Atılım Almanya
19 ve 20 Ekim tarihlerinde antikapitalist LGBTİ+ örgütü Pride Rebellion Almanya’daki ikinci kongresini başarıyla gerçekleştirdi. “Dönemin nabzını tutalım: Krizlere ve şiddete karşı LGBTİ+’lar olarak kararlıyız!” sloganı altında, yedi yerel gruptan yaklaşık 60 delegeyle Almanya’daki LGBTİ+ gençlerin karşılaştığı güncel sorunları tartıştı.
Birinci ve ikinci Pride Rebellion Kongresi arasında neredeyse tam bir yıl geçti. Kongre, örgütün bu süre zarfında siyasi, ideolojik ve örgütsel olarak büyümeyi başardığını ve ilk kongre tarafından atılan örgütsel çerçevenin üzerine inşa edildiğini belirledi. Farklı yeni yerel örgütler kurulduğu ve örgütün siyasi güç ve farkındalık kazandığı kaydedildi.
“ANTİFAŞİST MÜCADELE GÖREVLERİ KAMPANYAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Delegeler değerlendirmelerinde, özellikle antifaşist mücadele görevlerini bir kampanya, bir propaganda broşürü ve aktif sokak pratiği ile yanıt vermeyi başardığını vurguladılar. Pride Rebellion’ın yaz aylarında CSD’lere karşı (Onur Yürüyüşleri) ilk kez bu büyüklükte ve sayıda gerçekleşen çok sayıda Nazi yürüyüşü ile ilgili çalışmaları da ayrıntılı olarak tartışıldı.
“GENÇ LGBTİ+’LARA YETERİNCE ODAKLANILAMADI”
Ancak kongrede örgütlenmedeki zayıflıklar da eleştirildi. Hepsinden önemlisi, örgütün siyasi olaylara her zaman yeterince hızlı tepki vermediği ve genç LGBTİ+’lar için hayatın günlük gerçekliğine yeterince odaklanmadığı değerlendirildi.
Kongrede ayrıca LGBTİ+ hareketinin durumu da tartışıldı. Genç LGBTİ+’ların, özellikle Almanya’da, genel olarak Avrupa’da faşizmin yükselişi nedeniyle, kendi özel alanlarına mı çekilmeleri, burjuva devletinden yardım mı istemeleri yoksa devrimci bir şekilde mi örgütlenmeleri gerektiği sorusuyla giderek daha fazla karşı karşıya kaldıkları kaydedildi. Trans bireyler için sağlık hizmetlerinin önemi de hareket için önemli bir konu olarak tanımlandı.
Kongre, önümüzdeki yıl için antifaşizm konusuna açıkça öncelik verdi. Pride Rebellion’ın sadece faşist parti ve örgütlere saldırmakla kalmayıp aynı zamanda burjuva devletini de teşhir ederek LGBTİ+ hareketi içinde devrimci bir kutup yaratabileceği tartışıldı. Alman devletinin ırkçı sınır dışı politikası da gündeme geldi. Kongre, Alman emperyalizmine savaş ilan edilecek tek konu antifaşizm olmadığını kaydetti. Militarizme ve zorunlu askerlik hizmetinin kademeli olarak uygulanmasına karşı net bir duruş da benimsendi.
Buna ek olarak, genç LGBTİ+’ların sorunlarına daha güçlü bir şekilde odaklanmak için kararlar alındı. Trans bireylerin cinsiyet değiştirme hakkı bunun en ön saflarında yer aldı. LGBTİ+ topluluğu içindeki ataerkil ve gerici etkilere karşı mücadele de ele alındı. Kültürün burjuva düzenine karşı mücadelede bir silah olduğu ve Suruç katliamının 10. yıldönümünün ve LGBTİ+ devrimci Ivana Hoffmann’ın ölümsüzlüğünün Pride Rebellion’un pratiği için önemi de vurgulandı.
Kongre, bugüne kadar ağırlıklı olarak üniversite şehirlerinde faaliyet gösteren Pride Rebellion, küçük kentlerde ve kırsal bölgelerde çalışma oluşturmak için mevcut bağlantıları hedefli bir şekilde kullanmaya karar verdi.
KONGRE ÖLÜMSÜZLEŞEN LGBTİ+’LARA ADANDI, BAŞTA KÜRDİSTAN VE FİLİSTİN OLMAK ÜZERE ÖZGÜRLÜK HAREKETLERİNE SELAM GÖNDERDİ
2. Pride Revellion Kongresi, heteroseksist sistem tarafından katledilen, intihara sürüklenen ya da özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen tüm LGBTİ+‘lara adandı. Kongre ayrıca başta Kürdistan ve Filistin olmak üzere mücadele eden tüm özgürlük hareketlerine selam gönderdi.