2021’i geride bırakırken aynı zamanda kapitalizmin insanlık için gelecek vadetmediğini gösteren sayısız gelişmeler ve krizlerle birlikte kendiliğindenci veya örgütlü, kapitalist sisteme karşı işçi ve emekçilerde kabaran mücadele dolu bir yılı da geride bırakmış oluyoruz. Devrim ve sosyalizm mücadelesi için bağrında taşıya geldiklerini 2022’ye devrederek tarihteki yerini alıyor 2021.
Kapitalist üretim ilişkilerinin ve aç gözlülüğünün doğayı talanı sonucu ortaya çıkan Kovid-19 pandemisi, 2021 yılı içerisinde de yine yoksul işçi ve emekçileri kasıp kavurmaya devam etti. Eşitsizlikler içerisinde en çok saflarında insanları toprağa veren, hastanelere gönderen ezilen emekçi sınıflar, “hepimiz aynı gemideyiz” teranesine devam eden bir avuç kapitalist sermayederin çıkarları uğruna tıka basa fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde, sanayi bölgelerinde, hastanelerde vs. çalıştırılmaya devam ettiler. Aşı patentini elinde tutanlar dünyanın en zenginleri arasına girerken, aşı sömürüsünü şahlandırdılar. Pandeminin ilk yılında geniş kitlelerde oluşan hoşnutsuzluğu kontrol altında tutmak amacıyla bütçeden çok cüzi miktarlarla destek paketleri (pastanın büyük kısmı yine tekellere ayrılmıştı) açıklayan burjuva devletler, 2021 yılında ise verdiklerini kredi borcu, artan vergiler, ulaşımdan elektriğe, gazdan petrole; yaşama dair her şeye yaptıkları zamlarla geri aldılar.
Burjuva devletler, 2021 yılında da işçi ve emekçi düşmanı baskı yasalarını parlamentolarında geçirmeye devam ettiler. İşyeri yasaklar silsilesini ifade ve örgütlenme hakları üzerindeki saldırılar izledi. Polise, istihbarata ve orduya yeni yetkiler tanındı.
Burjuvazi, tüm medya gücü ve politikacıları eliyle böl ve yönet taktiğinin en etkin aracı olan ırkçılık illetini geliştirmeyi sürdürdü. Emperyalist devletlerin gizli-açık desteklediği ırkçı partiler meydanlarda boy göstermeye devam ederken, Fransa’da Zemour gibi yeni yüzlerle güçlendirilmeye çalışıldı. Faşist kesimler Hanau katliamının Alman mahkemelerince kapatılmaya çalışılmasında olduğu gibi, işledikleri suçlar karşısında ödüllendirilerek yeni saldırılara teşvik edildiler. Bu gericileşme eğilimi kendisini en somut göçmen karşıtlığında, kadına dönük artan cinsel şiddette ve kürtaj gibi kadın haklarının, özgürlüklerinin kısıtlanmaya çalışılmasında ve LGBTİ+ bireylere dönük saldırılarda gösterdi.
2021 yılında faşist-gerici yönetimler, iklim değişiminin sonuçları, ekonomik sömürgecilik, açlık-yoksulluk, emperyalist savaşlar ya da emperyalizm kışkırtması gerici iç savaşlar vb. nedeniyle yaşadıkları toprakları terk eden, etmek zorunda kalan milyonlarca göçmen hareketliliği artarak devam etti. Bu hareketliliğe paralel olarak sınırlarını korumak adı altında ölüm kuyularına dönüştüren emperyalistler ve işbirlikçileri Akdeniz’i, Ege’yi, Manş Denizi’ni, Doğu Avrupa sınırlarını kitle mezarlıklarına dönüştürdü.
Artan emperyalist rekabet, buna bağlı olarak militarizmin alabildiğine yaygınlaşması ve silahlanmaya ayrılan devlet bütçelerinin roket hızıyla artışını getirdi. AB ülkeleri ve İngiltere NATO aracılığıyla Rusya’ya karşı Ukrayna üzerinden mevzilendi.
2021’in karanlık yüzüne daha birçok örnek eklenebilir. Ancak tüm bunlara rağmen 2021 gelecek için aydınlığı oluşturacak direnişlere de tanıklık etti. Avrupa’da gelişen binlerce irili ufaklı işçi ve emekçi eylem ve grevleri; demokratik hak ve özgürlüklerin milyonlar tarafından sokakta militanca savunulması; sol ve sosyalizme dönen yüzler; ırkçı-faşist hareket karşısında gelişen ve merkez gücünü gençliğin oluşturduğu antifaşist mücadele; kadınların daha fazla cins bilinciyle metropol kent sokaklarını sarmaları; katliam ve saldırılar karşısında göçmenleri bağrına basan yerli halklar gerçeği gelecek için umutlarımızı yeşerten somut verilerdir.
2022’nin mücadele ve kazanım dolu yıl olması dileğiyle…
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 24 Aralık 2021 tarihli Perspektif köşesi