Atılım Avrupa
Almanya’da kurulup Avrupa’nın pek çok kentine yayılan antikapitalist genç kadın örgütü ZORA Viyana’da kuruluşunu ilan etti. Kendisini erkek egemenliğinden bağımsız kadın özgürlük mücadelesinin aktif bileşeni olarak tanımlayan örgüt aktivistleri Yıldız ve Alexandria “Dünyanın dört bir yanındaki kadınların mücadeleleri bize ilham veriyor” dedi.
ZORA genç kadın örgütü aktivistlerinden Yıldız ve Alexandria ile Atılım Avrupa olarak yaptığımız röportajda “Kadınlar olarak sadece ataerkilliğe karşı değil, aynı zamanda kapitalizme ve emperyalizme karşı da birlikte mücadele ediyoruz” dedi.
Röportajın tamamını siz okurlarımızla paylaşıyoruz.
Röportaj talebimiz için teşekkür eden ZORA, kadınlar olarak kendilerini ve mücadelelerini tanıttı. Bağımsız, antikapitalist bir genç kadın örgütü olan ZORA’nın erkek egemenliğinden bağımsız, kadınlar için kadınlar olarak mücadele ettiklerini altını çizdi.
ZORA SOLCU BİR KADIN ÖRGÜTÜ
İlk ZORA örgütünün Almanya’da kurulduğunu ve şu anda Avrupa’nın birçok şehrinde ZORA gruplarının var olduğu belirtilerek “ZORA ismi, Almanca konuşulan ülkelerde daha çok 1970’lerde Batı Almanya’da kurulan solcu bir kadın örgütü olan Kızıl ZORA ile bilinmektedir. Bizden önceki kadınlar gibi biz de kendi haklarımız ve ezilen tüm insanların hakları için mücadele etmek istiyoruz” denildi.
Bize Avrupa’daki kadın mücadelesindeki konumları hakkında bilgi istediğimiz ZORA militanları sözlerine şöyle devam etti.
“Kadına yönelik şiddet münferit bir olay değil, erkek egemen kapitalist sisteme ilişkin bir durum. Özgürlük ve kendi geleceğimiz hakkında karar verme haklarımız bölgesel, ulusal ve AB düzenlemeleri tarafından giderek daha fazla kısıtlanıyor. Kimse bizim için ayağa kalkmıyor, bu yüzden kendimiz için savaşmak zorundayız.
“Emperyal merkezlerdeki kadınlar olarak, yaşadığımız ülkelerin dünya çapındaki tüm kadınlar üzerinde de etkisi olduğunu biliyoruz. Özellikle Avrupa’dan gelen silah tedariki, militarizasyon ve yaptırımlar dünyanın her yerindeki kadınları tehlikeye atıyor. Bu nedenle sadece kendimiz için değil, tüm dünyadaki kadınlar için mücadele ediyoruz.”
Viyana’da kadınlar, özellikle genç kadınlar son dönemlerde ne gibi sorunlarla yüz yüze olduğu ile ilgili sorumuza ise şu yanıtı aldık:
“Viyana’da ve Avusturya genelinde kadına yönelik şiddet artıyor. Kadın cinayetleri ataerkil şiddetin en üst seviyesidir. Avusturya’da her ay ortalama üç kadın, çoğunlukla (eski) partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürülüyor. Bu da bizi Avrupa içinde kadın cinayetleri söz konusu olduğunda en üst sıraya yerleştiriyor. Bu yıl Avusturya’da 22 kadın erkekler tarafından katledildi. Bizden alınanlar kız kardeşlerimiz, arkadaşlarımız ve komşularımızdır. Kısa bir süre önce bir kadın jinekolog bir erkek tarafından öldürüldü. Bu çok büyük bir kayıp, zira yaptığı çalışmalarla göçmen kadınlar tarafından büyük saygı görüyordu ve aynı zamanda Viyana’da Arapça konuşan az sayıdaki jinekologdan biriydi. Bu acımasız şiddet nedeniyle, konuya dikkat çekmek amacıyla ‘Biz kadınlar yaşamak istiyoruz’ sloganıyla sokaklara çıkıyoruz.”
Hükümetin birkaç açıklama dışında ciddi bir tepki göstermediğini ve liberal feministlerin ise hükümete destek verdiğinin altını çizdikleri yanıtlarında, kadınların bedenleri hakkındaki kamusal tartışmaların tüm hızıyla devam ettiğini ve kendi bedenleri hakkında söz sahibi olamadıklarını belirtiler. Gündelik ürünlerin lüks haline geldiğini, sağlık sigortası tarafından karşılanmayan kürtaj masrafları da dahil olmak üzere yaşamlarını idame etmekte zorladıklarını ifade ettiler.
ARTAN IRKÇILIK KADINLARA YÖNELİK HAK GASPLARI DEMEK
Irkçı faşist FPÖ’nün seçim zaferinden önce de kadın haklarını giderek daha fazla kısıtlanmaya başlandığını ve örnek olarak da 2018 FPÖ-ÖVP hükümetinin aile danışma merkezlerine ve diğer kadın tesislerine yönelik finansmanı kesmek olduğu belirtildi. Aile içi şiddetten etkilenen kadın ve çocuklarla ilgilenen aile yardım merkezinin bütçesinden 1 Milyon Euro’luk kesintiye uğrandığını belirten ZORA aktivistleri, politikacıların LGBTİ+ bayrağını açıkça çöpe attığı ve FPÖ politikacılarının cenazelerinde nasyonal sosyalist şarkıların açıkça söylendiği bir parti olduğu belirtildi. FPÖ politikalarının yurtdışındaki kadınlara da zarar verdiğini vurguladı.
Genç kadınların öz örgütlenmesi olarak Viyana’da da kuruluşunu ilan eden ZORA’nın amaç ve hedefleri ile ilgi sorumuza, Viyana’da kadınların özgürleşmesi konusunda devrimci bir perspektifin eksikliğini hissetiklerini ve bu boşluktan kaynaklı çoğu zaman liberal, burjuva örgütler ve partiler tarafından yönlendirildiğini ifade ederek “ZORA’nın amacı Viyana’daki tüm kadınlara bunların dışında örgütlenme cesareti vermek ve gerçek bir alternatif olarak kadın devrimi yolunu tanımalarını sağlamaktır.” denildi.
“Kadınlar olarak sadece ataerkilliğe karşı değil, aynı zamanda kapitalizme ve emperyalizme karşı da birlikte mücadele ediyoruz” diyen aktivistler, diğer ZORA gruplarıyla birlikte, enternasyonal dayanışmayı ve kendi cinsiyet kimliklerini ve cinsel yönelimlerini özgürce ifade etmeyi savunduklarının altını çizdi.
Son olarak “Amacımıza ancak her kadının ataerkilliğin ve kapitalizmin baskısından kurtulduğunda ulaşacağız. Gazze’den Kürdistan’a, Filipinler’den Brezilya’ya… Çünkü ancak tüm kadınlar özgür olduğunda biz de özgür olacağız. Tüm kadınlara Viyana’dan dayanışma selamlarımızı gönderiyoruz!” denildi.
