Emperyalist devletlerin dünyanın yer altı ve yerüstü kaynaklarını yeniden paylaşma rekabetine giriştiği, silahlanmaya trilyonların harcandığı, sömürgeci savaş ve işgallerin sürdüğü, faşist ve ırkçı güçlerin iktidarlara taşındığı bu süreçte, sömürüsüz ve baskısız, cins özgürlükçü bir dünya için savaşanlara karşı saldırılar da artmakta ve hapishaneler özgürlük savaşçılarıyla doldurulmaktadırlar.
Burjuva, faşist ve gerici devletler, demokratik hak ve özgürlükleri giderek kısıtlamakta, muhalif sesleri susturmak için devasa bütçelerle hapishane kapasitelerini artırmaktadırlar. İnsan hakları rafa kaldırılmakta, uluslararası sözleşmeler çiğnenmektedir.
Hapishanelere doldurulan politik tutsaklara ağır cezalar vererek, tecrit uygulayarak, tahliyelerini engelleyerek, işkenceler ile katlederek ve mücadele ile kazanılmış tutsak haklarını ortadan kaldırarak, politik tutsakları teslim almaya, özgürlük mücadelesinden vazgeçirmeye çalışmaktadırlar.
Fransa, 1984 yılından beri tutsak olan Lübnanlı devrimci Georges Abdallah’ı mahkeme kararlarına rağmen tahliye etmemektedir. Almanya’da devrimci, antifaşist ve Kürt politik tutsakların sayısı artmaktadır.
ABD, işkence merkezi Guantanamo’yu aktifleştirmekte, 1981’den beri ABD zindanlarında tutulan Mumia Abu Jamal tahliye edilmemektedir. Siyonist İsrail, soykırımcı saldırılarını hapishanelerde de sürdürmekte, Filistinli tutsakları işkence ile katletmektedir. Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleri Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Ağı Samidoun’u yasaklayarak, soykırımı desteklemektedir. İran, toplumsal muhalefeti sindirmek için idamlara hız vermektedir.
Hindistan’da, Filipinler’de, Peru’da ve daha birçok ülkede tutsak sayısı artmakta ve hasta tutsaklar tedavi edilmemektedir.
Enternasyonalist devrimci Ecevit Piroğlu Yunanistan’da siyasi rehine olarak tutulmaktadır.
Türkiye’de tecrit hapishane kapasitesini sürekli artıran faşist devlet, kapasitesi 301 bin kişi olan hapishanelere Şubat 2025 verilerine göre 392 bin kişi doldurmuş bulunuyor ve bunların on binlercesi politik tutsaktır. 2 bin civarında hasta tutsağın tedavisi engellenmektedir. İnfazını tamamlamış politik tutsakları tahliye etmemekte, fiziki şiddet, çıplak arama, cinsel şiddet, ziyaretçi ve iletişim yasakları ile iradelerini kırmaya çalışmaktadır. Türk devleti, politik tutsaklarla dayanışma içinde olan örgüt ve kişileri tutuklayarak ve hapse atarak, tutsaklarla dayanışmayı kırmaya çalışmaktadır.
Politik tutsaklar, hangi ülkede olursa olsun, hapishane koşulları nasıl olursa olsun, insanlığın eşit ve özgürce yaşaması için direnmeye ve mücadeleye devam etmektedirler.
TSP olarak, 1871 Paris Komünü’nün yıldönümü de olan 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü’nü selamlıyoruz. Politik tutsaklarla dayanışmayı yükseltmeye, onların mücadelelerini ve sesini dışarıya taşımaya ve onların özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğimizi vurguluyoruz. Tüm devrimci, ilerici, antifaşist güçleri politik tutsakları sahiplenmeye çağırıyoruz.
Politik Tutsaklara Özgürlük!
Tutsakların Sesi Platformu (TSP)
—
Prisoners Voice Platform – Tutsakların Sesi Platformu (TSP)