2021 yılı olumlu ve olumsuz yanlarıyla tarih sayfalarında yerini alırken, 2022 Ocak ayında Almanya Komünist Partisi’nin (KPD) kurucu önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht ile dünya proletaryasının önderlerinden Lenin ölümsüzlüklerinin yıldönümünde anılacaklar.
Rosa ve Karl, 1918 Kasım’ında başlayan devrimci ayaklanmayı Ekim Devrimi doğrultusunda zafere taşımak için canla başla çalışırlar. Almanya Sosyal Demokrat Partisi SPD’nin işçi sınıfı davasına ihaneti üzerine 11 Kasım 1918’de Spartaküs Birliği’ni kuran, ancak devrime öncülük edecek olan parti ihtiyacının yakıcılığını görerek 30 Aralık 1918 – 1 Ocak 1919’da yapılan toplantıda KDP’yi kurarlar.
KDP’nin kuruluşuyla Alman proletaryasının iktidarı almasından korkan burjuvazi ve onun iktidardaki partisi SPD, devrimci ayaklanmayı kanla bastırır. Rosa ve Karl 15 Ocak günü hunharca katledilirler. Ama teslim olmamışlar, devrim ve sosyalizm davasına sonsuz inançla bağlı kalarak ölümsüzleşmişlerdir.
Rosa’nın katledilmesinin öngününde yazdığı “Berlin’de Düzen Hüküm Sürüyor!’ Sizi budala zaptiyeler! Kum üzerine kurulu sizin düzeniniz. Devrim yarın yeniden yükselecek ve korkunuza inat gümbür gümbür gelecektir. Vardım, varım, varolacağım“ sözleri yenilgi süreçlerinde gelişen umutsuzluğun panzehiridir.
Karl’ın “asıl düşman kendi anavatanımızda” sözleri, proletaryanın devrim ve sosyalizm mücadelesini kendi burjuvazisinin yanına çekerek sönümlendirmeye çalışan revizyonist ve reformist akımlara karşı örnek Marksist-Leninist bir tutumdur.
Her yıl Ocak ayının ikinci Pazar günü yapılan bir yürüyüşle anılan bu komünist önderler için bu yılki yürüyüş 9 Ocak tarihine denk gelmektedir. Antifaşist kamuoyunda LLL yürüyüşü olarak anılan anma yürüyüşünde 24 Ocak 1924’de ölümsüzleşen Lenin de anılmaktadır.
Lenin, devrimci proletaryanın sadece Rusya çapında değil, dünya çapında örgütleyicisi, siyasi önderi ve yol göstericisidir. Marksizmi emperyalizm ve proleter devrimler çağına uyarlayan, II. Enternasyonal revizyonistleri tarafından bulanıklaştırılmış, çarpıtılmış Marksist teoriyi yeniden gün yüzüne çıkarandır. Bu açıdan Rosa ve Karl ile birlikte Lenin’in de anılması Almanya’daki komünistler, devrimciler açısından oldukça anlamlıdır.
Alman burjuvazisinin 90’lı yıllardan bu yana engellemeye çalıştığı, provokasyonlar yapıp saldırdığı LLL yürüyüşüne geçen yıl da bir sol Alman grubuna polisini saldırtmış ve yürüyüşü dağıtmaya çalışmıştı. Polisin saldırısına karşı komünistlerin önceki yıllarda da olduğu gibi, kendilerini siper ederek saldırıyı boşa çıkarmaları enternasyonal duruşun ve Rosa, Karl ve Lenin’e bağlılığın olumlu örneği olarak hatırlanacaktır.
Rosa, Karl ve Marksizm’i Ekim Devrimi ile buluşturan dünya proletaryasının büyük öğretmeni Lenin’i anmak, onların ışıklı yolunda yürümek, Marksizm-Leninizmi savunmaktan, emperyalist-kapitalist sisteme karşı mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.
Yeni bir yıla girerken Rosa, Karl ve Lenin’i anmak, burjuvazinin pandemi bahanesi ile sınırlamaya çalıştığı devrimci faaliyete daha fazla sarılmaktan, insanı, doğayı ve iklimi tahrip ederek geleceğimizi yok eden kapitalist barbarlığa karşı devrimi örgütleme çabasını güçlendirmekten, kapitalizme karşı tek alternatifin sosyalizm olduğu fikrini dört bir yana yaymaktan geçmektedir.
Komünist önderlere bağlılıkla mücadelelerini sürdüren Marksist Leninist Komünistler, 9 Ocak’ta Berlin’de yapılacak olan LLL yürüyüşü ve anmasında yerlerini alacaklardır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 31 Aralık 2021 tarihli Perspektif köşesi