Kadın haklarının, özellikle de kadınların bedensel özerkliklerinin amansız zorluklarla
karşı karşıya olduğu bu çağda, dünya çapında erişkin 753 milyon kadın kısıtlayıcı kürtaj
yasalarının boyunduruğu altında yaşamaktadır. Dünya çapında gerçekleştirilen tüm
kürtajların yaklaşık %45’i hâlâ önerilen tıbbi kurallara göre sağlıklı ve hijyenik ortamda
gerçekleştirilmiyor ve güvenli olmayan bu prosedürler yılda 39 bin kadının ölümüne yol
açtı. Güvenli kürtaj hakkına erişememek direkt olarak bir kadın cinayeti biçimini
oluşturmaktadır. Kürtaj hizmetlerine yönelik kısıtlayıcı duruş veya tamamen
yasaklamalar, kadınları ve hamile kalma kapasitesine sahip olan hiçbir bireyi
istenmeyen hamilelikleri sonlandırmaya çalışmaktan alıkoymamaktadır. Bunun yerine,
yaşamlarını tehdit eden koşullara zorlamaktadır.
Kürtaj hakkı, kadının kendi bedeni üzerinde sahip olduğu, kişisel bir haktır. Erkek
cinsiyetçi bir yaklaşımla, kürtajı toplumsal bir karar haline dönüştürme çabaları, kamusal
bir tartışma, ahlaki bir durum gibi sunma politikaları, kadını baskı altına almanın farklı bir
boyutudur.
Kürtajın tamamen yasak olması dışındaki engeller; zorunlu bekleme sürelerinin
dayatılması, zaman engelleri, psikolojik baskı, üreme sağlığı hizmeti arayanların
karşılaştığı kalıcı damgalanma ve sosyal dışlanma olarak kendisini gösteriyor.
Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin birçoğunda ve bazı Latin Amerika ülkelerinde kürtaj
tamamen yasak ya da kadının hayati tehlikesinden doğan durumlarla sınırlı. Rusya’da
savaş döneminde daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlar kürtaj haklarında
giderek artan kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor. ABD’de, kadınların kürtaj hakkını
garantiye alan ‘Roe V Wade’ yasası 2022 yılı Haziran ayında iptal edildi. Kürtaj
hakkında eyaletler yetkili kılındı.
Avrupa’da ise Fransa kürtaj hakkının anayasal olarak güvence altına alındığı ‘tek’ ülke.
Polonya’da 2022 yılında kürtajın bazı zorunlu haller dışında neredeyse tamamen
yasaklanması son yılların en kitlesel eylemlerini doğurdu. Almanya’da kürtaj yapılıyor
ama aslında yasadışı! Pratikte yalnızca 12. haftaya kadar, uzman danışmanlık sonrası
mümkün ancak 1871’de Alman İmparatorluğu ceza kanununa dahil edilen ve Hitler
faşizmi ile körüklenen paragraf 218’in bugüne kadar temel olarak değiştirilmemiş
olması, burjuva toplumun temel ilkelerinden birinin patriyarkal çekirdek aile olduğunu
gösteriyor. İngiltere’de kürtaj yasasına karşı, kilise ve piskoposlar, sürekli atak
halindeler. Yasal süre olan 24 haftayı sürekli tartıştırarak, gündemde tutmaya
çalışıyorlar. İtalya’da kürtaj kliniklerine kürtaj karşıtı eylemcilerin girişini öngören yeni
düzenleme ile 90 güne kadar olan kürtaj hakkının fiili olarak engellenmesinin yolu açıldı.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da kürtaj yasal olmasına rağmen fiili yasak uygulanıyor ve
kürtaja erişim zorlaştırılıyor. Ayrıca, evli kadınların kürtaj olabilmesi için eş rızası alma
zorunluluğu gibi insan haklarına aykırı bir kanun hükmü uygulanıyor. Macaristan
2022’de kurallarını sıkılaştırarak kürtaj olmak isteyen kadınlara önce ‘fetüsün kalp
atışlarını dinleme zorunluluğu’ getirdi. İrlanda henüz 2018 yılında 12. haftaya kadar
kürtaja izin vermeye başladı, o zaman kadar her yıl yaklaşık 3.000 kadın kürtaj için
İngiltere’ye gitmek zorundaydı. Koyu Katolik inancına sahip Malta, kürtajın tamamen
yasak olduğu tek Avrupa Birliği üyesiydi. Geçtiğimiz yıl kadının ‘yalnızca hayati
tehlikede olması’ durumunda kürtaja izin verilmeye başlandı ancak tecavüz ve diğer
ciddi fetal anormallikler dahil olmak üzere diğer tüm koşullar altında yasadışı olmaya
devam ediyor. Pekçok ülkede kürtaj yasadışı olmakla kalmayıp kadınlara ciddi cezai
yaptırımlar uygulanıyor. Ülkelerde seçim dönemlerinde, ırkçı, dinci-gerici muhafazakar
partilerin seçim vaatleri arasında kürtajın daha fazla kısıtlanması yer alıyor. Aşırı sağcı
hükümetler iktidara geldiklerinde öncelikle, hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılması
hakkı yani kürtajı veya mevcut kürtaj yasasının kendisi tartıştırıyor.
Ancak, uluslararası kadın mücadelesinin güçlenmesi ile birlikte, dünyada son 25 yılda
50’den fazla ülke kürtaja erişimini kolaylaştırmak için yasalarını değiştirdi. Avrupa
ülkelerinde kürtaj kısıtlamalarına, yasaklarına karşı kadın hareketinin geçmişten bugüne
bir mücadele deneyimi var. Büyük mücadeleler sonucu kazanılan haklar bugün kadın
düşmanı iktidarlara karşı sokağı kuşanan kadınların önünü açıyor.
Bizler biliyoruz ki; kürtaj hakkının yasaklanması ancak ve ancak kadınların birleşik
mücadelesi örülerek bertaraf edilecektir.
Kadın bedeni, erkek egemen iktidarların kendi hegemonyalarını sürdürecekleri bir alan
olamaz. Erkek egemen kapitalist sistemin kadın bedeni üzerinden nüfus planlaması
yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Çocuk isteyip istemediğimize, ne zaman ve kaç
çocuk doğuracağımıza, kürtaj olup olmayacağımıza biz karar vereceğiz!
Biz kadınlar kürtajın erişilebilir, ücretsiz ve sağlıklı koşullarda suç sayılmadığı yasal
zemine ulaşana kadar ve ilgili yasaklar ortadan kaldırılana kadar mücadele edecek,
sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Tüm dünyaya haykırıyoruz: Erişilebilir, ücretsiz ve güvenli kürtaj hakkımızdır!
Almanya Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)