Avrupa’da göçmen işçi ve emekçilere dönük sosyal, siyasal ve kültürel faaliyet yürüten federasyon ve derneklerin çatı kurumu olan AVEG-KON, yeni bir kongreye hazırlanıyor. 26-27 Nisan’da gerçekleştirilecek olan kongre geçmiş dönem faaliyetlerinin değerlendirilmesi kadar, gelecek için yön tayin etme açısından da önemli bir eşiğe tekabül edecek.
Kongre, birbirini takip eden kapitalist krizlere, bu krizlerin bir sonucu olarak dünyanın değişik bölgelerinde savaşların ve savaş koşullarının arttığı bir süreçte gerçekleşiyor. Rusya-Ukrayna arasında kanlı bir biçimde yürüyen ve batı emperyalistlerinin neredeyse bütün olarak Ukrayna cephesinde savaşın bir tarafı olarak konumlanışı devam ediyor. İsrail Siyonizminin başta Filistin halkı olmak üzere, bölge halklarına dönük katliamcı saldırganlığı ise dinmek bilmiyor. Son olarak ABD emperyalizminin İran’ı hedef almasının bir sonucu olarak başlayan “Yemen seferi” ise binlerce Yemenliyi hedef tahtasına şimdiden oturtmuş durumda.
Yine kapitalist ekonomik genişlemenin dünya çapında alabildiğine sınırlanması ve rekabetin kızışması, Avrupa burjuvasinin de kendi ülke işçi ve emekçilerine dönük saldırılarını arttırmasını getirmekte. Tarihsel olarak ırkçılık silahını kullanmakta usta Avrupa burjuvazisi mülteci ve göçmenleri hedefe koyarak kapitalist saldırıların günah keçisi ilan etmekte; ırkçı ve faşist hareketi geliştirme eğilimine yeni öğeler eklemekte. Yerli halklarda artarak gelişecek olan toplumsal tepkiyi rayından çıkarmak için benzer hareketlerin önünün gelecekte alabildiğine açılacağından hiç kuşku duyulmamalıdır.
Türkiye ve Kürdistan’da faşist şeflik rejiminin kendisini konsolide etmeye devam ettiği, ekonomik ve rejim krizinin derinleşmesine bağlı olarak yeni saldırı politikaları ve güçleri geliştirmeye çalıştığı; başta Rojava ve Güney Kürdistan olmak üzere Kürdistan’ın tüm parçalarına dönük işgal saldırılarını, katliamcılığı yaygınlaştırdığı bir süreçteyiz. Bir yandan Kürt halkıyla barış peşine düştüğünü iddia edenler, öte yandan Kürt halkımızın dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir statü elde etmesinin önüne geçme çabası içerisinde.
Özgürlük ve adalet isteyenlere dönük katliam ve tutuklama saldırılarını en üst düzeyde tutan faşist şeflik rejimi, kadın katliamları, taciz ve tecavüzle de toplumsal çürümede derinleşiyor. Libya, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Azerbaycan, Irak ve son olarak Suriye müdahaleleriyle fetihçi ruhu canlandırma amacı güden rejim, esas itibariyle içteki çelişkileri şovenizm ve milliyetçiliği diri tutarak ötelemeye çalışıyor.
CHP’li İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diploma iptali ve sonrasında da değişik iddialarla gözaltına alınması sonucu oluşan kitle hareketi devam ediyor. Faşist şeflik rejiminin hukuksuzluk ve adaletsizliğine karşı başlayan eylemler, işçi ve emekçilerin, özellikle üniversite gençliğinin kendi özgün sorun ve talepleriyle, genel özgürlük talebiyle birleşerek Türkiye’nin onlarca kentinde milyonları kapsayan eylem biçimine dönüştü.
Bütün saldırılarını emperyalistlerin desteğiyle gerçekleştiren faşist rejim, sahte “bağımsız politika” demagojisiyle yürütmekte. Çelişkilerin alabildiğine keskinleştiği, her şeye rağmen başta kadınlar olmak üzere toplumsal diri güçlerin biat etmekten uzak durduğu koşullarda, coğrafyamıza dönük görev ve sorumluluklarımız; yürünecek hat, kongrenin diğer önemli tartışma konularından olacaktır.
Tabi kongrenin başarısı için her düzeyde ön hazırlık önemli bir yerde durmakta. Başta kongre için seçilmiş delegelerle yerellerde hazırlık toplantılarının yapılması olmak üzere, kongreye sunulacak önergelerin şimdiden hazırlanması, delegeler ve katılmak isteyenlerin gelişinin örgütlenmesi hızla dikkat merkezimize girmelidir.
AVEG-KON kongresi, evet çok önemli bir süreçte gerçekleşiyor. Bu nedenle politik öncülerin canlı bir kongre için enerjik olmaları, rol ve sorumluluk almada amasız, fakatsız davranmaları, etkin hazırlığı ıskalamamaları da bir o kadar önem taşıyor.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 4 Nisan 2025 tarihli Perspektif köşesi