Ukrayna’da NATO ve Rusya arasındaki dalaş, Rusya’nın Ukrayna’nın bütününü kapsayan operasyonu ve NATO’nun doğuya doğru genişleme yönelimine bağlı “yığınağı” devam ederken AB’nin liderleri Versay’de bir araya geldiler.
Hatırlanacaktır, geçen yıl AB Liderler Zirvesi’nin ana gündeminde Tayyip Erdoğan vardı. Akdeniz’de Yunanistan ile giriştiği “deniz rekabeti”ne karşı yaptırımlar masaya yatırılmış, “tansiyon yükselmişti”. Merkel liderliğindeki AB, TC’yle “yeni bir başlangıç” yaparak bu krizi aştı, “eskisini” aşan ilişkileri yeniden kurdu. Almanya’nın yeni hükümeti TC’yle “yakın işbirliği” yapacağını ilk ağızdan ilan etmişti zaten.
Neyse, Tayyip Erdoğan geçen yıl otokrat bir antidemokratken ve acil yaptırım uygulanması tehditleri havada uçuşurken meselenin “üstü kapatıldı”. Ne de olsa daha da büyük ve tehlikeli bir tehdit ile karşı karşıya bütün Batı: Saldırgan Rusya!
Dolayısıyla AB’nin Liderler Zirvesi’nin ana gündemi Rusya ile ilişkiler oldu.
Trump ABD’si döneminde AB’nin izlediği “stratejik özerklik” politikası, Biden ABD’sinin NATO’yu yeniden canlandırma ve AB’yi ABD’nin liderliğinde yeniden yapılandırma planına bağlı olarak “bugün için de olsa” unutuldu. ABD’den farklı olarak Rusya ile uzun bir dönem ılımlı-dengeli ilişkiler kurup “karşılıklı ticari ilişkileri” geliştiren AB, özellikle de Almanya savaşın ekonomik ve tedarik yönlü yıkıcılığını daha da derinden hissediyor.
Liderler Zirvesine de bu durum damgasını vurdu.
ABD, Rusya’dan petrol ve gaz alımını yasaklarken AB için bu durum fazlasıyla tartışmalı. Nitekim ABD yanlısı Doğu Avrupa ülkeleri bu konuda ısrarcı olsa da Almanya “yasak” koymaktan yana değil. Zira Başbakan Scholz’un deyimiyle; “Avrupa’nın ısı, ulaşım, elektrik ve sanayisinde gerekli enerjiye şu an başka bir şekilde ulaşılamıyor.”
AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen, “ernejide Rusya’dan bağımsızlaşmamız gerekiyor” belirlemesi yapsa da bunun için tarih olarak ancak 2027’yi gösterebildi.
Ukrayna’nın AB üyelik başvurusu hakkında genel-soyut “olabilir”likler dışında hızlı alım konusunda resmi bir adım atılmadı, dahası birçok lider işgal saldırısının Kopenhag kriterlerinin göz ardı edilmesine yol açmaması gerektiğini vurguladı. Dolayısıyla “hızlandırılmış” denilen AB üyeliği sürecinin birkaç yıla yayılacağı sinyali verildi.
Batı, Ukrayna savaşını Rusya’yı ekonomik olarak zayıflatmanın bir aracına dönüştürüyor, bu onun uzun zamandır var olan planlarından biriydi. ABD de, AB’yi ve Batı’ya bağlı ekonomiyi Rusya’dan koparma-uzaklaştırma planına bağlı “baskı uyguluyor”. Ne var ki Rusya’yı ekonomik bakımdan taşıyan enerji sektörüne radikal yaptırım uygulamayı, Ukrayna’nın da AB üyelik sürecini “baskın karar” ile güvence altına almayı şu an için göze alamıyor.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 18 Mart 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi