Atılım İsviçre
İsviçre’nin başkenti Bern Kantonunun Zwischenflüh kayak merkezinde, İGİF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu) tarafında organize edilen 3 günlük kamp gerçekleştirildi.
AvEG-KON’a (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu) bağlı İGİF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu) tarafında organize edilen kamp etkinliğinin bu yıl ikincisi düzenlendi.
Çokça kayak merkezleri ve ayrıca kış ve doğa turizmine uygun bir bölgede düzenlenen kamp 25 Aralık’ta başlayıp 28 Aralık’ta sona erdi.
Kolektif Düşler Kampı’na ziyaretçilerle birlikte yüzün üzerinde insan katıldı.
İGİF Eşbaşkanının açılış konuşması ile kampın startı yapıldı. Dört günlük kampın uyulması gereken kuralları konusunda bilgiler verildi. Kampa her yaştan katılım vardı. Kamp sakinlerinin yerleşiminin ardından ilk gece için “hoş geldiniz” şenliği düzenlendi. Katılımcılar ve özellikle çocuklar eğlencenin doyumuna erdiler.
Kamp Tv çalışması ile kampın renkli anları ve yetenekler sergilendi. Kampın pankartı kamp alanında gençler ve çocuklar tarafından hazırlandı.
ŞİMDİ ÇOCUK OLMA ZAMANI
Çocukların özgür bir ortamda gönlünce eğlendikleri bir ortam yaratıldı. Müziklerin eşliğinde çocuklar halaylar çektiler, çeşitli zekâ ve bedensel oyunlar oynadılar. Çocuklara biraz daha fazla zaman ayrıldığı dikkat çekti.
Eğlencelerin olmazsa olmazı elbetteki müzikti. Saz ve söz gecenin ortak duygusu ve ruhunu oluşturdu. İlk kez bir araya gelenler birlikte bir sosyal ortam oluşturdular. Coşkulu bir geceyle ve paylaşımla başlayan açılış, türkülerin tadıyla sona erdi.
Kampın üçüncü günü ağırlıklı olarak kültürel ve sportif aktiviteler yapıldı. İlkin gençler ve çocuklardan oluşan ekipler kiralanan spor salonuna götürülerek futbol ve basketbol turnuvası gerçekleştirildi. Gençler ve çocuklar doyasıya spor aktiviteleri ile mutluluğun zirvesine ulaştılar. Devamında çocuklar ve gençler sandalye kapmaca, bilgi yarışması ve evet-hayır yarışması ile bütün kamp katılımcılarına zevkli anlar yaşattılar.
Üç gün boyunca bütün katılımcılar olduğu gibi özellikle çocuklar ve gençler dolu dolu eğlenceli zamanlar ve anlar yaşadı. Kampa katılan çocuklar ve gençler kayak yapma ve kar oyunları sergiledi. Kültürel etkinlikler kapsamında kamp katılımcıları teleferikle dağın zirvesine çıkıp dağ gezintileri yaptılar ve teleferik heyecanı yaşadılar. Ayrıca otuzu aşkın kamp katılımcısı otobüsle kayak merkezine gittiler ve hafızlarına yeni görüntüler kattılar. Değişik bir ortamda ve değişik aktivitelerle tatillerini zenginleştirdiler.
Yüz civarında kamp katılımcısı ve ayrıca günlük olarak gelen ziyaretçilerin büyük çoğunluğu ilk kez bu kampta buluşup tanıştılar. Bu özellikle bir sosyalleşme, kaynaşma, tanışma, birlikte eğlenme, birlikte gülme ve birlikte aynı ortamı paylaşma ve vakit geçirme olanağını yarattılar. Bu türden etkinliklerin olmazsa olmazı müzik eşliğinde sergilenen aktivitelerdir. Bütün kamp katılımcılarının kendilerinden de bir şeyler katarak duyguda ortaklaştıkları anlar oldu. Adeta yetenek yarışmalarına sahne oldu. Anıların anlatımı, kamp sürecinin komik anları/ilginçlikleri, türkü-şarkı-marş söylemek, şiirler okumak konularında katılımcılarımızın birikimleri ve zenginlikleri gözlemlendi. Ayrıca olmazsa olmazımız müzik eşliğinde halaylara durmak oldu. Son gece yapılan değerlendirme toplantısında kamp katılımcıları kamptan memnun kaldıklarını, gelecekte yapılacak kamplar için öneri ve eleştirilerini dile getirdiler.
Dolu dolu üç günlük bir kamp yaşandı. Son gece ayrılanlar olmakla birlikte katılımcıların ortak arzusu, bu türden etkinlikleri yapmak ve devam ettirmenin bir ihtiyaç olduğu şeklindeydi. Başarılı ve mutluluk anlarıyla dolu bir kamp daha sona erdirildi.
GÜNCEL GELİŞMELER PANELİ
Güncel gelişmeler başlığı altında sunum yapılan panelde, Suriye ve Ortadoğu endeksli gelişmeler, İsrail-Filistin savaşı ve göçmenlere dönük saldırılar değerlendirildi.
