Atılım Frankfurt
Almanya’nın Frankfurt kentinde “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı panel düzenlendi. Konuşmacı olarak davet edilen Marksist Teori dergisi yazarı Arif Çelebi Kürt halkın tarihi tecrübeleri ekseninde süreci değerlendirdi.
Panel, Marksist Teori dergisi yazarı Arif Çelebi’nin kısa tanıtımıyla başladı. Tanıtımdan sonra söz alan Arif Çelebi, bölgede ve özel olarak Suriye’de oluşan yeni güç dengeleriyle birlikte İsrail’in Suriye’de etki alanının arttırılmasına paralel olarak İran ile batılı emperyalistler arasında gerilimin tırmanma ihtimalinin yükselmesi sonucu Türk devletinin dış politikada daha saldırgan bir siyaset izlemesi için Kürt halk direnişiyle bir yerde anlaşmaya zorunlu hale geldiğini belirtti. PKK önderliğinin 2000’den sonra birkaç kez benzeri önerilerde bulunduğunu, ancak her defasında böylesi süreçlerin faşist Türk devleti tarafından tersyüz edildiğini hatırlattı. Gelinen aşamada Kürt ulusal hareketin kazanımlarını korumak için anlaşma yolunu seçtiğini belirtti.
“UMUTLARIN GÖMÜLMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ!”
Anlaşma metnini değerlendiren Çelebi, “Demokratik uzlaşma temel yöntemdir” görüşünün faşizm koşullarında doğru olmadığını belirtti. “Sömürgeciliğin ve faşizmin egemen olduğu koşullarda demokrasinin bu anlayışla gelişmeyeceğini, ezen ile ezilen, sömüren ile sömürülen, işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki uzlaşmaz çelişkileri yadsıyan bu anlayışı strateji haline getirmenin doğru olmadığını vurguladı. Metinde yer alan vurguları ideolojik temelde eleştiren Çelebi, devletin psikolojik savaş yürüttüğüne vurgu yaparak, silahların gömülmesinden öte umutların gömülmesine izin vermemenin önemli olduğuna işaret etti. Kürt halkının ulusal taleplerinin mücadeleden geri çekilerek, yalnızca diplomasi yoluyla elde edilemeyeceğini söyleyen Çelebi, politik özgürlüğün olmadığı yerde demokratik toplumdan bahsedilemeyeceğini vurguladı.
SOSYALİSTLERİN SAFI MAZLUM KÜRT HALKININ YANINDA
Kürt ulusal hareketi ile sömürgeci faşist burjuva Türk devleti arasındaki uzlaşı arayışlarına seyirci kalınamayacağını, safın net ve belli olduğunu belirten Çelebi, sosyalistlerin ve devrimcilerin Kürt ulusal hareketi yanında mevzilenmesi gerektiğini, ancak bunun çağrının içeriğinin benimsendiği anlamına gelmediğini kaydetti. Ulusal demokratik talepleri destekledikleri için Kürt ulusunun ve Kürt ulusal hareketinin yanında olduklarını söyleyen Çelebi, bu tutumun mücadele biçimlerine göre değişmeyeceğini dile getirdi.
DEMOKRATİKLEŞME İSTEYENLER BATIDA GELİŞEN HALK DİRENİŞİNE DUYARSIZ KALMAMALI
“Süreç tek taraflı işliyor, sadece PKK adım atıyor” diyen Çelebi, batıda gelişen halk direnişine Kürt ulusal hareketinin duyarsızlığını eleştirdi, süreci baltalayanın devletin kendisi olduğunu söyledi. Çelebi, “Kürt hareketi, bu direnişin içinde yer alarak süreç lehine de demokratik basınç uygulayabilirdi, fakat yapmadı” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni kitle hareketini değerlendiren Çelebi, böyle anların kitle bilincini etkilemek için önemli olduğunu, kitlelerin bilincini değiştirmek ve dönüştürmek için hareketin içinde güçlü bir şekilde yer alınması gerektiğine dikkat çekti.
Panel, soru ve cevaplarla son buldu.