Egemen sınıflar, faşist hükümetler eliyle iktidarlarının sürekliliğini sağlamak amacıyla toplumsal muhalefete karşı dünyanın dört bir yanında saldırılar gerçekleştiriyor. Gözaltında kaybetme saldırısı da biçimi ve ideolojik olarak yaydığı korku ve bilinmezlik duygusu nedeniyle mücadele eden tüm kesimlere karşı bir teslim alma saldırısı olarak sürdürülüyor.
Türkiye ve Kürdistan’da özellikle 90’lı yıllarda devrimci ve sosyalistlere karşı yürütülen bu politika, kararlı bir mücadeleyle geriletildi. Özellikle Kürdistan illerinde oldukça yaygın bir biçimde sürdürülen kontrgerilla faaliyetlerinin en çok kullanılan biçimi olan gözaltında kaybetme saldırısı, 12 Mart 1995 tarihinde İstanbul Gazi Mahallesi’nde Alevilerin yoğun olduğu bir kahvehaneye yine kontrgerilla eliyle düzenlenen silahlı saldırı ile bir ayaklanmanın olduğu kadar, gözaltında kaybetme saldırısına karşı mücadelenin de ateşleyicisi oldu. Gazi ayaklanması mücadelesine öncülük eden komünist Hasan Ocak’ın gözaltına alınarak işkenceli sorgular sonrasında katledilmesi büyük mücadeleleri başlattı.
Devletin, “meçhul kişi” olarak Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na defnettiği Hasan Ocak ailesi ve yoldaşlarının büyük mücadeleleri sonucu bulundu. Hasan’ın bulunmasının ardından ailesi, yoldaşları ve insan hakları savunucuları Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi Anneleri olarak oturma eylemine başladı. Devletin tüm baskılarına rağmen Cumartesi Anneleri’nin 30 yıldır sürdürdüğü bu direniş, dünyanın en uzun soluklu eylemlerinden biri olarak yol göstermeye devam ediyor.
Faşist şeflik rejiminin 2021’de sosyalistlere ve mücadele eden tüm güçlere bir gözdağı aracı olarak yeniden devreye koymak istediği kaybetme saldırısı, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi Gökhan Güneş’in ve yoldaşlarının mücadelesi ve kamuoyu baskısı sayesinde 6 günlük işkenceli sorgu ardından serbest bırakılması ile geri püskürtüldü.
Faşist, gerici devletler; sömürü ve baskı rejimlerine karşı duran ilerici, devrimci güçlere saldırılarını sürdürüyor. Meksika’da 2020 yılında 12 bini aşkın insan devlet güçleri ya da onlarla bağlantılı çeteler tarafından kaybedildi. El Salvador’da 2020’de 1500’den, 2021’in ilk üç ayında ise 300’den fazla insan kaçırıldı. Kolombiya’da 28 Nisan 2021’de vergi reformuna karşı başlayan genel grev sürecinde 40’tan fazla insan devlet güçleri tarafından katledilirken, gözaltına alınan 400’den fazlasının akıbeti bilinmiyor.
Türkiye ve Kürdistan’dan Arjantin’e, dünyanın dört bir yanında faşist devletlerin yürüttüğü gözaltında kaybetme saldırısı hedeflerine ulaşamadı. Plaza de Mayo Anneleri’nden Cumartesi Anneleri’ne kadar dünyanın dört bir yanında kayıplara karşı mücadele sürüyor.
Avrupa’da yaşayan göçmen işçi ve emekçiler olarak, kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması için sürdürülen bu mücadeleye destek vermek zorundayız. Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVEG-KON) olarak, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası dolayısıyla, uluslararası kamuoyunu kayıp yakınlarının mücadelesini sahiplenmeye çağırıyoruz.
Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası vesilesiyle, kayıplara karşı mücadele başta olmak üzere yaşamını direnişe adayan ve geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica’yı saygı ile anıyoruz.
Gözaltında kaybedilen tüm yoldaşlarımızın ideallerini yaşatarak onları onurlandıracağız.
Kaybedilenlerin akıbeti ortaya çıkana, faillerden hesap sorana kadar mücadelemiz sürecek!
AVRUPA EZİLEN GÖÇMENLER KONFEDERASYONU (AVEG-KON)