Eğer 2024 yılını farklı aşamalara ayırmamız gerekseydi, yılın ilk aşaması kesinlikle bir
saflaşmanın içerisinde kendini gösterirdi: 7 Ekim 2023’teki Filistin halkının direniş eylemi,
dünyayı altüst etti. Her devlet, her hareket, her politik güç aynı şekilde kadın hareketlerinin
farklı parçaları da bir şekilde taraflarını belli etmek zorunda kaldılar: Ya emperyalistlerin
yanında ya da ezilenlerin yanında. Bu durum, son yıllarda sürekli bölünmeler yaşayan kadın
hareketinde özellikle cinsiyetlerin politik tanımlanmasıyla ilgili sorular yüzünden yeni
dinamiklere yol açtı. Eski ittifaklar bozuldu ve yeni ittifaklar ortaya çıktı, tüm bunlar şu
sorunun etrafında şekillendi: Kadınlar olarak, direnen Filistinli kadınların yanında mıyız?
Madrid, Roma, Berlin ve sayısız başka yerde, 8 Mart’ta on binlerce kadın, Avrupa’dan
Filistin’e kadar tüm kadınlar için adil ve güvenli bir yaşam talebiyle sokağa çıktı.
Yılın ikinci yarısında ise, kadınlara yönelik şiddetle mücadele, son birkaç yıldır hareketimizi
iten ana tema, yeniden ön plana çıktı. Bu, birkaç tetikleyici olayla oldu: İlk olarak, ünlü P.
Diddy’nin cinsel istismar ve güç istismarıyla ilgili skandalın ortaya çıkması, kapitalist
toplumda, özellikle eğlence sektörlerinde güç ve şiddetin nasıl iç içe geçtiğine dair yeniden
sorular gündeme getirdi. İkinci olarak, Fransa’da Gisèle Pelicot’un tecavüzcüsüne karşı
başlattığı cesur kamu davası, “Utanç taraf değiştirmeli” açıklamasıyla kadın hareketleri için
bir sembol haline geldi. Davası ve tecavüzcüye karşı sergilediği kararlı tutum, cesareti,
Fransa’da geniş çaplı toplumsal bir tartışma ve protestoları ateşledi. Üçüncü olarak, şimdilik
ekonomik krizlerle şekillenen mevcut siyasi durumda, toplumda patriyarkal şiddetin genel
olarak arttığını gözlemliyoruz.
Almanya Federal Kriminal Dairesi, kasım ayında kadınlara yönelik şiddetle ilgili istatistikler yayımladı ve son yıllarda şiddet ve kadın cinayetlerinde ciddi bir artış olduğunu gösterdi. Birkaç yıl önce Almanya’da her üç günde bir kadın erkekler tarafından öldürülürken, şimdi neredeyse her gün oluyor. Bu veriler, savaşlar ve krizler döneminde erkekleri nasıl sisteme bağladıklarını ve patriyarkal kapitalist toplumun ne kadar vahşileştiğini gösteriyor.
2024’ün son haftalarında, Ortadoğu’da, Avrupa’da ve dünya genelinde siyasal gelişmeler
hız kazanıyor. 2025 yılı, büyüyen faşist güçler, tırmanan savaşlar ve derinleşen ekonomik
krizlerle şekillenecek. Hâlihazırda faşist güçler, birçok ülkede iktidarı ele geçirmek için konum almış durumda ve kadınların haklarına yönelik saldırılar duyuruluyor.
Filistin ve Kürdistan’daki savaşlar ve artan yoksulluk, özellikle kadınların güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenlerden ötürü, önümüzdeki yılın işçi ve ezilenlere yönelik geniş çaplı saldırılar ve yoğun mücadelelerle geçmesi muhtemel. Bu siyasi ortamda, biz devrimci kadınlar olarak, patriyarkal şiddete karşı her türlü araçla mücadele etmemiz gerektiği gibi, aynı zamanda toplumsal hareketlerdeki yerimizi alarak, bu saldırılara karşı kapsamlı bir şekilde karşı koymalıyız.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 20 Aralık 2024 tarihli Sosyalist Kadın köşesi