ICOR Asya Koordinatörü ve Bangladeş Komünist Partisi’nden Abdullah Al Kafee Ratan, genel grev süreci ve politik mücadelelere ilişkin ETHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve cari açık sorununa işaret eden Kafee Ratan, “Bangladeş için de Sri Lanka gibi toplumsal isyan olasılığı var” dedi.
Kısa süre önce kongresini toplayarak yürütecekleri çalışmalara ilişkin kararlar alan Bangladeş Komünist Partisi’nden ve ICOR Asya Koordinatörü Abdullah Al Kafee Ratan, ülkede yaşanan genel grev süreci ve politik mücadelelere ilişkin sorularımıza yanıt verdi.
KÖYLÜ ÇALIŞMAMIZIN SORUNLARINI TARTIŞTIK
Partiniz yakında bir kongre örgütledi. Burada neler öne çıktı?
Parti kongresi şubat ayında gerçekleşti. Kongrede tartışılan konulardan biri köylülerle kurulan ilişkiydi. Köylü çalışmamızda bazı sorunlar vardı ve bunları düzeltmek için neler yapılması gerektiğiyle ilgili farklı fikirler vardı. Diğer bir tartışma konusu ise hükümet partisiyle aynı masaya oturmalı mı oturmamalı mı üzerineydi. Awami League (Halk Birliği) partisiyle tarihsel bağlarımız var, 70’lerde bağımsızlık sürecinde birlikte mücadele yürütmüştük, 1975 sonrası dönemde Awami Birliği ve Milliyetçi Halk Partisi ile bir ittifak içinde de yer almıştık, ancak Awami uzun süredir yarı faşist bir partidir. Yine de parti içinde bazı kesimlerde hükümetle görüşmeyi önerenler var. Bu çok uzun bir tartışma oldu.
Partimiz SSCB çöktükten sonra 1993’te sarsıldı. O dönemki jenerasyon ve MK’nin büyük bir kısmı partiden ayrıldı. Ayrılanlar bir programa dayalı parti kurmak yerine, konu/sorun bazlı bir parti kurdular, ancak yürütemediler ve sonradan birçoğu hükümet partisine ve burjuva partilere katıldılar. O zamanki gençlik partiyi yeniden inşa etti. Şu an ülkedeki en büyük sol partiyiz. İşçi sınıfı çalışması parti faaliyetinin merkezinde yer alıyor. İşsizlik ve eğitimsizliğe karşı mücadele bunun bir parçası. Kadın kitle örgütü ve Bangladeş Sendika Merkezi adında sendikamız da var.
İŞÇİ VE KÖYLÜLER ARASINDA ÇALIŞMALARIMIZ VAR
Bangladeş’te şu an hangi mücadeleler öne çıkıyor? Partiniz bunlarla nasıl ilişki kuruyor?
Ülkede çay işçileri çok kötü koşullarda çalışıyor ve yaşıyor. Şu an onların maaş zammı için büyük bir mücadele sürüyor. Partimizden kadın yoldaş Jolie bu mücadeleye öncülük ediyor. Bangladeş’te 4 milyon tekstil işçisi var. Bu sektör GSYİH’de önemli bir yer tutuyor. Ülke ihracatının yüzde 80’i buradan geliyor. Diğer önemli bir işçi çalışması alanı da rikşa adı verilen 3 tekerlekli taksi araçlarını fiziki olarak çeken işçiler arasında. Yaklaşık 4 milyon rikşa çeken işçi var. Bu sektörlerdeki çalışmalarımız dışında elbette çiftçi ve köylüler arasında faaliyetlerimiz var.
SRİ LANKA GİBİ TOPLUMSAL İSYAN OLASILIĞI VAR
Yurtdışında yaklaşık 13 milyon Bangladeşli işçi çalışıyor. Çoğunluğu Ortadoğu, Malezya ve İtalya’da. Bunların ülkeye gönderdiği yıllık 24 milyar doları bulan para ülke için önemli bir kaynak. Ülkede şu an ciddi bir cari açık sorunu var. Son 2 yılda cari açık çok fazla büyüdü ve yıllık 50 milyar dolara yaklaştı. Bangladeş için de Sri Lanka gibi bir iflas ihtimali bulunuyor. Sri Lanka gibi toplumsal isyan olasılığı var.
