Gisele Pelicot, 5 Eylül’de Avignon’daki bir mahkeme salonunda, eski eşi tarafından yıllarca gizlice verilen ilaçların bir sonucu olarak bilinçsizken kendisine tecavüz eden 50’den fazla erkekle yüzleşti.
Fransız polisi, eski eşi Dominique Pelicot’un elektronik cihazlarını inceledikten sonra, diğer erkeklerin Gisele Pelicot’a uyguladığı cinsel saldırıların 2.000’den fazla fotoğrafını ve videosunu bularak bu iğrenç suçları ortaya çıkardı. 2020 yılında, Gisele Pelicot eski eşinin 10 yılı aşkın bir süredir kendisine uyuşturucu verdiğini, böylece başka erkeklerin ona tecavüz ederken videolarla kayıt altına alındığını öğrenmişti.
Dominique Pelicot ile birlikte mahkemede yaşları 26 ile 74 arasında değişen 50 erkek daha tecavüzle yargılanıyor. İstismar görüntülerinden varlıkları bilinen, ancak kimlikleri henüz tespit edilmemiş 31 kişi daha bulunuyor.
Gisele Pelicot, davanın başında kimliğini gizli tutma hakkından vazgeçti. Avukatları ve kendisi, davanın açık ilerlemesinin “suçun utancını” eski eşine, tecavüz faili Dominique Pelicot’a yükleyeceğini savundu.
Gisele Pelicot’un saldırganlardan ve kamuoyundan saklanmama tavrı muazzam bir cesaret örneğidir. Gisele Pelicot cesurca kendini dünyadan yalıtmamaya ya da örselenmiş bir nesne olarak hafızalarda erimemeye karar verdi. Aksine “Kendimi saklayacak ya da küçük düşürecek biri değilim” diyerek toplumsal erkeklikle toplumsal yüzleşmenin zeminini oluşturan bir tutum aldı. Erkek egemenliğinin çürüyen, yozlaşan saldırganlığına işaret etti. Bu durum, kamuya açık bir davadan kaçınmadan, utancın gerçek sahibine teslim edilmesidir. İşte bu zeminde Giselle Pelicot utancın perdesini yırtarak, kaçacak veya saklanacak olanın mağdur kadınlar değil, suçlu erkeklerin, tecavüzcülerin olması gerektiğine işaret etti.
Emperyalist küreselleşmenin krizi aynı zamanda erkek egemenliğinin krizidir. Cins çelişkisinin keskinleştiği, erkek saldırganlığının arttığı bu dönemde toplumsal çürüme ve yozlaşmaya karşı toplumsal yüzleşme zorunludur. Erkek egemen tüm rejimler cins çelişkisi içinde kadın ve LGBTİ+’lara karşı savaşı örgütlüyorlar. Tam da bundan dolayı; bizler kadına yönelik her yeni günde işlenen suçlara karşı mücadeleyi, toplumsal mücadelenin bir parçası olarak ele alacağız.
Kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı işlenen tüm suçlarla mücadeleyi büyütmek ve erkek egemeliğini alt etmek için eşitlik ve özgürlük mücadelesinin tarafında olacağız.
Giselle Pelicot’un cesaretini kuşanan kadınlara selam olsun!
Patriyarka çürüme, şiddet ve utançtır!
Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği (ACTIT)