Rusya ve Ukrayna arasında süren savaş sadece insan yaşamına, doğa tahribatına ve ekonomik yıkıma yol açmıyor. Emperyalist Rusya’nın NATO yayılmacılığı üzerinden geliştirdiği işgal savaşı, batılı emperyalist güçler ve Ukrayna gericileri ve hükümeti tarafından aynı zamanda Rus kültürüne, diline, fakat daha çok da sosyalizme, sosyalist tarih ve değerlere karşı da yoğun bir tasfiye hareketi biçiminde ilerliyor.
Emperyalistler bir yandan Ukrayna iktidarının ve ordusunun bir parçası haline gelmiş faşist çeteler üzerinden faşizmi halklar nezdinde aklamaya çalışırken, diğer yandan özelikle sosyalizme dönük büyük bir kin kusuyorlar. Sosyalizmin özellikle revizyonist SB’nin çöküşünden sonra yitirdiği prestij kaybına rağmen, emperyalistlerin ve bilumum tüm gerici, faşist iktidarların sosyalist değerlere dönük böylesi saldırganlığının tek bir açıklaması olabilir: İktidarlarını sarsan, alaşağı eden ve işçi sınıfı, emekçiler ve toplumun çoğunluğu için farklı bir yaşamın mümkün olduğunu gösteren sosyalizmden hâlâ ilk günkü gibi korkuyorlar.
Bugüne kadar heykel ve anıtlara, sokak isimlerinden müziklere kadar birçok tarihi esere karşı büyük bir sınıf kiniyle saldıran Ukrayna iktidarı, son olarak gözünü kitaplara dikmiş görünüyor. Geçtiğimiz günlerde Ukrayna Kültür Bakanlığı’na bağlı Ukrayna Kitap Enstitüsü Müdürü Oleksandra Koval, ülkedeki halk kütüphanelerinden 100 milyondan fazla “propaganda” kitabını çıkarmak için çalışmaya başlayacaklarını açıkladı. Kültür ve Enformasyon Politikası Bakanı Oleksandr Tkachenko’ya göre aralarında dünyaca ünlü yazar ve şairler Dostoyevski ve Puşkin’in eserlerinin de bulunduğu bu kitaplar kağıt geri dönüşüm merkezlerine gönderilecek.
“Temizlik hareketinin” ilk turunu yıl sonuna kadar tamamlamayı hedeflediklerini belirten Koval, bu aşamada Ukrayna’nın Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğu dönemde yayımlanan “ideolojik olarak zararlı edebiyat” ve “Ukrayna karşıtı içeriğe” sahip Rus edebiyatını hedef alacaklarını açıklamış oldu. İkinci turda ise SB’nin dağılmasından bu yana Rusya’da yayımlanan tüm kitapları kapsaması planlanıyor. Koval, “Muhtemelen çocuk kitapları, aşk romanları ve dedektif hikayeleri de dahil olmak üzere farklı türlerde olacaklar” dedi.
Şüphesiz ki Rusça kitapların kaldırılması biçiminde ifade edilen şeyin bir yandan ülkenin Rusça dilinden arındırılması anlamına gelirken, diğer yandan sosyalist geçmişten kurtulma, “komünizmden arındırılmayı” da hedeflemektedir. Aslında sosyalist değerlere dönük saldırganlık yeni değil. 2015 yılından bugüne komünist partiler ve semboller hali hazırda yasaklanmıştı. Rusya’nın işgal saldırısı ise siyasi baskıyı arttırmak için kullanılarak farklı 11 parti daha yasaklandı ve tüm TV kanalları hükümetin kontrolüne alındı.
Gerçek şu ki Ukrayna nüfusunun üçte biri Rusçayı ana dili olarak görüyor. Ancak 2014 Maidan darbesinden bu yana Ukrayna hükümetleri Rusça konuşanların demokratik haklarını sayısız kez kısıtladı. Nazileri ve Nazi iş birlikçilerini yüceltti. Milliyetçi ve şovenist politikalarla faşistlerin Ukrayna yönetim ve güvenlik birimlerinde yer edinmesini destekledi.
Batılı emperyalistlerin payandalığına soyunan Ukrayna hükümetinin demokrasi söyleminin gerçeği ifade etmediği çok açık. Ancak ne Ukrayna iktidarının, gerici-faşistlerinin saldırısı, ne de emperyalist merkezlerde süren sosyalizme ve sosyalist değerlere dönük saldırgan, yasakçı zihniyet galebe çalacaktır.
Dünya işçi sınıfı ve emekçileri sosyalizm bayrağını dalgalandırmaya devam edecek, taa ki zulüm makinası sömürü sistemleri yok oluncaya dek.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 17 Haziran 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi