Fransa’da yapılan genel seçimler sonrası Cumhurbaşkanı Macron -birçok kesimin önceden doğru bir biçimde öngördüğü gibi- seçimlerde ilk sırada gelen Yeni Halk Cephesine hükümeti kurma yetkisini vermeyeceğini, Ağustos ayı içerisinde başlayacak 2024 Olimpiyatları’nı bahane ederek, var olan hükümetin göreve devam edeceğini açıkladı.
Sandıklardan çıkan sonuç hiçbir partiye tek başına hükümet kurma olasılığı tanımazken, koalisyonu şart koştu. Olimpiyatlar öncesinde bir koalisyon oluşturmanın zorluğu ortada olmasına rağmen Macron ve egemen sınıflar için tutum motifi kesinlikle bu değil. Macron’un AP seçimleri sonrası genel seçime gitme kararının hemen ardında, özellikle oy oranını arttıran ırkçı-faşist Le Pen’in iktidara gelişini engellemek için kurulmuş olan Yeni Halk Cephesinin seçim sürecinde öne sürdüğü kimi emekçiden yana politikalarla azami sömürüden yana egemen sınıfların çıkarlarının örtüşmemesi esas nedeni oluşturmakta.
Görünen o ki Macron ve egemen sınıflar Olimpiyatlar bahanesiyle zaman kazanarak, içerisinde Macron’un Reneasans partisinin etkin olacağı bir koalisyon hükümeti oluşturmanın yollarını düşemeye çalışıyor.
Yeni Halk Cephesi liberalinden sosyalistine, yeşilcisinden antifaşistine birçok siyasi yelpazeden güçleri barındırdığı gibi, bir dönemin neoliberal politikalarını azgınca uygulamış, dolayısıyla egemen sınıflarla çelişki yaşamak şöyle dursun, tamamen onların çıkarları temelinde hükümet etmiş Sosyalist Parti’yi de içermekte. Dolayısıyla Yeni Halk Cephesinin en yumuşak karnının Sosyalist Parti olması gerçekliği, önümüzdeki günlerde bu cepheden kopuşların olacağının emarelerini şimdiden veriyor.
“Boyun eğmeyenler” lideri olarak belli süredir siyasette yer alan Melonchon’un egemenler tarafından “aşırı sol”, “radikal sol” olarak hedef tahtasına konması, Melonchon’un olduğu bir hükümete izin verilmeyeceğinin açıkça dile getirilmesi de Yeni Halk Cephesini bölme girişimlerinin bir parçası olarak propaganda ediliyor. Melonchon’un İngiltere’de bir dönem İşçi Partisi’ne liderlik eden Jeremy Corbyn gibi kendi partisi tarafından burjuva ayak oyunlarıyla liderlikten düşürülmesi pek olası olmasa da, Boyun Eğmeyenler ve Sosyalist Parti ayrışması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Nitekim bugün Fransa’nın değişik kentlerinde Macron’un hükümet kurma yetkisini vermeme kararını protesto eden, buradan doğru Macron ve egemen sınıfları kitle basıncıyla zorlamaya çalışan güçler tutarlı demokratlar, sendikacılar ve esas itibariyle de Boyun Eğmeyenler hareketi ve Fransa Komünist Partisi (FKP) gibi kuvvetler varken Sosyalist Parti ise şimdilik suskunluk içerisinde bulunuyor.
Kuşkusuz bugün Macron ve egemen sınıfları seçim sonuçlarına saygı göstermeye, seçimde birinci gelen Yeni Halk Cephesine hükümet kurma yetkisi vermesini isteyen eylemler ilericidir. Ancak söz konusu mücadele süreklileşmediği, geniş kitlelerin günlük talepleriyle birleşmediği, genel grev genel direnişin örgütlenmesini öngörmediği ölçüde, egemenler nezdinde zorlayıcılığının güdük kalması da bir o kadar kaçınılmazdır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 19 Temmuz 2024 tarihli Avrupa Gündemi köşesi