Bütün dünyada kaos, sağcılaşma, demokrasiden uzaklaşma, savaş, çatışma, kutuplaşma,
cinsiyetçileşme, ırkçılık ve militarizm yükseliyor. Dünya adeta bir kez daha faşizm ve savaş bataklığına
doğru sürükleniyor. Türkiye ve Ortadoğu da bu sürüklenmenin en ön saflarında yer alıyor.
İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırım saldırılarının kanı kurumadan Suriye’de HTŞ’nin Alevilere,
Hristiyanlara yönelik katliamlarıyla, Kürtlere, Dürzilere yönelik yok sayma ve dayatmalarıyla karşı
karşıya kaldık.
Bütün bu kaos ve karmaşaya, bölgede yükselen çatışma ve savaş tehlikesine karşı Sayın Öcalan’ın
sunduğu barış ve demokratik toplum çağrısı tüm bölge haklarına önemli bir fırsat sunmuşken, AKP-
MHP iktidarının faşizmde, savaşta, kutuplaştırma siyasetinde ısrar ediyor.
Meşruluğunu ve kitle desteğini kaybeden AKP-MHP iktidarı bir yandan muhaliflere yönelik şiddeti,
hukuksuzluğu, saldırıyı, baskıyı artırırken diğer yandan da muhalefeti parçalamaya, iktidarlarını tehdit
eden yanyana gelişleri imkansızlaştırmaya yönelik hamleler yapıyor.
Mardin’de, Van’da, Dersim’de, Esenyurt’ta kayyum atamalarıyla başlayan muhalefeti sindirme, bölme
stratejisi yeni operasyonlar ve tutuklamalarla devam ediyor. Faşist Cumhur ittifakı sandıkta
yenemediklerini yargı ve polis terörüyle teslim almak istiyor.
Son yerel seçimlerde DEM parti ve CHP arasında kimi yerellerde gerçekleştirilen “Kent Uzlaşısı”
ittifakları kriminalize edilerek siyasetin en temel enstrümanlarından olan “ittifak kurmak” suç haline
getirilmek isteniyor. Bugünkü kriz ortamında yaşadığı sıkışma ve korkularının üstesinden gelebilmek
için baskı ve zorbalığın dozunu şiddetlendirmek dışında hareket alanı kalmayan faşist iktidar, CHP gibi
düzen muhalefetine hatta Zafer Partisi adıyla örgütlenmeye çalışan ırkçı fanatizme bile tahammül
edemiyor.
Önce Kent ittifakıyla seçilen DEM Partilere yapılan operasyon ve tutuklamalar, ardından HDK’ye
yönelik gerçekleştirilen operasyonlarla devam ettirildi. En son olarak 19 Mart hukuk darbesiyle
aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah
Şahan, belediye yöneticileri ve gazetecilerin gözaltına alınması AKP-MHP iktidarının demokrasinin rafa
kaldırılması ve faşizmin inşasının ilerletilmesine yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor.
Ancak faşist iktidarın bu saldırıları muhalefeti sindirmek şöyle dursun, üniversite gençliği başta olmak
üzere hukuksuzluklara, baskıya ve şiddete teslim olmayan binlerce yurttaş günlerdir öfkeyle sokakları
dolduruyor.
Gerek Türkiye’de gerek Suriye’de ve bütün Ortadoğu’da antidemokratik, sömürgeci, savaşçı, katliamcı
iktidarlara karşı barışın, demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin savunucuları olarak sokakları
terk etmeyen yüzbinlerin sesine ses olmak, çok daha güçlü bir itirazı örgütlemek zorundayız. Faşizmi
ve savaş politikalarını durdurmak ancak ve ancak barış ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesiyle
mümkün olacaktır.
Hem Türkiye’de hem Avrupa’da, bulunduğumuz her alanda faşizme ve savaş politikalarına karşı
sokakları dolduralım, direnenlerin sesini ve mücadeleyi büyütelim!
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!
AVRUPA DEMOKRATİK GÜÇ BİRLİĞİ (ADGB)