Emperyalistlerin, başta Türkiye olmak üzere bölge devletlerinin Suriye’ye müdahalesi sonucu siyasal İslamcı faşist HTŞ’nin iktidara gelmesine vurgu yapıldı.
İsrail-Filistin savaşı sürecinde sadece Filistinliler soykırımdan geçirilmediği, İran’ın bölgedeki gücü ve ilişkilerinin de çökertildiği belirtildi.
Panelde, “Suriye operasyonunun arkasında esas olarak İsrail, İngiltere ve ABD vardır. Türkiye, bölge devletleri ve AB ülkeleri ise taşeron güçler olarak kullanıldılar. Suriye’de 61 yıllık Esad ailesine dayanan monarşik yapı ve Baasçı rejim dönemi sona erdi. Ancak Suriye sorunu çözülemedi. Bundan sonra daha da karmaşık kaotik bir şekilde devam edecektir. Suriye’de bundan sonra daha ağır sorunlarla bölgedeki istikrarsızlık olarak sürecektir. Bundan da en önemli etkilenecek ülkeler başta Türkiye ve Rojava devrimi olacaktır.” denildi.
Sunuma şunlar kaydedildi:
“Rojava’da esas sorun Demokratik Halk Devrimi’ni boğmaktır. Kadınların yönetimde, üretimde, orduda, karar merciilerinde ve hayatın her alanında olduğu gibi etkin bir yönetim içinde olması halkın dışındaki herkes rahatsızdır. Rojava Devrimi ve Kürtlerin kazanımları tehlikede ve risk altındadır. Ayrıca selefi Arapların dışındaki bütün halklar, topluluklar olduğu gibi özellikle Nusayriler (Aleviler) bir katliam ve soykırımla karşı karşıyadırlar. Buna dönük linç ve saldırı görüntüleri şimdiden sosyal medyaya yansımaya başladı.
“Burada esas saldırı, devrimci savaş ve devrimci çizgiyedir. Suriyelilerin dışındaki devrimci ve yabancı savaşçıların çekilmesi isteniyor. Ancak bunu HTŞ için istemiyorlar. Çünkü bunların %50’den fazlası Suriyeli değildirler. Bununla PKK ve Suriyeli Kürtler arasında çatışma yaratılmak isteniyor.
Şu anda çıkarları gereği özellikle ABD ve İsrail Rojava’ya desteklerini sürdürüyorlar. Ancak her an Rojava’ya olan desteklerini çekebilirler. Rojava yönetimi Tel Rıfat, Sehba ve Halep’te olduğu gibi geri çekilme gibi tavizler verebiliyor. Savaş süreçlerinde bu türden tavizler ve geri adımlar atılabilir. Güçleri savaşa hazırlamak, motive etmek ve zaman kazanmak için bu türden adımlara ihtiyaç olabilir. 2. dünya Savaşında Stalin yoldaş Hitler ile bir dönem saldırmazlık paktı ilan etti.
“ROJAVA’NIN GELECEĞİNİ KÜRT-ARAP HALKLARININ İTTİFAKI BELİRLEYECEK”
“Rojava sadece Rojava değildir. Bir halklar mozaiğidir. Rojava’nın geleceğini belirleyecek olan Kürt-Arap halklarının ittifakıdır. Bölge halkları ve diğer parçalardaki Kürtler ve özellikle Türkiyeli devrimci, sosyalist ve komünistler Rojava ile dayanışmayı yükseltmezlerse Rojava devriminin ayakta kalması ve demokratik niteliğini koruması mümkün değildir.
“Rojava Enternasyonal bir devrimdir ve kadın özgürlükçü bir devrimdir. Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilerin birleşik devrim mevzisini savunması ve sahiplenmesi birinci devrimci görevdir. Kobanê ve Rojava’nın kaybedilmesi devrimci mevzilerin kaybedilmesi anlamına gelmektedir.
AVEG-KON ALMANYA’DA ŞUBAT AYINDA GÖÇMENLER KONFERANSI DÜZENLEYECEK
“Şubat ayında Almanya’da AVEG-KON tarafından bir göçmenler konferansı düzenlenecektir. Göçmenler sorunu dünyanın en önemli sorunlarından birisi olarak varlığını korumaktadır. Bugün bütün devletler kabinelerini ve politikalarını savaşa göre düzenlemektedirler. Bunun da göçmenlere dönük ağır sonuçları olacaktır. Irkçılığın, faşist ve muhafazakâr partilerin oy yükselişleri bundan bağımsız değildir. Savaş ve güvenlik esaslı politikalar gereği göçmenler saldırı hedefine konuluyor ve konulacaklar. Göçmenlerin göçmenlikten kaynaklı çokça sorunları var ve ayrımcı saldırılara uğraması söz konusu. Göçmenler güvenlik tehlikesi olarak görüldükleri içinde Türkiye, bölge ve Avrupa için saldırıların hedefinde olacaklardır.”