23 Kasım Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu (AP), Ukrayna’ya karşı savaşta Rusya’yı vahşet uygulamakla suçlayarak, “terörizm sponsoru devlet” olarak ilan etti. Alınan karar gerekçesinde “Rusya Federasyonu tarafından Ukrayna’nın sivil nüfusuna karşı gerçekleştirilen kasıtlı saldırılar ve vahşetler, sivil altyapının tahrip edilmesi ve diğer ciddi insan hakları ve uluslararası hukuk ihlalleri terör eylemleri anlamına geliyor” denildi.
Her ne kadar Ukrayna hükümetinin Rusya’nın “terörist devlet” olarak ilan edilmesi talebi tam olarak karşılık bulmamış ve esas itibariyle bu adım yasal sonuçları olmayan siyasi bir karar niteliğinde olsa da, hem sembolik olarak hem de AB’nin 27 ülkesine aynı kararı izlemeleri yönünde telkinlerde bulunması itibariyle önemli bir karar.
Wagner adlı paralı asker grubunun ve Çeçen Ramzan Kadirov’a bağlı birliklerin de “terörist örgütler” listesine alınması çağrısı da kararın kapsama alanına girmiş oldu.
AP’nin almış olduğu bu karar, egemenler arası dalaşta “terörizm” teriminin emperyalist ülke veya blokların çıkarlarına göre nasıl ikiyüzlüce tahrif edildiğinin, düzenlendiğinin son örneğini oluşturdu. AP, başta ABD ve İngiltere olmak üzere, aynı zamanda kendine bağlı emperyalist güçlerin dünyanın birçok bölgesinde emperyalist savaş, iç savaş, askeri darbe, gizli operasyonlar vb. biçiminde sıralanabilecek sayısız suça, insanlığa karşı işlenmiş sayısız suça tek bir cümle dahi etmezken, hatta bu birliklerin politik bir merkezi olarak kendisi de bu suçların parçası iken, emperyalist Rusya’nın işlediği suçlara dönük bu kararı alması, onun samimiyetsizliğini gözler önüne sermiş oldu.
ABD, çok geçmişte işlediği suçlar bir yana, sadece yakın geçmişte, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Yemen’de, Somali’de vb. yürüttüğü haksız, kirli savaşlarla milyonlarca insanın canına kıydı. On milyonlarca insanın açlık ve yoksulluk içerisinde göç yollarına düşmesine sebep oldu. Bu ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine çöktü. İngiltere aynı keza. Bugün dünyanın sayısız ülkesinde ABD ile birlikte İngiliz emperyalizmi halklara karşı gerici savaş yürütüyor. Fransa aynı keza. Bütün bir Orta Afrika ülkeleri Fransız postalları altında inliyor, bunların kışkırttığı, besleyip büyüttüğü birbiri ardına yaşanan hükümet darbeleri, halklara yaşamı zindan ediyor. Almanya, sağladığı eğitimlerle, sattığı insan kıyım makinalarıyla bu suçların hem azmettiricisi oluyor hem de akan kandan nemalanıyor.
Yine Aynı AP, bugün Kürdistan’ı en ağır silahlarla bombalayan, işgal harekatını her gün biraz daha yaygınlaştıran, gerillalara ve sivil halka karşı kimyasal silah kullanmaktan çekinmeyen sömürgeci faşist Türk devletine siyasi, ekonomik ve askeri desteğini sürdürürken, sosyal ve ulusal özgürlük mücadelesi yürüten güçleri “terör” listelerine alarak faaliyetlerini yasaklamaya gitmesi de bu ikiyüzlülüğün bir başka örneği olarak karşımızda duruyor.
Sözün özü, Rusya’sıyla, ABD’siyle, İngiltere’si ve AB’siyle tüm emperyalistler hasımlarına ve özellikle de dünya halklarına karşı terörün en alasını uyguluyorlar. Kendi emperyalist çıkarlarına ters ne varsa “terörizmle” yaftalayarak, kendi saldırganlık ve katliamlarını gizlemeyi amaçlıyorlar.
Dünyada terörün gerçek anlamda son bulması ise ancak ve ancak onu yaratan koşulların; onu yaratan emperyalist kapitalizme karşı sosyalizm perspektifli tutarlı bir antikapitalist, antiemperyalist duruşun galebe çalmasıyla mümkün olabilir.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 2 Aralık 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi