Atılım Paris
Fransa’nın başkenti Paris’te 400’den fazla kuruluşun çağrısı ile toplanan binlerce kadın, kadınların simgesel rengi kabul edilen mor kıyafetler giyerek, ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ için toplandı. Protesto gösterisi düzenleyen katılımcılar, hükümeti de verdikleri sözleri tutmadığı gerekçesiyle eleştirdi.
Fransa’nın başkenti Paris başta olmak üzere, Marsilya, Lille ve Bordeaux kentlerinde ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında binlerce kişi protestolara katıldı.
23 Kasım Cumartesi günü yapılan eylemlerde, Mazan tecavüz davasının yarattığı şok dalgasının ardından, kadına yönelik şiddete karşı bir “uyandırma çağrısı” yapıldı.
Paris’te şiddete karşı alanı dolduran on binler coşkulu sloganlarla Gare de Nord’tan Bastille Meydanına kadar yürüdü.
“TRANSFOBİ ÖLDÜRÜR”
Kadın örgütlerinin hazırladığı mor renkli dövizlerle kortej adeta mora büründü. “Feminizm ırkçılık ve faşizm karşıtıdır” ve ‘Transfobi öldürür’, “Tecavüzcülerin canavar değil, sıradan erkekler olduğunu fark ettim”, “ Tecavüzcü, boku yedin, hepimiz sokaktayız!” gibi sloganların yazıldığı dövizlerle yürüyüş boyunca uzanan dev bir mor dalga oluşturdu.
SKB, ZORA, TJK-F ve enternasyonal kadın örgütlerinin de katıldığı eylemde renkli görseller dikkat çekti. Kortejde İran’da idam cezası verilen Werîşe Mûradî, Pexşan Ezîzî’nin yanı sıra Zeyneb Celaliyan’ın fotoğrafları olan dövizler yer aldı. Eylemde 30.yıl festivaline çağrı broşürleri de dağıtıldı.
“ATAERKİL ŞİDDET HER YERDE”
Eylemciler, kadına karşı işlenen suçlar ve şiddetle başa çıkılabilmesi için adalet sisteminin değiştirilmesi ve yeni yasaların çıkarılması gerektiğini vurgulandı. ‘Her yerde kadın cinayeti var, ama adalet hiçbir yerde yok’ sloganları atan göstericiler, ‘Ataerkil şiddet her yerde’, ‘Bizler buna dur demek üzere yürüyoruz’ yazılı broşürler dağıttı.
Hükümeti kadına yönelik şiddeti durdurmak için daha fazla bütçe ayırmaya çağıran göstericiler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un seçim öncesi verdiği sözü tutmadığına dikkat çekti.
Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarda, “Fransa’da her iki buçuk dakikada bir tecavüz ya da tecavüz girişimi yaşanıyor. Her on yetişkinden biri çocukluk çağında ensest mağduru” denilerek “sessizlik kültürü” kınandı. CGT Airbus sendikasının genel sekreteri Patrice, kadına yönelik şiddet konusunda daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğini kabul etmekle birlikte, “Şirketlerde ve yöneticiler arasında çok fazla feminist etki var! Ancak bir cinsel şiddet vakası dolaşmaya başlar başlamaz, bunu örtbas etmek için her şey yapılıyor. Mélodie gibi, Pélicot vakasının medyada yer alması onun da bir adım geri atmasına yardımcı oldu” dedi.
Médecins du Monde Paris Genel Koordinatörü Ève Derriennic “Tüm kadınlar cinsiyetçi ve cinsel şiddet mağduru olsa da, bazıları, özellikle de güvencesiz koşullarda yaşayanlar diğerlerinden daha fazla maruz kalmaktadır. Bunlar arasında sokak kadınları, sürgünler ve seks işçileri yer almaktadır. Dernek lideri “bu kadınların bakım ve adalet uzmanlarından daha iyi bakım almalarını sağlamak için” çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.
Kadın Vakfı’nda sorumlu Louise-Anne Baudrier, “#MeToo’dan yedi yıl sonra, cinsiyetçi ve cinsel şiddet karşısında cezasızlık devam ediyor, bu da bu seferberliği gerekli kılıyor” dedi.
“TEŞEKKÜRLER GİSÈLE!
Eylemde Gisèle Pelicot bir sembol haline geldi. Kocası ve onlarca erkek tarafından yıllarca ilaçla uyutulan ve tecavüze uğrayan bu kadın, sessizliğini bozarak korku saf değiştirmeli dedi ve zor olanı başararak yaşadıklarını kamuoyuna aktardı. Mazan tecavüz davası sona yaklaşırken, onun cesareti pek çok protestocuya ilham vermeye devam ediyor. Elinde “Teşekkürler Gisèle!” yazılı bir pankart tutan genç kadın “Kadına yönelik şiddete dikkat çektiği için ona teşekkür ediyorum. Yaşadıkları göz önüne alındığında bunu söylemek korkunç bir şey olsa da, kamuoyu önünde konuşarak büyük bir cesaret gösterdi. Sessiz kalıp anonim kalabilirdi ama o mücadele etmeyi seçti,” dedi.