Kurumumuz AvEG-Kon’un 10. Konsey toplantısı Türkiye ve Kürdistan’da faşist Saray rejiminin siyasal, toplumsal ve ekonomik tasfiye saldırılarını ayyuka çıkardığı; bunun karşısında başta ulusal demokratik hakları için direnişte olan Kürt halkımız olmak üzere, Türk ve değişik ulusal kökenden işçi ve emekçilerin hak alma mücadelesinde grev silahını daha da fazla kullanmaya başladığı bir dönemde gerçekleştirildi.
Yine yaşadığımız Avrupa coğrafyasının başta Rusya-Ukrayna krizi olmak üzere, ağırlaşan yaşam koşullarıyla kapitalist sömürünün Avrupa işçi ve emekçilerini yoksullaşmanın eşiğine getirdiği, göçmenlere dönük ırkçı devlet saldırıları ve politikalarının daha da belirginleştiği bir dönemde siyasal ve örgütsel gündemler çerçevesinde tartışmalar yürüten konseyimiz, belirlenen siyasal ve örgütsel görevlerin yaşama geçirilmesinde tüm federasyon ve kurum yönetimlerimiz ve üyelerimizin devrimci sorumlulukla hareket edeceğine inanmaktadır.
19-20 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen AvEG-Kon Konsey toplantısında değişik başlıklar altında yürütülen tartışmalarda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
Siyasal süreç ve görevlerimiz
1- Rusya-Ukrayna arasında yaşanan kriz giderek daha da derinleşmektedir. Bu kriz, esas olarak değişik emperyalist bloklar arasında yaşanan emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesinin bir yansımasıdır. Başını ABD emperyalizminin çektiği transatlantik blok (ABD, AB ve NATO) Ukrayna üzerinden Rusya’yı çevreleme hareketini sürdürmekte ve bunu elde etmek için savaş kışkırtıcılığı yapmaktadır. Öteden beri Ukrayna’yı kendi toprakları içerisinde gören Rus emperyalizmi ise bir yanıyla ABD’ye karşı kendisini savunmak bir yanıyla da yayılmacı politikasını sürdürmek için bölgeye büyük çaplı askeri yığınak yapmaktadır.
Çok açık ki, olası bir savaşta kaybeden başta savaşa giren ülke halkları olacağı gibi, bölgedeki tüm işçi ve emekçiler olacaktır. Emperyalist çıkarlar için yürütülecek bu savaşta halkların hiç bir çıkarı yoktur. Bu nedenle sözkonusu haksız, emperyalist savaşa mutlaka aktif karşı çıkılmalı, halkların kardeşliği temelinde barış savunuculuğu birleşik ve bağımsız sokak eylemleriyle acilen görünür kılınmalıdır.
2- Kapitalizmin yarattığı koronavirüsle birlikte tüm dünyada olduğu gibi yaşadığımız Avrupa’da da burjuvazinin işçi sınıfı ve ezilenere dönük saldırısı ayyuka çıktı. Gaz, eletirik, günlük yaşam ihtiyaçları, kira gibi kalemlerde yapılan zamlarla birlikte ağırlaşan yaşam koşulları, uzun yıllardır görülmemiş enflasyon artımı ile birlikte milyonlarca insanı yoksulluğa itmiş durumda. Ekonomik saldırılarını, grev hakkının kısıtlanması, ırkçılık ve göçmen karşıtlığının yükseltilmesi, artan oranda güvenlikçi politikaların devreye sokulması, arttırılan polis yetkileriyle el ele yürüten egemen sınıflar, Avrupa’da politik özgürlükleri tek tek tırpanlama saldırılarını son hız yürütüyor. Yükselen işçi eylemlerinde görülen kısıtlayıcı yaklaşımlar, daha politik, antifaşist eylemlerde polisin uyguladığı açık şiddetle devam ediyor.
