Burjuva muhalefet partisi CHP’nin potansiyel cumhurbaşkanı adayı, İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle başlayan eylemler gençliğin de gündemine oturdu.
Devlet terörünü ilk olarak sosyalistlere, devrimcilere yönelten faşist şeflik rejimi, ikinci hamlesini de İmamoğlu’nun adaylığını tamamen engellemek üzere attı. Bunun üzerine her kesimden gençlik sokaklara dökülmeye başladı ve eylemler gittikçe büyüdü. Faşist rejimin kolluk gücü polis, eylemcilerin önünü kesmeye biber gazlı saldırılarla başladı. Fakat üniversite öğrencileri, saldırılara rağmen kitle gücünü artırdı ve yeni nesil gençliğin militan duruşunu gösterdi. Polisin biber gazı ile başlayan saldırısına plastik mermiler ve gaz bombaları da eklendi. Fakat gençlik yılmadı ve polis barikatlarını yıkarak ilerledi. Bir noktadan sonra gençlik taşlarla, molotof ve havai fişeklerle direnişini sürdürdü. Gençlik eylemleri sadece bir mitinge çevirmek isteyen burjuva muhalefet partisi CHP’ye karşı tepkisini “Eyleme geldik, mitinge değil” sloganları ile gösterdi. Yani kesim fark etmeden toplanan halkın ve eylemlerin amacı, CHP’yi desteklemektense faşist şefi defetme hedefine evrildi. Bu evrilme süreci içerisinde yüzlerce genç gözaltına alındı ve tutuklandı.
Peki bu eylemler biz Avrupa gençliğine ne anlam ifade ediyor?
Diktatörün en büyük korkusu “Gezi hayaletinin” tekrar sokaklarda dolaşması, kitle öfkesinin bir halk isyanı biçiminde patlak vermesi, bizim için bir moral kaynağı olmalı. Eylemlerden uzak olsak dahi Avrupa’da yaşayan gençlik olarak, Türkiye ve Kürdistan’daki mücadelelerin sesini duyurma sorumluluğumuz var. İngiltere’den Fransa’ya, Belçika’dan Hollanda’ya, Avusturya’dan Almanya’ya Avrupa’nın farklı noktalarında halk isyanıyla dayanışma eylemleri düzenlendi. Yapılan eylemlere üstünkörü bir bakışla dahi, on yıllardır Avrupa’da yaşayan ilerici sol kişi ve örgütlerin yanı sıra, aynı zamanda Avrupa’ya görece yeni gelmiş özellikle üniversite öğrencilerinin katılımı da göze çarpıyor. Avrupa’da yapılan eylemlerin çoğu, burjuva muhalefetin etkisi veya inisiyatifiyle gerçekleşse de, bu aynı zamanda saflara kazanılabilecek belli bir üniversiteli kitlesinin varlığını gözler önüne sermiş oluyor. Bunun dışında üniversiteli gençliğin sınırları aşan dayanışması, özellikle sosyalist gençlik açısından önemli bir yerde duruyor. Özellikle üniversitelerde parıldayan halk isyanı ve isyan ateşini harlayan üniversite öğrencileri, enternasyonal dayanışmanın da somut muhatabıdır.
19 Mart eylemleri, gençliğin yol açıcı rolünü tekrar gözler önüne serdi. Somut görev, gençliğin öfkesini örgütlü bir güce dönüştürmekte.
Yaşasın enternasyonal öğrenci dayanışması!
İsyan, Devrim, Özgürlük!
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 4 Nisan 2025 tarihli Sosyalist Gençlik köşesi