SOL DEMOKRATİK İTTİFAKIN GREVİNE HALK DESTEĞİ
Ağustos ayında içinde yer aldığımız Sol Demokratik İttifak adındaki demokratik cephe oluşumunun genel grev (Bengalce’de hartal) çağrısı olmuştu. Genel grev enerji, gıda, konut, vb. temel ihtiyaçlardaki yüksek enflasyona ve işsizliğe karşıydı ve büyük katılım oldu. Halk sol partilerin yaptıkları eylemleri destekliyor, kapılarının önünde, camlara çıkarak alkışlarla destek oluyorlar ve bu ülkenin tamamına yayılmış durumda, ancak yine de sokağa/eyleme katılımlar yüksek değil, pasif bir destek söz konusu. Sol Demokratik İttifak’ın koordinatörlüğünü parti genel sekreterimiz yoldaş Ruhin Hüseyin Prince yapıyor.
KAÇIRMA, KAYBETME POLİTİKASI
Şu an ülkede faili meçhul cinayetler, insan kaçırmalar yaşanıyor. Rapid Action Battallion adında polis ve ordu güçlerinin karması bir yapı oluşturuldu ve bu birim eylemlere müdahale ediyor, işkenceler yapıyor. Rikşa çekicileri mücadelesinde yer alan 6 yoldaşımız şu an 50 günden fazladır hapiste (söyleşinin ardından rikşa sendikacılarının serbest bırakıldığı bilgisi geldi).
GEÇİCİ HÜKÜMET KURULMASINI ÖNERİYORUZ
Bu ittifak ile seçimlere de katılmıştınız. Ülkenizde sol güçler arasındaki ittifak ilişkileri ve cepheleşmesi ne düzeyde?
Bangladeş’teki son 2 seçim hileliydi. 2014’teki seçimlerde muhalefet aday dahi gösteremedi, çeşitli yasal mevzuatları bahane ederek adaylıkları engellediler. 2018’deki seçimler ise yine hileliydi, oy verme ve sayım işlemleri gece boyunca sürdü. Ordu ve polis bu gece oy verme meselesini örgütlemede işin içindeydi. Ben de vekil adayları arasındaydım ve kendi oy kullandığım sandıkta dahi oy çıkmadığı bir hile düzeyi vardı. 300 vekillik parlamentonun 293’ünü aldı iktidar partisi, ülkede böyle bir durum yok oysa ki. Bize göre bu hükümet altında serbest seçimler mümkün değil. Bu nedenle bizim propagandamız bir geçiş hükümeti oluşturulması yönünde. 3 aylık bir geçiş hükümeti ülkeyi serbest seçimlere hazırlayabilir ve bu geçici hükümetin kabul görmesi için mücadele ediyoruz.
ÇAY İŞÇİLERİ SEFALETE KARŞI MÜCADELE EDİYOR
Çoğunlukla kadın olan çay işçilerinin mücadelesinden bahsettiniz. Bunun uzun bir geçmişi var. Geçmişine ve güncel taleplerine değinebilir misiniz?
Bangladeş’te çay tarlalarının 170 yıllık bir geçmişi var. Çay daha öncesinde Çin’de yetişiyordu, 2. yüzyılda Assam eyaletinde. Çay bize oradan geldi. Ama çay gelirken işçilerle birlikte geldi. Çay tarlalarında çalıştırılmak üzere özellikle Hindistan’da ne kadar toplumdan dışlanmış, parya sınıf katmanlarından insan varsa köle koşullarında çalıştırılmak üzere son 170 yılda geldi/getirildi. Bugün bunlar 5 yıllık kontratlarla çalıştırılıyorlar ama hiçbir insan hakkına sahip değiller, çok kötü koşullarda yaşıyorlar. İçinde olduğumuz sendikalarla birlikte çay işçilerinin maaş zammı için geniş bir mücadele cephesi kurduk. 1936’dan beri çay işçilerinin örgütlendiği bir sendika var ama şu an daha geniş bir kesim mücadeleyi sahipleniyor. 1971’de İngiltere sömürgeciliğinden bağımsızlığımızı kazandığımızda ülke hızla yeni sömürgeci boyunduruk altına alındı ve işçiler lehine hiçbir değişim yaşanmadı.
