Bu yıl 8 Mart’ın biz sosyalist kadınlara yüklediği görevleri birkaç başlıkta sıralayabiliriz. Çince, İngilizce, Japonca, İspanyolca, Arapça yapılan 8 Mart haberlerinin tümünde tarihte Clara Zetkin’in önemine vurgu yapıldığını görmek Sosyalist Kadın Hareketinin temsilcileri olarak bizleri bir kez daha gururlandırdı.
Kadın grevi, 8 Mart dünya haberlerinin ve kadın örgütlerinin tümünün gündeminde maalesef değil. Fransa’da kadın örgütlerinin tümü kadın grevi ilanı yaparken, Almanya, İsviçre, Belçika, İngiltere’de sınırlı kadın örgütünün yapması grev silahının mücadeledeki öneminin bilince çıkarılmadığını gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda kadın grevinin sahiplenilmesine dönük ikna edici yöntemler bulmak, salt Avrupa kıtasında değil uluslararası çapta, dillerde araç çeşitliliği zengin hazırlıklar yapmak görevlerimiz arasında duruyor. Almanya’da Ver.di hizmet sendikasının çoğunluğunun kadın olduğu işkolundaki uyarı grevini bu yıl da 8 Mart gününe denk getirmesi, Yunanistan’da tren kazasını protesto etmek için sendikaların genel grevi bilinçli şekilde 8 Mart gününe denk getirmesi, Fransa’da 7 Mart günü sendikaların genel grevinin, ertesi günü 8 Mart kadın grevinin uygulanması, hem ezilen sınıfın, hem de ezilen cinsin erkek egemen kapitalist sisteme verdiği yanıt olması açısından önemliydi.
Devlet şiddetini en keskin yaşayan Afganistanlı 20 kadın, 8 Mart günü üniversitelerin kadın öğrencilere açılmasını isterken, İran’daki kadınlar ise tutsak kadınların idam edilmelerinin derhal durdurulmasını istediler. Şeriatçı, gerici, faşist, kapitalist rejimler altında, uluslararası kadın hareketinin dayanışmasını bekleyen kadınlar bizi bekliyor.
Erkek şiddetini en keskin yaşayan Brezilyalı kadınlar bir yılda 1410 kadının katledilmesini 8 Mart’ta “sustuğun zaman tetiği kendine çekmiş oluyorsun” diyerek Brezilyalı kadınları ve uluslararası kadın hareketini sessizliği kırmaya ve dayanışmayı örmeye çağırması yine bize görevler yüklüyor.
“Direnişimiz kumdan değil, binalarınız gibi yıkılmaz” diyerek Taksim’e yürüyen kadınların ve Basel’deki kadınların polisin biber gazlı saldırısına karşı direnişi, Filipinler, Endenozya, Pakistan’da “yüksek ücret ve insana yakışan işler” ve İspanya’da “eşitsizliğe ve güvencesizliğe karşı mücadele” diyerek yürüyen kadınların talepleri, Japonya’da evlendikten sonra soyadlarını kullanmak isteyen kadınlar, İtalya Roma’da aile içi şiddete, ırkçılığa, savaşa “maço” kültürüne karşı greve çıkan kadınlar, Kolombiya’da geçen yıl 24 haftaya çıkartılan kürtaj yasasının kazanımına sevinerek ve daha fazla mücadele diyen kadınlar bize umut ve güç veriyor.
Erkek egemen kapitalist düzenin kurumlarından Birleşmiş Milletler’in, “cinsiyet eşitliği 300 yıl uzakta”, ABD başkanı Biden’ın ise “kadın hakları onlarca yıl geriye gitti” açıklamaları kendi icraatlarının sonuçları değilmiş gibi yapılması, biz kadınları kapitalist düzenden bir kez daha kurtulmayı, özgürlüğümüzü kazanmamız gerektiğini gösteriyor.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 17 Mart 2023 tarihli Avrupa Gündemi köşesi