Atılım – Tunus
Tunus’ta 4-9 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen 3. Dünya Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi’nde “Konferansımız, dayanışma, merak, tartışma, özgüven ve zafer ruhu ile sonuçlandı” denilerek, alınan kararlar yayımlandı.
Tunus’ta 4-9 Eylül’de gerçekleştirilen 3. Dünya Kadın Konferansı coşkulu bir şekilde sona erdi. 42 ülkeden 93 delegenin ve 450 katılımcının yer aldığı konferansta bazı delegeler vize ya da devletlerin engelleme politikaları nedeniyle konferansa katılamadı. Delegelerin yaş ortalamasının 37 olduğu konferansta, 5 kıtadan 52 kadın örgütü temsil edildi.
Konferans, Latifah Tamallah’ın ve Tunus hazırlık komitesinin yanı sıra kadın ve insan hakları örgütleri, sendikalar, kırsal kesim kadınları gibi kuruluşlarla işbirliği içinde yürüttüğü yoğun çalışmalar sonucu gerçekleştirildi.
Genel kurulda delegeler tarafından onaylanarak çıkan sonuç bildirgesinde, Dünya Kadınları koordinatörleri ve dünyanın dört bir yanındaki sayısız aktivistin katılımıyla ve ekonomik krizler, siyasi krizler, çevresel krizler, gıda krizleri, burjuva mülteci politikalarının krizleri, sağlık krizleri, borç krizleri ve dünyanın pek çok bölgesi onlarca yıldır savaşlarla sarsılan konjonktürde gerçekleştirildiği belirtildi. Ukrayna’daki savaş, küresel bir çevre krizi, gıda krizleri, burjuva mülteci politikalarının krizleri, sağlık krizleri, borç krizlerinin yaşandığı bir süreçte olunduğu belirtildi. Emperyalist savaşların geçim kaynaklarının yok ettiğini vurgulayan DKK, bunun sorumlularının ABD, NATO ve rekabetçi mücadelelerinde cesetler üzerinde savaşan tüm emperyalist güçlerin olduğunu söyledi.
NATO ÜLKELERİMİZDEN ÇIKSIN!
Bildirgede şu ifadelere yer verildi:
“Filistin’in Siyonist İsrail tarafından yasadışı işgali. Türkiye’nin Rojava’ya yönelik acımasız saldırganlığı ve 10 yıllık “kadın devrimi”. Dini fanatiklerin, cihatçıların, Taliban’ın Afganistan’da kitlelere karşı uyguladığı terör. Batı Sahra halkının kendi kaderini tayin etme hakkının reddedilmesi. Afrika’nın özellikle neo-kolonyal sömürüsü.
Bunlar, en büyük ataerkil şiddet suçluları olan feodal, kapitalist ve emperyalist ülkelerin devlet ve aile düzenleri tarafından kadın kitlelerine yönelik ikili ve üçlü sömürü ve baskının, tüm iğrenç yüzleriyle cinselleştirilmiş şiddetin yüzleridir. Bu nedenle tüm emperyalistlerin ülkelerimizden çekilmesini talep ediyoruz. NATO ülkelerimizden çıksın. Dünyanın dört bir yanında kadınlar çevre suçlarına karşı mücadele ediyor. Toprak anamızı kurtarmak isteyen tüm güçlerle iş birliği yapıyoruz.
DEVRİMCİ DURUMLAR SIKLAŞTI
Kitlelerin artık eski tarzda yaşamak istemediği ve yöneticilerin de artık eski tarzda yönetemediği devrimci durumların giderek daha sık ortaya çıktığı belirtilen bildirgede, “Kadın işçiler, çiftçiler, yerli halklar, çevreciler, insan hakları aktivistleri ve dünyanın genç kadınları tüm bunlara cesaretle direniyor. Bireyler olarak, inisiyatifler, hareketler, kadın örgütleri, sendikalar, partiler içinde, suçları cesurca ihbar ederek ve belgeleyerek, hayatlarını tehlikeye atarak duruşmalarda, grevlerde, yeraltı okullarının örgütlenmesinde, kitlesel hareketlerde ve hatta isyanlarda” vurgusu yapıldı.
Emperyalizme karşı üstün gücün ancak uluslararası işçi sınıfı ile ortaya belirtildi. “Tüm inatçı direnişlere rağmen, kadınların ve tüm insanlığın kurtuluşu, yeni toplum zafere ulaşacaktır” denildi.
Bildirgede, faşizm, maçoluk, cinsiyetçilik, sömürgecilik, ırkçılık, milliyetçilik, şovenizm, oportünizm, antikomünizm, postmodernizm, Siyonizm, siyaseten istismar edilen dinler ve bunlarla ilişkili düşünce ve davranış kalıplarının artık yok olması gerektiğine dikkat çekildi.
“2027’deki 4. Dünya Kadın Konferansına kadar iddialı olan programımız için sorumluluk alıyoruz” denilen bildirgede “ farkındalık yaratmak ve dinden devrime kadar en geniş kadın kitle hareketinin çalışmalarını günlük olarak organize edeceğiz” diye belirtildi.
SONUÇ BİLDİRGESİNDE YAYINLANAN KARARLAR
Dünya Kadın Konferansı çağrıları ile 8 Mart, 1 Mayıs ve 25 Kasım’da güçlü küresel mücadele günleri ve Dünya Barış Günü için harekete geçmek. Bu mücadele günlerinde, dünya kadınları olarak küresel krizlere ve savaşlara karşı birlikte mücadele etmek. 8 Mart’ın resmi tatil olması ve doğru zaman geldiğinde kadın grevi çağrısını yapmak.
Her kıtada iki kıta konferansın yapılacağı duyurulan bonuç bildirgesinde. 2024/25 ve 2. teorik seminer “Kadın devrimi – sosyo-ekolojik dönüşüm – sosyalist devrim, emperyalizm nasıl yenilir?” konularının tartışılacağı açıklandı.
Antiemperyalist ve antifaşist birleşik cephede ya da yeni devrimci birliklerde dünya kadınları platformuna katılma çağrısının yapıldığı bildirgede “Tüm müttefiklerimizle el sıkışıyoruz. Dünyanın kadınları ve kızları! Bizim zamanımız geldi!” denildi.