Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) olarak bu yıl da 8 Mart günü kadın grevinde olacağız. Dünyada, Avrupa’da birçok kadın örgütünün kadın grevi çağrısına biz de katılıyoruz.
Avrupa’da savaşa hazırlanan devletler ve gerici, faşist partiler yükselişte. Bu partiler göçmen karşıtı söylemler ile yaşanan mali krizin faturasını göçmenlere kesmektedirler. Göçmen karşıtı politikaların en ağır faturasını her zaman olduğu gibi kadınlar ve çocuklar ödemektedir. Birçok mülteci kadın ve çocuk göç yollarında taciz, tecavüzle karşı karşıya kalmaktadır. Göç yollarında yaşamını yitiren kadın ve çocukların sayısı azımsanmayacak sayıdadır. Göçmen olarak yaşadıkları ülkelerde eğitimden mahrum kalma, işsizlik, barınma sorunu gibi bir dizi en temel haklardan mahrum kalmakla yüz yüzedirler.
İşte savaş ve göçlerin yaşandığı iki ülke Filistin ve Suriye. Suriye’de bulunan kadınlar, halklar ve inançlar islamcı, cihatcı politikaların tehdidi altında yaşamaktadır. Suriye’de Rojava’nın Minbiç bölgesinde yağan bombalarla her gün yeni ölüm haberleri alıyoruz. Filistin’de 60 binin üzerinde insan, kadın, çocuk katledildi, toprakları işgal edildi. Avrupa emperyalistleri bu savaşların, işgallerin ortakları oldular.
Avrupa’da kadına yönelik şiddetin, tacizin ve tecavüzün en yüksek seviyelerde seyrettiği bir dönemi yaşıyoruz. Avrupa’nın birçok ülkesinde kadın cinayetlerinin arttığı istatistiki verilerle ortaya çıkıyor. Sağcı, ırkçı, faşist politikalar kadın özgürlük mücadelesinin ilmek ilmek kazandığı hakları tırpanlamak için tetikte beklemektedir. Bunun bariz örneği kürtaj yasasının birçok ülkede tartışılmasından belli.
Türkiye ve Kürdistan’da faşist şeflik rejimi 2025 yılını aile yılı olacağını ilan etti. Faşist şeflik, temsilcisi olduğu sermayeye ucuz iş gücü, kirli savaşa asker yetiştirmek ve kadınları eve hapsederek erkeği de kadınların başına şef olarak atamak istiyor. Geçtiğimiz yıl 421 kadının erkekler tarafından katledilmesine, 77 kadın ise şüpheli ölüm adı altında yine erkekler tarafından katledilmesine kadınlar isyan ediyor. Türkiye Kürdistan’da yükselen enflasyon ve buna bağlı hayat pahalılığı, işsizlik son en çok kadınları ekiliyor.
Türkiye Kürdistan’da Faşist şeflik rejimi bir yandan barış söylemleri ile Abdullah Öcalan’la görüşmeler yapılmasının önünü açmakta, diğer yandan Suriye’de Esad rejimini devirerek yönetimi ele geçiren şeriatçı HTŞ ile kol kola girerek Rojava’ da kadın devrimini boğma ve yenilgiye uğratma ve bu topraklarda egemenlik kurma planları yapmaktadır. Belediyelere kayyum atayan, devrimcileri, gazetecileri tutuklayan, Güney Kürdistan’a her gün bombalar yağdıranlardan barış gelmeyecek biliyoruz.
Tüm işçi, emekçi kadınlara sesleniyoruz; gelin hep birlikle savaşa, ırkçılığa, yoksulluğa ve kadın cinayetlerine karşı kadın grevine çıkalım. Yaşamı durduralım, kadınsız bir günü evde, işyerinde, okulda hayata geçirelim. Erkek egemenliğine isyan edelim, kadın grevine çıkalım!
Kadın cinayetlerine karşı,
Taciz ve tecavüze karşı,
Göç yollarında ve göçmen kamplarında yaşanan insanlık dışı uygulamalarına karşı,
Savaşa ve ırkçılığa karşı,
Yoksulluğa karşı,
Rojava kadın devrimine saldıranlara karşı,
Kadın emeğini görünür kılmak için,
8 Mart’ta sokağa ve greve çıkalım!
Jin Jiyan Azadî!
Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)