Avrupa’nın birçok şehrinde gerçekleştirilen politik tutsaklarla dayanışma panelleri dizisine dün bir yenisi daha eklendi.
Birleşik Devrimci Mücadele güçlerinin 26.03.2022 günü düzenlediği panel Almanya’nın Ludwigsburg şehrinde gerçekleştirildi.
Mücadele ölümsüzleşenler için gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından başlayan panelde Tutsaklarla Dayanışma İnsiyatifi (TDİ) adına Uğur Karadaş konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmasına tutsakların selamını getirdiğini belirterek başlayan Karadaş, klâsik panel yönetiminden farklı olarak önce tüm katılımcılardan sorular alarak panelin tüm katılımcılarla daha canlı geçmesini sağladı. Ve açılış dinleyecilerle birlikte yapıldı.
Ardından tek tek sorulara cevap olarak yaptığı konuşmaların dışında ise şunların altını çizdi:
“
Bugün cezaevlerinde, politik tutsaklara dönük bu saldırılar, yeni tasarlanmış ya da yeni uygulamaya sokulmuş saldırılar değil. Ama bugün dönemin koşullarına uygun olarak çok daha derin, her türlü hukuksuzluğu da uygulayan bir süreç yaşanıyor. 7 yıl içinde 103 tutsak veda hakkı bile tanınmadan hayatını kaybetti. Bugün cezaevlerinde dinlenen müziklerden okunan kitaplara kadar bahane edilerek politik tutsakların infazı yakılıyor. Tutsaklarla dönük tehdit, saldırı işkencede dil ve yöntemin her yerde benzer olduğunu görüyoruz ki bu tek bir merkezden tasarlanıp uygulanan bir saldırı niteliğini taşıdığını gösteriyor bizlere. Öncesinde de olan ama pandeminin başladığı süreçten bu yana özelikle hasta tutsaklar tedavi haklardan faydalandırılmıyor. Ağırlaşan sağlık koşulları ile beraber cezaevinde kalması mümkün olmayan sayısız politik tutsak tahliye edilmeyerek ölüme terk ediliyor. Keyfi olarak görüş, mektup yasakları, yayın yasakları, tüm giderlerin tutsaklarla ödetilmesi ve bunlara eklenen sürgün sevkler ile politik tutsaklar tamamen yalnızlaştırılmak isteniyor. S tipleri gibi yeni ve daha da ağırlaştırılmış bir modele geçiş hazırlığı yapıyor devlet. 18 binden fazla tutsağın yaşadığı gerçeklik bu.
Devletin 19 Aralık katliamı ile planladığı kısa vadeli sonuçlar elde etmek değildi. Bugün bu yaşanan süreci F tipleri sürecinin devamıdır. Dönemin koşullarına uygun olarak yeni yöntemlere saldırıların sıklaştığı bir süreci yaşıyoruz. F tipleri saldırısı sadece devrimcilere değil aynı zamanda topluma dışarıya dönük bir saldırıydı. Devlet dışarıdaki mücadelenin seyrine göre içerideki politik tutsaklara dönük saldırısını belirledi. Bugün tüm bu saldırıları göğüslemek için içeride politik tutsakların kararlı duruşlarının yetersiz kalacağı dışardan da bütünlüklü, kararlı bir mücadelenin şart olduğunu görmek zorundayız. Bu çok acil bir görev olarak önümüzde duruyor. Şu an biz bunları konuşurken bir hasta tutsak daha hayatını kaybedebilir. Bu sorumluluk ve bilinçle hareket etmemiz gerekiyor.
(Yaşanacak Dünya)
Foto: Atılım Stuttgart