Konfederasyonumuza bağlı tüm federasyon ve kurumlarımız Avrupa’nın değişik ülkelerinde burjuvazinin gerçekleştirdiği sözkonusu saldırılara karşı duyarlı olmalı, hak gasplarından, zamlara, işçi haklarından kira artışlarına, antifaşist eylemlerden göçmen ölümlerine; bilumum yaşamı ilgilendiren tüm konulara aciliyet sıralaması içerisinde müdahil olmalı, düzenlenen eylemlere aktif katılmalı, öncü çıkışlar gerçekleştirmelidir.
3- Türkiye ve Kürdistan’da faşist saray rejiminin işçi sınıfı ve halklarımıza dönük artan tasfiyeci saldırıları devam etmekte. Yönetememe krizine eşlik eden ekonomik kriz hali, egemen sınıfları saldırılarında daha da pervasızlaştırmakta. Rojava’ya dönük sık aralıklarla gerçekleştirilen ve sivilleri de hedefleyen hava saldırıları, faşizmin Kürt korkusunu gözler önüne serdiği gibi, mutlak yoksullaşma karşısında direneşe geçen işçi sınıfı ve emekçilerin grev ve eylemlerine dönük saldırılar da, her iki gücün birleşik hareketinin ortaya çıkaracağı devrimci atmosfer fobisine işarettir.
Egemenlerin korkusunu gerçek kılmak için bir yandan sömürgeci faşizmin Kürdistan’ın değişik parçalarındaki katliam girişimlerine; HDP ve devrimci, sosyalist politik öncüler üzerindeki tasfiyeci saldırılarına karşı varolan duyarlılığımıza devam etmekle birlikte, artan işçi grev ve eylemlerine dönük enternasyonal dayanışma hareketini geliştirme görevini yerine getirmekle yükümlüyüz. Bu açıdan sokak eylemlerinin yanı sıra Avrupa’daki değişik ilerici siyasi parti, sendika ve işçi örgütlülüklerinin Türkiye ve Kürdistan’da gelişen işçi eylemleriyle her türlü dayanışmasını örgütlemek önümüzdeki dönemin temel görevleri arasında olacaktır.
4- 6 yıldır yapılan Kadın Grevi, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart’ta tüm dünyada daha görünür olacak. Kadın grevi sadece işyerlerinde değil, evde, okulda yaşamı ilgilendiren her alanda olacak o gün. Kadına dönük şiddet, taciz ve tecavüzün yanısıra katmerli sömürünün üst boyuta çıktığı erkek egemen kapitalizm yaratımı pandemi koşullarında güçlü bir 8 Mart için çalışmak sadece ve sadece kadınların görevi değil. Aynı zamanda Aveg-Kon gibi karma kurumlardaki erkeklerin de temel görevlerindendir.
Bu nedenle, konfederasyonumuza bağlı tüm kurumlarımızdaki erkek yoldaşlar 8 Mart’a dair afişleme, kadın kitle çalışması, bildiri ve kadın bülteni dağıtımı gibi görevleri mutlaka yerine getirmeli; kurumların olduğu alanlarda kurumlarımız, yoksa her hangi bir ev kreşe çevrilerek, çocuk bakımı erkek yoldaşlar tarafından yapılmalıdır.
5- Türkiye ve Kürdistan’da politik tutsaklar üzerindeki tecrit ve baskılar daha da yoğunlaştı. Hak gaspları görüşme sürelerinin alabildiğine kısıtlanmasından, kitap-dergiye ulaşımın tamamen ortadan kaldırılmasına, savunma hakkının yok edilemesine kadar vardı. Son 3 ay içerisinde yaşamını yitiren hasta tutsak sayısı onu geçti. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere, yüzlerce hasta tutsak ise adli tıp kurumu eliyle ölüme terk ediliyor.
