Fransa’da ensest mağduru çocuklarını korumaya çalışan annelerin karşılaştığı kurumsal baskılar, 23 Mayıs 2025’te Ulusal Meclis’te düzenlenen sempozyumda yeniden gündeme geldi. Bu etkinlik, devletin, yargının, kilisenin ve aile yapısının iç içe geçmiş sistematik suskunluğunu da gözler önüne serdi. Sempozyuma paralel olarak başlatılan kampanyada 500 annenin imzası kamuoyuna sunuldu. Bu sembolik ama güçlü dayanışma, artık sessizliğe razı olunmayacağının işaretiydi.
Fransa’da her yıl yaklaşık 160 bin çocuk cinsel şiddete maruz kalıyor. Ancak yalnızca %5’i yargıya başvurabiliyor. Başvuru yapılan davaların %1’inden azı mahkûmiyetle sonuçlanıyor. Bu veriler, yargı sisteminin kimden yana çalıştığını açıkça gösteriyor: Failler korunuyor, anneler cezalandırılıyor.
Ensest, bireysel bir sapkınlıktan ibaret değil. Kilisede, okulda, evde ve mahkemede yaşanan olaylar, istismarın nasıl yapısal bir biçimde sürdüğünü gözler önüne seriyor. 2021 tarihli Sauvé Raporu’na göre, sadece Katolik kurumlar içinde 330 binden fazla çocuk istismara uğradı. Buna rağmen fail rahipler korunurken, mağdurlar susturulmaya devam ediyor.
Yakın zamanda yaşanan Mazan davası ve Betharram Skandalı, devletin ‘özel alan’ bahanesiyle nasıl sistematik olarak sessiz kaldığını gözler önüne serdi. Eğer kadın örgütlerinin kararlı mücadelesi ve kamuoyunun baskısı olmasaydı, bu dosyalar da diğerleri gibi gizli çekmecelere kaldırılıp unutturulacaktı.
Erkek egemen yargı, kadınların ve çocukların yanında değil. Annelerin ifadeleri “ebeveyn çatışması” veya “manipülasyon” bahanesiyle yok sayılıyor. Bu da hem mağdur çocukların tekrar faillerin yanına gönderilmesine hem de annelerin toplumdan dışlanmasına yol açıyor.
Yasal düzenlemeler gündemde olsa da sorun yasayla sınırlı değil. Asıl sorun, toplumu ayakta tutan ataerkil ve mülkiyetçi kapitalist sistemin ta kendisinde. Aileyi “kutsal” ilan eden sistem, bu yapının içinde yaşanan istismarı görmezden geliyor. Çünkü bu sistemin önceliği gerçek adalet değil, düzenin devamı.
Ancak bu sessizlik artık kırılıyor. Incesticide Kolektifi’nin çağrısıyla, anneler ve destekçileri bir araya geliyor. Sempozyumun sonunda yapılan açıklama çok netti: “Bu mücadele kilisede, evde, mahkemede susan herkese karşıdır.”
Enseste ve onu mümkün kılan sistematik adaletsizliğe karşı mücadele, yalnızca kadınların değil; çocukların, işçilerin ve tüm ezilenlerin ortak meselesidir. Bu mücadele büyüyor, çünkü artık anneler yalnız değil örgütlü, dayanışma içindeler. Gerçek adalet, yukarıdan değil, aşağıdan; mücadele edenlerin birleşen elleriyle, dirençle ve kararlılıkla inşa edilecek.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 30 Mayıs 2025 tarihli Sosyalist Kadın köşesi