Faşizme, ırkçılığa, yoksulluğa, savaşa ve sömürüye karşı kadınlar meydanlarda, kadınlar direnişte! Hayat biziz, değiştirecek olan da biziz!
1 Mayıs;
Kadınların, işçilerin, göçmenlerin, gençlerin ve ezilen halkların uluslararası mücadele ve dayanışma günü!
Bugün, çürümüş bu düzene karşı kadınların öfkesiyle, emekçilerin direnişiyle bir kez daha haykırıyoruz:
Bu dünyayı biz döndürüyoruz, bu düzeni de biz değiştireceğiz!
1886’da Chicago’da tutuşturulan mücadele ateşi bugün hâlâ dünya işçi sınıfının elinde, emperyalist kapitalizme karşı yanan bir meşaledir.
Kapitalist sistem, her kriz döneminde olduğu gibi bugün de krizden kurtulmanın yolunu, faşizmde, ırkçılıkta, kadın düşmanlığında ve savaşta arıyor.
Erkek egemen sistem, savaş çıkarıyor, bombalar yağdırıyor, halkları birbirine düşürüyor.
Ancak ölen biziz!
Göç yollarına düşen, çocuklarını enkazdan çıkaran, açlıkla, yoksullukla, zorla yaşamaya çalışan biziz: Ezilen, sömürülen, yok sayılan Kadınlar!
Bugün dünyada Filistin’de, Sudan’da, İran’da, Türkiye’de, Kürdistan’da ve daha nice yerde kadınlar zulme, faşizme, işgale karşı direniyor.
Çünkü biliyoruz: Bu düzen yıkılmadan ne barış, ne özgürlük, ne eşitlik mümkün!
Ve burada, Birleşik Krallık’ta da kadınların yaşamı her geçen gün daha da zorlaştırılıyor:
- NHS’den temizlik işlerine, market kasalarından yaşlı bakımına kadar en ağır, en düşük ücretli işlerde biz varız.
- Ev içi görünmeyen emeğimiz, ücretsiz köleliğe çevrilmiş durumda.
- Göçmen kadınlar belgesiz oldukları için hem patronlar hem de devlet eliyle baskı görüyor, şiddete ve sömürüye açık hale getiriliyor.
- Erkek şiddeti her yerde kol gezerken kadın sığınma evleri kapatılıyor, sosyal destekler kesiliyor.
- Irkçılık devlet eliyle körükleniyor; göçmen kadınlar polis şiddetine ve ayrımcılığa maruz kalıyor.
Bu eşitsizlikler bireysel değil, sistematiktir.
Bu sömürü kader değil, kapitalist patriyarkanın ta kendisidir!
Ama biz, bu sistemin yalnızca mağduru değiliz.
Biz, aynı zamanda bu düzeni yıkacak olanlarız.
Biz sustukça değil, biz konuştukça, yürüdükçe, örgütlendikçe bu düzen değişecek.
Bedenimizi, emeğimizi, hayatımızı biz yöneteceğiz!
Bugün Birleşik Krallık’ta hâlâ 1 Mayıs ücretli tatil değil.
Çünkü kadınların ve işçi sınıfının tarihsel mücadelelerinden korkuyorlar!
Ama biz buradayız ve taleplerimizi haykırıyoruz:
TALEPLERİMİZ:
- 1 Mayıs Birleşik Krallık’ta resmi ve ücretli tatil günü ilan edilsin!
- Tüm göçmenlere eşit haklar, güvenceli yaşam hakkı tanınsın!
- Kadına yönelik şiddet önlensin! Sorumlular cezalandırılsın! Yeterli sayıda kadın sığınma evi açılsın!
- Ev içi emek tanınsın ve ücretlendirilsin!
- Irkçılığa ve faşizme karşı gerçek adalet sağlansın!
Bugün Fransa’dan Britanya’ya, Almanya’dan Türkiye’ye kadınlar, işçiler, gençler ve göçmenler aynı saldırılarla karşı karşıya:
Haklarımız her yerde gasp ediliyor, ücretler düşürülüyor, sosyal yardımlar kesiliyor, faşizan göçmen yasaları devreye konuluyor.
Ama biliyoruz: Korkunun ecele faydası yok!
Bizler birleştiğimizde, omuz omuza verdiğimizde, örgütlendiğimizde bu düzeni altüst edebiliriz!
Kadınlar olarak diyoruz ki:
- Savaşa karşı barış!
- Faşizme karşı özgürlük!
- Irkçılığa karşı kardeşlik!
- Sömürüye karşı emek!
Kadın emeğiyle dönen bu dünya, kadın öfkesiyle değişecek!
Hayat bizimle dönüyor. Direniş bizimle büyüyor. Gelecek bizimle kurulacak.
1 Mayıs’ta sokakta, meydanda, yürüyüşte olalım!
Omuz omuza, ses sese, mücadelede bir arada!
Kadınlar birlikte güçlüdür!
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın kadınların mücadelesi!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) Londra