18 Mart, Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Gününde konfederasyonumuza bağlı tüm federasyon ve kurum üye ve aktivistleri mutlaka sokakta olmalı, birleşik ya da bunun sağlanamadığı alanlarda bağımsız eylemlerle devrimci tutsaklarla dayanışma gösterilmelidir. TSP öncülüğünde gerçekleştirilecek eylemlerde Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!, Devrimci Tutsaklar Üzerindeki Tecride Son!, Devrimci Tutsaklara Özgürlük! gibi sloganlar öne çıkartılmalıdır.
6- Örgütleme imkanının olduğu alanlarda 12-16 Mart katliamlarının yıldönümünde ve tüm alanlarda 21 Mart Newroz etkinliklerinde ADGB’yle birlikte düzenlenecek eylem ve etkinliklerde aktif yer alırken, kitlesel katılım için önhazırlık çalışmalarına önem verilecek.
Kurumsal çalışma planları
Tiyatro turnesi
Nisan-Mayıs aylarında Belçika, Hollanda, Almanya, Avusturya, İsviçre ve Fransa’da yaklaşık 20 kentte düzenlenecek turne boyunca BEKSAV’dan Tiyatro İmge’nin sunacağı 2 oyun gösterilecek. “Benim Adım” ve “Sessiz Ölüm” adındaki tek kişilik oyunlar seyircisiyle buluşacak. Başarılı bir turne için kentlerden doğru tiyatro salonları en kısa zamanda tutulmalı, sponsorluk çalışmaları hızlandırılmalıdır. Tiyatro ön çalışmalarında en geniş kitleye gitmek, tiyatro severlere ulaşmak için sosyal medya dahil, her aracı kullanmak önemlidir.
Yaz Kampı
23 Temmuz-13 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan AVEG-KON Yaz Kampı ön hazırlık çalışmaları önümüzdeki aydan itibaren hız kazanacak, ön ödemelerin kesinleşmesine bağlı olarak katılımcılar netleştirilecektir.
Temsilciler Kurulu
6 aylık periyotlarla gerçekleştirilmesi tüzük hükmü olan Temsilciler Kurulu 16-17 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecektir. Tüm federasyon ve kurum yönetimlerimizin yanı sıra, kurumlarımızın olmadığı alanlarda delege yoldaşların Temsilciler Kurulu toplantısına katılımı önemsenmeli, gelişlere dair planlamalar şimdiden yapılmalıdır. Temsilciler Kurulu gündemi alanlara ayrıca bildirilecek.
Yeni Logo
Konfederasyonumuz için yeni logo çalışması son yapılan Temsilciler Kurulu’muzun aldığı kararlar çerçevesinde final aşamasına getirildi. Kurulun kabul ettiği şekil ve renklerde yapılan 3 tasarı, önümüzdeki Temsilciler Kurulu’nda tartışılıp, sonlandırılacak.
Federasyon-kurum raporları ve denetim
6 aylık periyodlarla konfederasyonumuza bağlı federasyon ve kurumlarımızdan istenen faaliyet raporu eksiksiz olarak konseyimize iletildi. Bu konuda bir sistematiğin oluşmuş olması bir kazanımımızdır. Ancak daha kolektif ve nitelikli raporlar sorununu aşmak görevi karşımızda durmakta. Bu konuda ilgili alanlarımızın gelecekte daha duyarlı davranacağına inanıyoruz. Tek tek raporlara dair konseyimizin yürüttüğü tartışma ve çıkarttığı sonuçlar, ilgili kurumlarımıza daha sonra iletilecektir.
Federasyon ve kurumlarımızın dönemsel yüz yüze denetimini de tartışan konseyimiz, önümüzdeki yakın dönemde bu görevini yaşama geçirecek planlamalar yaptı.
AvEG-Kon Kongresi
İki yılda bir yapılan kongremizin yenisi 24-25 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecektir. Ülkelere göre delege dağılımı Almanya 25, İsviçre 20, İngiltere 15, Fransa 15, Hollanda 5, Belçika 5, Avusturya 5’tir. Ancak daha güçlü katılım esas hedefimiz olamalıdır.