Son 4-5 yılda çay işçilerinin mücadelelerinde ekonomik durumlarının katlanılmaz hale gelmesiyle yükseliş oldu. Günlük 1,2 euroya denk gelen bir para kazanıyorlar ve şu an talepleri 3 euro civarında. Hükümet sendikaları muhatap almıyor, masaya oturmuyor. Hükümet sorunu artık görmezden gelemedi ve sonunda işçiler yerine çay patronlarıyla masaya oturdu. İşçiler müzakerelere dahil edilmedi, danışılmadı ve toplantıdan 1,7 euroluk bir anlaşma çıktığı açıklandı. Bu asla bir zafer değil, zira bu zam karşılığında patronlar işçileri daha fazla çalıştırma konusunda bazı tavizler de aldı. Bazı yaşlı işçiler bu zammı kabul ettiler, açlık uzun süreli mücadeleyi çok zor hale getiriyor. Ancak özellikle genç ve kadın işçiler mücadeleyi sürdürüyor. Son 90 gündür eylemler oluyor ama bu çay işçileri gerçek anlamda açlık çekiyorlar, yiyecek hiçbir şeyleri yok. Halkın geri kalan kısmı işçilerle dayanışmaya çalışıyor, geçen hafta başkentte büyük bir dayanışma eylemi düzenlendi.
BANGLADEŞ’TE ABD, ÇİN VE HİNDİSTAN NÜFUZ MÜCADELESİ VERİYOR
Bangladeş’in iki sınır komşusu Myanmar ve Hindistan ile sorunlu ilişkileri bulunuyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bangladeş’te ABD, Çin ve Hindistan’ın nüfuz mücadelesi var. Şu an Bangladeş’te Myanmar’dan gelen 1,2 milyon Rohingyalı mülteci bulunuyor. ABD bu sorun üzerinden de ülkeye müdahale ediyor, o bölgede Çin’i çevrelemek için bir tampon bölge kurmak istiyor. Rohingyalıların büyük çoğunluğu 2016-17 krizi sırasında geldi, o dönemde şimdi hapiste olan Aung San Suu Kyi iktidardaydı Myanmar’da, bu bizim için hayal kırıklığı oldu. Hindistan Bangladeş’i 3 taraftan sarıyor, diğer taraf ise deniz ve Bengal Körfezi bölge için stratejik bir öneme sahip. Burada hem ticari hem de askeri açıdan emperyalistler yer almak istiyor. Bize göre Hindistan emperyalist bir ülke değil, genişlemeci bir siyaset yürütmeye çalışıyor. Bangladeş’in Hindistan karşısında büyük bir ticari açığı var. Bu bir bağımlılık ilişkisi yaratıyor. Hindistan Indra Gandi döneminde SSCB’ye yakındı. SSCB çöktükten sonra bir ara dönem oldu ama Modi ve Hindu köktencilerle birlikte ABD ile yakınlaşıldı. Hindistan ile Çin çarpıştırıldı. Güney Asya’daki 7 ülke koordinasyonunun (SARC) toplanması gerekiyor ama bir türlü çağıramadılar toplantıyı. Hindistan engel oluyor ve bölgede kendisi baskın kalmak istiyor.
2016-17 krizinde Emine Erdoğan Bagladeş’teki Rohingyalıların kampını izinsiz ziyaret etti. Herhangi bir resmi devlet kurumuna ziyaret için başvurulmamıştı. Bangladeş’te Müslüman kökten dinciler Hindistan’da olanlardan dolayı ülkedeki Hindulara saldırıyor. Yakın zaman önce Hindistan’ın Assam eyaletinde BJP yurttaşlık yasasıyla ilgili değişiklik yaptı ve burada Müslümanları ikinci sınıf yurttaşlığa itti.
BANGLADEŞLİ İŞÇİLERLE DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Son olarak bir mesajınız var mı?
Dünyadaki tüm ilerici, devrimci güçlerden Bangladeşli işçilerle dayanışma bekliyoruz. Dünyadaki tüm antiemperyalist ve antisömürgeci mücadeleleri, işçi mücadelelerini selamlıyoruz. Onlar için mücadele ediyoruz.
(ETHA)