10 Eylül 1994, Birlik Devrimi’nin yıldönümü.
Örgütün amaç değil araç olduğunu sadece söylemde değil, pratikte de gösteren komünistlerin, örgütlerini tarihe armağan ederek Marksist-Leninist Komünist öncüyü kurdukları tarih.
Öncünün kuruluşu ve onun Birlik Devrimi, devrim ve sosyalizm savaşımında bir zihniyet değişikliği, her yönüyle gruplar dünyasının aşılması, kendisini sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına göre siyasi, teorik ve örgütsel olarak örgütlemesidir.
10 Eylül aynı zamanda Mustafa Suphi ve yoldaşlarının 1920’de komünist grupları birleştirerek 10 Eylül 1920’de kurdukları TKP’nin kuruluş yıldönümü. Mustafa Suphi TKP’sinin bayrağının Türkiye ve Kürdistan topraklarında yeniden dalgalandığı tarih.
10 Eylül, Marksist-Leninist-Komünist öncünün akıma karşı dalgakıran oluş, sadece sömürgeci faşist Türk devletinin değil, dünya çapında burjuvazinin ideolojik tasfiyeci saldırılarına meydan okuyuştur.
Dünya genelinde burjuvazinin, revizyonist Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun 1989-91 çöküşüyle Marksizm-Leninizm’e yönelik ideolojik saldırılarını doruğa çıkardığı, revizyonist kesimlerin büyük şaşkınlıklar yaşadığı, kimisinin kendisini tasfiye ettiği bir süreçte gerçekleştirilen Birlik Devrimi, devrime ve sosyalizme yürüyüşün daha üst boyutta örgütlenişinin zemini oldu.
Bu yürüyüş, sürekli olarak yeni durumu kavrama, kendi hata ve eksikliklerinden öğrenme, ML teori ve programıyla, strateji ve taktiğiyle, örgütsel mücadele araç ve biçimleriyle, kadın özgürlük mücadelesiyle sürekli kendisini geliştirerek ve önemli tarihsel birikimler yaratarak sürmektedir.
10 Eylül, birleşik mücadele, birleşik devrimci önderlik fikir ve pratiğinin her alanda realize edilmesi ve geliştirilmesinin iddia ve kararlılığıdır. Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin somut bir program ve strateji haline gelmesidir.
Kuruluşunun 28. yıldönümüne girerken komünist öncü, sömürgeci faşist diktatörlüğün kuşatma ve tasfiyeci saldırılarını yararak, devrimci siyasal özne olarak yürüyüşünü sürdürmeye, tarihini yapmaya devam ediyor. Uğradığı her düşman saldırısını sınıf mücadelesinin diyalektik gelişiminin bilinciyle, nihai amaca olan bağlılıkla, mevcut ve potansiyel gücüne olan güvenle, politik-örgütsel önderlik tarzıyla, yoldaşlıkla, politik çalışmada ısrarla ve devrimci dayanışmayla karşılayarak yürüyüşüne devam etmektedir.
Marksist Leninist Komünist öncü, bir devrimci savaş partisi olarak geride kalan 28 yılda sürdürdüğü devrimci militan çizgide, Erdal Balcı’dan Hasan Ocak’a, Süleyman Yeter’den Hüseyin Demircioğlu’na, Şengül Boran’dan Cebrail Günebakan ve Suruç’ta ölümsüzleşenlere, İvana’dan Ayşe Deniz’lere, Yeliz Erbay’dan Hüseyin Akçiçek’e, Baran Serhat’dan Ulaş Alankuş’a ve daha onlarca kadro ve militanını ölümsüzlüğe uğurladı, yüzlercesini tutsak verdi.
Komünistler, ölümsüzleşenlerimizin yaşamlarından öğrenmeye, onların yükseklerde tuttuğu bayrağı yükseklerde tutarak, devrimci kararlık ve feda ruhunu kuşanarak ileriye yürümeye devam edeceklerdir.
Bu tarih, feda ruhunun, kendini adanmışlığın, cüretin tarihidir. Şimdi yıldönümünde bir dizi farklı etkinliklerle 10 Eylül’ü kutlamak, bu tarihi genç kuşaklara, kitlelere taşımak için seferber olma zamanıdır. Toplantı ve panellerden film gösterilerine, sokak gösterilerinden duvar yazılamalarına ve pankart asmaya kadar yapılabilecek her türlü etkinliklerle öncünün kuruluşunu kutlama zamanıdır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 26 Ağustos 2022 tarihli Perspektif köşesi