Atılım Brüksel
Belçika’nın başkenti Bürüksel’de, Sosyalist Kadın Dergisinin sunumunu yaptığı komünist kadınların 30 yıllık mücadele tarihindeki bazı önemli kesitleri ele alan bir panel gerçekleştirildi.
Panel; özgürlük, devrim ve sosyalizmi mücadelesinde ölümsüzleşen kadınlar adına yapılan saygı duruşuyla başladı.
Sosyalist Kadın Dergisi adına yapılan sunumda, birlik devrimi ve buna paralel sürdürülen kadın çalışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Devrimci mücadelenin ‘70-’80 dönemine gönderme yaparak, bu süreçte birçok devrimci kadının mücadelede yer aldığını, ancak tarih yapıcıların hep erkek olduğunu, kadınların adının çok az geçtiğini belirtti.
Devamında, ‘90’larda sınıfsal ve toplumsal mücadelenin canlandığı bu yıllarda kadınların, kadın dernekleri, platformlar gibi örgütlenmelere gittiğini ve kendilerini görünür kıldığını belirtti. Kürt ulusal hareketinde, işçi eylemlerinde madenci grevlerinde veya hak temelli işçi eylemlerinde, sendikal mücadelelerde kadınların en önde yer aldığını vurguladı.
Sunumda, Komünistlerin birlik öncesi, devrimci ve sosyalist kadınların beraber gerçekleştirdiği Emekçi Kadınlar Konferansı ve Emekçi Kadınlar Birliği’nin oluşumunda, komünist kadınların önemli birleştirici rolünün altı çizildi. Örgütsel bakımdan; ‘94’de komünistlerin gerçekleştirdiği birlik devrimi ile partili kadınların örgütsel bakımdan kendini yeni bir düzeyde örgütlemeye gittiği belirtildi. Komünist Kadın Konferanslarında, ‘Komünist Kadın Komisyonu’ formunun, eş düzeyli örgütlenme modeliyle Komünist Kadın Örgütü’ne dönüştürüldüğü ifade edildi. Bu aynı zamanda parti içinde Eşit temsiliyet ve Eş başkanlık sistemini güvenceleyen bir örgütlenme olduğu anlamına geldiği ifade edildi.
30 YILLIK SÜREÇTE KOMÜNİST KADINLAR POLİTİK MÜCADELEDE ÖN AÇICI OLDU
30 yıllık tarihi sürecin demokratik alanında da, komünist kadınlar kendini hep bir üst düzeyde örgütleyen ve politik mücadelenin önünü açan bir hat izlediğine vurgu yapıldı. Emekçi Kadınlar Derneği ile kadına yönelik şiddete, savaşa karşı analar kurultayı, ‘90’larda gözaltında kayıplar, yine 2000 yılında gözaltında taciz ve tecavüze karşı kampanyada cinsel işkencenin kamuoyuna taşınmasında ve gündemleştirilmesinde, hapishanelerde açlık grevleri, tek tip giysi dayatması gibi pek çok konuda sosyalist kadınların özgün mücadeledeki ön açıcı politik rolüne değinildi.
2010 sonrası Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) örgütlenmesiyle, kadına yönelik şiddete karşı 1 milyon imza kampanyası, sığınma evleri ve kreşlerin açılamasına ilişkin meclisin ve yerel yönetimlerin gündemine taşıyan politik kampanyalar, İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edilmesi için kadın örgütleriyle birlikte yürütülen mücadele, yine gezi ayaklanmasında sosyalist kadınların öne çıkışı gibi pek çok politik kazanımları ele alındı.
Sunumun ardından ikinci bölümde soru-cevap kısmına geçildi. Bu bölümde, daha çok teorik düzlemde kadın devrimi fikri ve kazanımlarına yönelik sorular üzerinden bir tartışma yürütüldü.
KOLEKTİF, ÖRGÜTSEL KAZANIMLAR KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Kadın devrimi, erkek egemen siyasetin yönetim hiyerarşisine karşı kadın isyanı üzerinde duruldu. Kurulacak iktidarda eşit şekilde, söz yetki ve karar almada irade olmada kadınların mutlaka kendi mekanizmalarını oluşturmanın kaçınılmazlığı üzerinde duruldu. Kolektif, örgütsel kazanımların kadın özgürlüğünün güvencesi olduğu ve vazgeçilemez, olmazsa olmazı olduğunun altı bir kez daha çizildi. “Çünkü erkek egemenliğinin açık-gizli hegemonyasına karşı örgütsel gücümüzle karşı durabiliriz” denildi.
Yine güncel politik mücadele bağı içinde kadın ve çocuk katliamlarına, kadının kendi bedeni üzerindeki özgürce söz sahibi hakkını kullanmasına, kürtaj hakkı mücadelesine, çalışan kadınların eşdeğer işe eşit ücret mücadelesine, tüm bunların elde edilebilmesi bakımından kadın grevlerinin örgütlenmesi gibi çalışmaların önemli bir yerde durduğu ve bu hattan gidilmesine vurgu yapıldı.