Atılım Hamburg
6 Kasım’da Filistinli bir kuruluş olan Thawra’nın talebi üzerine Hamburg’da People’s Bridge, Kürt Derneği ve Kerem Schamberger’in katılımıyla bir panel düzenlendi.
Üniversite yönetiminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle etkinlik günü salonun yeri değişti, ancak bu durum katılımcıları engelleyemedi.
İlk soruda Kürt derneğin temsilcisi “Kürtler kimdir?” sorusuna yanıt verdi.
Kürt derneği temsilcisi, Kürtlerin 1. dünya savaşı sırasında emperyalistler tarafından 4 ülkeye bölündüğünü ve kendi kaderini tayin etme hakkından maruz bırakıldığını açıkladı.
Halkların Köprüsü (People’s Bridge) sözcüsü Murat ve Kerem Schamberger daha sonra Kürtlerin hangi koşullar altında yaşadıklarını ve maruz kaldıkları siyasi sistemleri ve baskıları anlattılar. “Kürtlerin dört ülke arası oluşan kader birliği maalesef baskı ve zulüm oldu” diye başlayan Murat, devamında Kürtlerin sistematik biçimde katliamlara ve asimilasyona maruz kaldıklarını ve bunun ülke ülke yansımalarını dile getirdi.
Türkiye’de Kürtlerin inkarı, Kürdistan’ın ilk politik sömürge oluşunu, sonra 1960‘lerden itibaren de mali sömürge olduğunu açıkladı. Suriye’de Kürtlerin vatandaşlıktan çıkarılması, mal varlıklarına el konulmas, Irak’ta Halepçe katliamı ve Rojhilat’daki baskıları aletti.
People‘s Bridge Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrimci solu ile (THKP-C, TKP/ML ve THKO’dan PKK’ya kadar) Filistin özgürlük mücadelesi arasındaki işbirliğine ve bu köprünün önemine dair tarihsel bir bakış açısı sundu.
“Kürt Özgürlük hareketi ilk 11 şehidini Bekaa vadisinde verdi, bunun tarihsel açıdan önemi büyük. Emperyalistlerin amacı bu tarihi unutturmak, Kürtleri ve Filistinleri kendi çıkarları için kazanmaya çalışıyor, bizlerin, yani ilericilerin görevi böylesi eğilimlere karşı sıkı bir mücadele yürütmek, eğitimler vermek ve sokaklarda mücadeleleri birleştirmektir.”
Almanya’daki mevcut kriminalizasyonun (Kürt ve Filistin direnişine dönük) konuşmacılar tarafından ele alınan diğer sorulardı. Kerem Schamberger bu soruya verdiği yanıttı “Almanya zindanlarında birçok Kürt aktivisti tutuluyor, 129 b / 129a yasalarıyla herkesi ‘örgüt üyesi’ diye baskı uygulayabiliyor. Bu yasalar en çok Filistinlileri ve Kürtleri vuruyor”, dedi.
Etkinliğe ilgi çok büyüktü ve etkinlik sona erdikten sonra da, Halkların Köprüsü Sözcüsü birçok soruyu cevapladı.