15 Şubat uluslararası komplonun yıldönümünde, sömürgeci rejim başta Kürt halkı olmak üzere halklara zulüm ve savaş dayatmaya devam ediyor. Emperyalistler ve faşist Türk sömürgeciliği kirli pazarlıklar sonucu PKK lideri Abdullah Öcalan’ı bir komployla esir alarak İmralı ada hapishanesinde mutlak bir tecriti yıllardır uyguluyor. Tecrit sadece siyasal değil, ideolojik bir saldırı olarak da uygulanıyor.
Bugün Öcalan’a yönelik uygulanan mutlak tecrit işkencesi tüm topluma ve hapishanelere yayılmıştır. Öyle ki Kürt halkının ve işçi ve emekçilerin mücadelelerle edindikleri kazanımlar faşist saldırılarla gasp edilmektedir. Özellikle Kürt illerinde belediyelere uygulanan kayyum saldırıları, özgür basına ve emekçilerine, sosyalistlere uygulanan gözaltı tutuklama terörü rejimin tüm toplumsal mücadele dinamiklerini teslim alma, hareketsiz bırakma saldırıları olarak gerçekleşmektedir.
Faşist rejim bir yandan devlet eliyle tokalaşma adımı atarken, diğer yandan Kürt halkına ve mücadele eden tüm güçlere saldırılar gerçekleştiriyor. Tüm bu adımlar Suriye’nin yeni yapısında pay kapmak ve Rojava’nın geleceğinde belirleyici olacak şekilde bölgesel yayılmacı bir güç olmakta somutlaşıyor. Politik islamcı faşist rejim, başta emekçi sol hareket gelmek üzere tüm politik ve toplumsal muhalefeti sindirmeyi amaçlayan yeni bir faşist terör konseptiyle saldırıyor.
Yüzbinlerin sokaklarda karşı iradesini beyan ettiği faşist ırkçılık dünya çapında da önü açılarak geliştirilmektedir. Bu anlamda tecrit ve mücadele eden güçlerin tasfiyesi tüm halklara, sınıf ve emekçilere de dayatılmaktadır.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da tecritin tüm toplumu saracak biçimde ağırlaştığı, işçi sınıfının kazanımlarının gasp edildiği, erkek şiddetinin önünün açıldığı, gençlerin geleceksizleştirildiği, çocuk istismarlarının yaşandığı, LGBTİ+’lara yönelik nefret suçlarının örgütlendiği bu dönemde İmralı tecriti ve hapishanelerde politik tutsaklara yönelik saldırılar yalnızca Kürt halkının ve devrimci tutsakların değil bütün yaşam alanları hapishaneye dönüştürülen halkların gündemi olmalıdır. Tecriti kırmak ise ancak ve ancak tüm toplumsal dinamiklerin ortak mücadelesi ile olacaktır.
Politik islamcı faşist rejim toplumsal rıza ve meşruiyetini üretme kapasitesini her geçen gün daha fazla yitiriyor. Uyguladığı ekonomik ve politik terör politikaları toplumsal sınıfların en geniş kesimlerinde sürekli büyüyen siyasal öfke ve hoşnutsuzluk biriktiriyor. Tam da bu anda, tüm mücadele güçleri olarak birleşik mücadelemizi güçlendirecek, tecrite ve işgal saldırılarına karşı omuz omuza direneceğiz!
Emekçi halklarımızı uluslararası komplonun yıldönümünde 15 Şubat günü Strasburg’da gerçekleşecek olan büyük yürüyüşte buluşmaya çağırıyoruz.
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB)