak, çat kapı faaliyetlerinden kalabalık mekanlarda ajitasyon konuşmalarına ve soyal medyanın en etkin biçimde kullanılmasına… sınanmış ve başarılı olduğu kanıtlanmış bütün araçları devreye sokmak, etkinliklerin kitleselliğini de garantileyecektir. Özelikle de komünist öncünün kendi kitlesinin en tam biçimde etkinliklerin parçası olması için onlara zaman ayırma konusunda bencilliğe düşmeden yüz yüze görüşmelerle teşviki güçlü tutmak zorunluluğu kendisini dayatıyor.
Bütün bunların olabilmesi için etkinliklere katılım sorununu komünist öznelerin en hızlı bir biçimde gündemlerinin başat konusu haline getirmesi, ihtiyaç olduğu tesbit edilen araçların gecikmeksizin örgütlenmesi, semt ve bölgelerde katılabileceklerin listelerinin oluşturulması ve bu listelerin çalışmayı yürütenler arasında zimmetlenmesi yöntemleri katılımı garantilemek için uygulanması gereken yöntemlerdir.
Etkinliklerin güçlü ve kitleselliği, bu aşamadan itibaren kendiliğindenciliğe savaş açmış tüm kolektiflerin olduğu kadar tekil komünistlerin de temel görevidir.