15 Mayıs, Nakba’nın 77. Yıldönümünde dünyanın dört bir yanında olduğu gibi, Berlin’de de Filistin halkının yaşadığı toplu sürgün, işkence ve katliamları protesto etmek ve Gazze’de devam eden soykırıma karşı kitlesel eylem gerçekleştirildi.
Avrupa’da en büyük Filistin diasporasının yaşadığı yer olan Berlin’de son dört yılda Alman devletinin özellikle bugüne dair baskıları yoğunlaşmıştı. 2021’den bu yana gösteriler defalarca yasaklandı. Ancak dört yıldır yasaklara karşı direniş örgütlenmekte. Özellikle devrimci gruplar ve örgütler yasaklara rağmen sokaklara çıkmakta ve yılmayacaklarını göstermekteler.
Bu yıl Berlin’de Nakba gösterisi için seferberlik tarzında yapıldı. Başkente yapılacak gösteriye Avrupa çapında katılım çağrısı yapıldı. Bu çağrıya İsveç, Polonya, Fransa, İngiltere ve İspanya’dan aktivistler katılarak yanıt verdiler.
Önceki yıllarda olduğu gibi, bu yıl da polis eylemin Berlin’in Neukölln semtinde yapılmasını yasakladı. Yapılan itirazlara rağmen, Berlin Yüksek İdare Mahkemesi tarafından son anda Neukölln semtinde yapılacak eylemi yasakladı.
Ancak yasalar sökmedi. Yasağa rağmen Neukölln’de Südstern’de alanında en az 5.000 kişi toplandı ve baskılara aldırış etmeden eyleme geçti. Polisin saldırıları, gerekçe göstermeden insanları darp ederek çok sayıda kişiyi gözaltına almasına rağmen eylem sürdürüldü. Bazı videolarda genç kadınların ve özellikle göçmenlerin polis tarafından saldırıya uğradığı ve tutuklandığı, bazı videolarda katılımcıların bayılana kadar dövüldüğü ve tıbbi yardım almalarına izin verilmediği kamuoyuna yansıdı.
Berlin’in Neukölln sokaklarında toplanan insanlar devlete karşı militan duruş ve kolektif öz savunma gerçekleştirdiler. Kitleler, özellikle devrimci ve ilerici örgütler, polis güçlerine karşı direnerek, bazı durumlarda onları geri püskürttü.
Nakba gösterisi, saatler süren çatışmaların ardından ancak polis tarafından dağıtılabildi. Onlarca kişi polis tarafından gözaltına alınmış bulunuyor.
Bugün bir kez daha Alman devletinin Filistin Dayanışma Hareketi’nin direnişini daha baştan bastırmak için ne kadar çabaladığı ortaya çıktı. Ancak hareket, devletin sindirme çabalarının tam anlamıyla amacına ulaşmadığını bir kez daha gösterdi.
Sosyalist gençler yaptıkları konuşmalarda, Almanya’da ve Avrupa’nın her yerindeki siyasal gelişmeler (artan baskılar, sürgün dalgaları, yeniden silahlanma ve yükselen faşizm) göz önüne alındığında, devrimci hareketin görevinin, emperyalizme karşı direnişi artırmak ve yoğunlaştırmak, sosyalizm ve ezilen dünya halklarının kurtuluşu için mücadele etmek olduğunu vurguladılar.