Almanya’nın Frankfurt kentinde kadınlar, Hauptwache’ da erkeksiz bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Sloganlar, pankartlar, davullar ve müzikler eşliğinde coşkulu geçen 8 Mart’a, üstlerinde beyaz bez ve kırmızı kanı simgeleyen boyalarla kadın cinayetlerini protesto eden teyatral kadın grubu da yer aldı.
SKB, Zora, KA, ADKH, Yeni Kadın, Kürt Kadın Hareketi, PIA, Göçmen Kadınlar Birliği, TIP’li kadınlar gibi göçmen ve Alman birçok kadın örgütünün katıldığı yürüyüş oldukça coşkulu ve kitlesel geçti.
Polisin belli anda renkli dumanlı fişeklere dair uyarısı ve müdahalesi karşında kadınlar zararsız olduğu itirazlarını yükselttiler.
7 MART’TA ALEVİ KÜLTÜR MERKEZİNDE 8 MART PANELİ YAPILDI!
7 Mart Cuma günü Frankfurt Alevi Kültür Merkezi/Hochtaunus’da “Savaşa, Şiddete, Sömürüye Karşı Sözümüz Var” şiarı ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği gerçekleştirildi.
Avrupa SKB temsilcisi Ayşe Yumli ve HDP eski milletvekili Selma Irmak’ın panelist olduğu söyleşi yoğun ilgi gördü.
AKM Hochtaunus yönetim kurulundan kadın arkadaşın katılımcıları selamlaması ve yaklaşık 9 yıldır tutsak olan Figen Yüksekdağ’ın bir şiirinin okunması ile başlayan açılış konuşması sonrası panele geçildi.
8 Mart’ın kısa tarihçesi ve saygı duruşu ile başlayan panelde 10 yıl önce aynı gün Rojova’da faşist, barbar DAIŞ çeteleri tarafından katledilen enternasyonalist devrimci İvana Hoffmann anıldı.
Selma Irmak konuşmasında savaş ve kadın çerçevesinde dünyada ve özellikle Kuzey Kürdistan ve Ortadoğu’daki son gelişmeler üzerine yoğunlaştı.
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının tarihsel ve güncel önemini aktardı. Nasıl bir barış ve bunun hangi toplumsal zeminde ilerlemesi gerektiği, ilerici unsurlara, sol, sosyalist parti ve emek cephesinde de nasıl bir karşılığı olmalı noktasında görüşlerini belirtti. Barış için en çok da bunun bedelini ödeyen kadınlara düşen görevleri, iktidarı ve saldırıları kadınlar olarak geri püskürtme gücü olduğunu altını çizdi.
Avrupa SKB temsilcisi Ayşe Yumli, Dünya kadın hareketinin ve sendikaların çağrısı olan kadın grevine dikkat çekti. Emek örgütlerinin, sendikalarının grev çağrısı sadece patron/ işçi çağrısı değil, aynı zamanda erkek egemen anlayışa karşı evde, sokakta, okulda yaşamın her alanında karşılığı olan bir noktaya evrildi diye belirtti.
Yumli özellikle istatistiklerle desteklediği Avrupa’daki kazanılmış haklarımıza yapılan saldırıları, mülteci kamplarında yaşanan sorunları, İstanbul Sözleşmesinin imzacı ülkeler tarafından nasıl şerh konarak uygulanmadığını aktardı. Almanya’da günde bir kadının katlediliyor olması gerçeği ve yükselen faşizm ile kadınlara yönelik şiddet ve sömürünün paralel oluşuna dikkat çekti.
Yeni Kadın adına kısa bir konuşma yapılarak Alevi derneğine uzun yılar emeği geçen kadın özgürlük mücadelesinin temsilcilerinden Hülya Onur anıldı ve son siyasal sürece değinildi.