İngiltere’de işçi hareketi uyandı ve yakın tarihin en büyük grev hareketini ördü.
Ücret artışı talebiyle 41 bin demir yolu işçisi, 6 bin makinist ve 40 bin telekom işçisi greve çıktı. 115 bin Kraliyet Postası işçisi grev kararı aldı.
İşgüvenliği ve ücret zammı için 27 hafta önce direnişe geçen Coverty Belediyesi temizlik işçilerinin grevi zaferle sonuçlandı.
Eğitim, otobüs şöferleri, itaiyeciler, tersane, sağlıkçılar, belediye işçileri ve havaalanı işçileri de greve hazırlanıyor.
Son 6 ayda, İngiltere’de 30 yılda olmadığı kadar grev gerçekleştirildi.
İngiltere’deki ilkbahar/yaz grev hareketi, uzun zamandır parçalı, dağınık ve lokal grev hareketlerini aşan, birleşik ve birkaç sektörde eşzamanlı olarak gelişen bir hareket olarak öne çıkıyor.
Johnson liderliğindeki muhafazakar hükümet, genel iktisadi bunalım yanı sıra Brexit’in ve pandeminin ekonomik yükünü de işçilere ve emekçilere yüklemede saldırgan bir politika izledi. Buna karşı çıkan işçi ve emekçilere düşmanlık muamelesi yapıldı. “Kale içi barış”, “aynı gemideyiz” gibi demagojileriyle işçileri silahsızlaştırmak istediler.
Son grev hareketi de grevleri yasaklamayı, grevi örgütleyen mücadeleci sendikaları da cezalandırmayı yeniden gündemleştirdi. Öyle ki Johnson’un istifasına rağmen onu izleyen rakip iki aday da bunu bir vaat olarak sundular. İşçi ve politik özgürlükler düşmanı burjuva düzen partisi Muhafazakarlar Parti’nin sermayenin bu siyasetini izleyeceği, işçi hareketine yönelik saldırılarını arttıracağı öngörülebilinir.
Yine geçtiğimiz haftada demiryolu grevine destek veren İşçi Partisi Ulaştırmadan sorumlu vekillerden Sam Tarry görevden alındı. Burjuva düzen partisi, sözde “İşçi” Parisi de işçi düşmanı bir siyasi pozisyonda bulunuyor.
İleri bir yan olarak başta RMT sendikası gelmek üzere mücadeleci sendikaların kendi sektörleri ve örgütlülük sınırlarını aşan talepler-mücadele biçimleri arayışında olmalarıdır. RMT Genel Sekreter Yardımcısı Eddie, “Çocuklarımızın daha iyi bir eğitimi, hastalarımızın daha iyi bir sağlık hizmeti, tüm insanlarımızın barınacağı bir konut ve işçilerimizin yaşanabilir bir ücret alabilmeleri için sermayeye ve onun hükümetine karşı mücadele etmeliyiz. Artık bir avuç insanın keyfi sefa içinde yaşadığı sistemi ortadan kaldırmalıyız” dedi.
Unite sendikası da RMT ile dayanışarak grev hareketinin yayılması gerektiğini belirtti.
Süreç fiilen ve nesnel bir şekilde bir genel greve doğru evriliyor ve sermaye buna karşı önlemlerini alıyor. Sonbahar/kış döneminde yaşam pahalılığı, enerji ve gaz fiyatlarındaki hızlı artış da göz önünde bulundurulduğunda emek-sermaye çelişkisinin emperyalist merkezlerde de giderek keskinleşeceği ve işçi sınıfı hareketinin giderek burjuva devlete karşı siyasallaşacağı öngörülebilinir.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 5 Ağustos 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi