Son günlerde özellikle İspanya’da seks işçiliğinin yasaklanması tartışmaları ile kapitalizm ve seks işçiliği ve seks endüstrisi tartışmaları alevlendi. Kapitalizmde seks işçiliğini engellemek, seks endüstrisini ortadan kaldırmak mümkün mü? Ve bu durum gerçekleşirse sektörde çalışan kadınlar nasıl etkilenir?
Kapitalizmde kadın cinselliğinin sömürüsü aynı zamanda fuhuşun seks endüstrisi olarak örgütlenmesi biçiminde gerçekleşir.
Bu, kadın cinselliğinin açık tüm toplumun gözü önünde sömürüsüdür aynı zamanda.
Kadının cinselliğinin meta haline gelişi sadece cinsel ilişki biçiminde gerçekleşmez, aynı zamanda reklamcılıktan porno sektörüne, eğlence sektörüne, basın ve yayın alanı gibi birçok alana doğru genişler, yayılır. Devasa bir sömürü alanı halini alır.
Ev içindeki artı değer sömürüsünden farklı olarak, seks endüstrisindeki cinsel sömürü, artı değer üretimine hizmet eder.
Marksizm fuhuşu sınıflı toplum biçimlerinin kaçınılmaz bir sonucu olarak görür.
Fuhuş yasası ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. Bazı ülkelerde fuhuş ve seks işçiliği yasalken ve bir meslek olarak kabul ediliyorken, bazı ülkelerde ise; ölümle cezalandırılan bir suçtur.
Avrupa ülkelerinin 5’inde seks işçiliği yapmak, seks hizmeti almak yasak.
İsveç’in ardından Norveç ve İzlanda da bu modeli uygulayan ülkeler arasına girdiler. İsveç gibi Fransa da seks işçiliğini yasaklamaya kalkışınca, uygulamaya karşı çıkan seks işçileri “Bu bizim tercihimiz ve bir meslek” itirazında bulundu.
Şimdilerde İspanya’da bu tartışmaları yaparak seks işçiliğini yasaklamayı planlıyor. İspanya, Tayland ve Porto Riko’dan sonra dünyanın en büyük üçüncü fuhuş merkezi olarak biliniyor.
Peki kapitalizm koşullarında seks işçiliği yasaklanarak fuhuş sektörü engellenebilir mi?
Ataerkil kapitalist sistem aynı zamanda cinsel sömürüyü de içerdiğinden kapitalizmde seks sömürüsünün bütün biçimleriyle ortadan kaldırılması mümkün değildir. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği, erkek egemenliği ve heteroseksizm, seks endüstrisi ortadan kaldırılmadan seks işçiliği de ortadan kaldırılamaz. Sadece bazı yasaklamaymış gibi görüntülerle kısmi görüngü değişir, sınıflı toplumun cinsiyetçi sömürü gerçeği ise değişmez.
Zaten olan da budur. Seks işçiliğinin yasaklandığı ülkelerde kayıt dışı işçilik biçiminde sürdürülmektedir. Tayland’da seks işçiliği yasaktır fakat buna rağmen dünyanın en büyük seks endüstrisi merkezidir.
Seks ticaretinin yasaklanması, seks işçiliğinin ve seks endüstrisinin varlığını ortadan kaldırmaz; tersten yasadışı paralel endüstriye yol açar.
İsveç’de ulusal sağlık kurulunun raporuna göre; seks işçisi kadınlar yasaklamadan sonra polis müdahalesi ve müşterilerinin şiddetinden korunmak için aracılara daha çok başvuruyor. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklarda ve göç oranlarında da daha fazla artış gözlenmiş.
Yasal olarak engellemek aslında bundan doğacak sorunları da yer altına itmek ve şiddet olgusu ile iç içe yaşayan kadınları iyice korumasız bırakmak anlamına gelmektedir.
Sosyal güvenlik, sendika hakkından yoksunluk, tenha yerlerde çalışma sonucu gibi daha güvensiz çalışma koşullarına sahip olacak. Ayrıca, birçok Avrupa ülkesinde seks işçilerinin yüzde 70- 80’i göçmen kadınlardan, kişilerden oluşuyor. Seks işçiliğini yasaklamanın aynı zamanda göçmenlere yönelik ayırımcı politikalar için de uygulama alanı olacaktır.
Sendikalaşmalarına izin verilmediği için seks işçileri kendilerine güvensizleşip yalnızlaşacak, aynı zamanda polisten, damgalanmaktan korktuğu için daha fazla çaresizleşecektir. Bu çaresizlik durumu kadınları daha fazla insan tacirlerinin eline düşürerek daha fazla sömürülmeye itecektir.
Yapılan araştırmalara göre seks işçiliği yapan kadınların yüzde 88’i yoksulluk nedeniyle bu işi yapıyor. Kapitalizmin içerisine girmiş olduğu ve pandemi koşullarında daha fazla boyutlanan kriz ile kemer sıkma politikalarının daha fazla boyutlanacağını da düşündüğümüzde bunun çok önemli bir nesnel zemin olduğunu görmeliyiz.
Bu nedenle cinsiyetçi sömürünün ortadan kaldırılmasının tüm biçimlerini ortadan kaldırmak için kapitalizmi yıkarak, cins eşitlikçi düzeni kurma mücadelesini yükseltmeliyiz. Bu mücadeleyi kararlı bir biçimde ilerletirken de seks işçilerinin başta örgütlenme hakları olmak üzere demokratik taleplerini desteklemeye!
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 29 Ekim 2021 tarihli Sosyalist Kadın köşesi