Bedia Ergün, Ölüm Orucu Gazisi
Barbar erkek egemen sömürü rejimi kendi bekasını korumak ve ebedi kılmak için saldırılarını sürdürüyor. Dışarıda işçi ve emekçilerin haklarını gasp ederek örgütsüzleştirmeye çalışıyor. İşçi sınıfı ve emekçi milyonları kölece çalıştırmaya devam ediyor. İşçi sınıfı ve emekçi milyonları, kadınları, gençleri ve tüm ezilenleri ucuz işgücüne mahkûm ederken, halkı daha da yoksullaştırıyor. Kendi kasalarını her geçen gün daha fazla dolduruyor.
Sermaye rejimin sahipleri, işçilerin, emekçilerin, kadınların gençlerin yaşamının her alanında kapitalist sermayenin faşist terör saldırılarını hâkim kılarak, toplumsal mücadeleye çalışmaktadırlar.
Ama hayat bir avuç asalak erkek egemen kapitalist sistemin keyfine göre akmaz. Kapitalizmin inim inim inlettiği işçi sınıfı ve emekçi milyonlar, kadınlar, gençler kurtuluşları olan sosyalizm ve komünizmin zaferini koparıp almak için Marksist Leninist Komünist Partisinin önderliğinde mücadele etmelidir. İşçi sınıfı ve emekçi milyonların, kadınların, gençlerin ve ezilenlerin kurtuluşu ancak devrimin zaferiyle taçlandığında gerçekleşecektir. Devrim ve sosyalizmin zaferiyle taçlandırmak için komünist partisinde örgütlenip, vahşi erkek egemen kapitalist sömürü sistemini yıkıp, ezilen çoğunluğun cennetini yaratmak için komünist öncü ve önder partinin saflarında örgütlenmelidir.
Bir avuç asalak burjuva sınıfı her yönüyle örgütlenirken, onların mezar kazıcıları, yaşamı yaratan işçi sınıfı ve emekçilerin politik önderi komünist partisinde örgütlenmesini istemez. Çünkü, yaşamı yaratan işçi sınıfı ve emekçi milyonlar, kadınlar, gençler Marksist Leninist Komünist Partisiyle buluşursa, bunun kapitalizmin sonunu getireceğini iyi bilmektedirler.
Bu mücadelenin neferlerinden olan devrimci ve komünist tutsaklar sosyalizm ve komünizm zaferini koparıp almak için can bedeli mücadele eden kahramanlardır. Bu nedenle faşist Saray rejimi siyasi tutsakları mutlak tecride dayalı, insanlık düşmanı koşulları dayatan S ve Y Tipi (Kuyu Tipi) hapishanelere doldurmaktadır.
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi devrimci tutsakları teslim almak için her türlü yoğun işkencelere başvurmuştu. Devrimci tutsaklar çelikten iradeleriyle direnerek bu saldırı dalgasını geri püskürtmüştü. Devrimci tutsakları teslim alamayan kapitalist burjuvazinin faşist şefleri Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli rejimi, yeni saldırı stratejisi olan kuyu tipi hapishaneleri inşa edip devreye soktu.
Koğuş sisteminin olduğu ve onlarca tutsağın bir arada kaldığı hapishanelerde, devrimci tutsaklar kolektif yaşamı ve dayanışmayı öne çıkartmakta, planlı eğitim ve disiplinli yaşamla hapishaneleri birer okula dönüştürmekteydiler. Faşist rejimin ideolojik ve fiziki saldırılarına karşı, birlikte hareket ediyorlar ve birbirinden destek ve güç alarak hapishaneleri birer direniş mevzilerine dönüştürüyorlardı.
Devrimci tutsaklar arasında dayanışmayı engellemeyi, onları yalnızlaştırarak iradelerini kırmayı hedefe koyan faşist şeflik rejimi, hücre sistemine dayalı kuyu tipte hapishanelerle tutsakların yaşam alanlarını hem fiziki ve hem de psikolojik olarak giderek insani koşullardan uzaklaştırdı.
Faşist devlet 1996’da F-Tiplerine karşı gelişen direniş sonucu geri adım attı, ama vazgeçmedi.
Hapishanelerdeki devrimci tutsakların iradesini kırmak için vahşice katliamlar gerçekleştirdi.
Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesinde 10 devrimci tutsak demir çubuklarla dövülerek katledildi. 29 Eylül 1999’da Ankara Ulucanlar Hapishanesinde 10 devrimci tutsak vahşice katledildi, yüze yakın tutsak yaralandı.
5 Temmuz 2000’de Burdur hapishanesine yapılan saldırıda 61 tutsak yaralandı, Veli Saçılık’ın kolu kepçeyle vahşice kopartıldı.
Faşist sermaye rejimi aylar süren kapsamlı bir hazırlıkla 19 Aralık 2000 tarihinde devrimci tutsakların kaldığı 20 hapishanede katliam gerçekleştirdi. Binlerce asker, özel tim, gardiyan, kimyasal gazlar ve iş makineleri ile devrimci tutsaklara yapılan saldırıya karşı, tutsaklar kahramanca, can bedeli direniş sergilediler. Faşist sermaye rejimi, 28 devrimci tutsağı katletti, yüzlercesini de yaralayarak, vücutlarında kalıcı hasar bıraktı.
İşkence eşliğinde F tipi hapishanelerine götürülen devrimci tutsakları burada da teslim alamayınca yeni inşa ettiği S ve Y Tipi hapishanelerle tecridi derinleştirdi. Tutsakların büyük bir bölümünün tek kişilik hücreler ve az kısmının üç kişilik hücrelere konulduğu bu hapishaneler kuyu tipi hapishaneler diye tanımlanmaktadır.
Bu hapishanelerin gerek mimari gerek gündelik uygulamaları ile tecrit koşullarını daha da ağırlaştırarak, tutsakları yavaş yavaş öldürmek hedeflenmektedir. Tutsakların güneşi görmedikleri ve hava almakta zorlandıkları, sağlıklarının bozulacağı bir mimari zihniyetle inşa edilmişlerdir.
Marmara kapalı hapishanesinde tutsak olan, Rukiye Kılıç’ın bu ölüm zindanlarına dair yazdıkları bu kuyu tipi ölüm hücrelerini özetlemektedir: “Teksiniz, artık tek başınasınız” diyorlar.
Böyle bir ruh haline sokup devrimci tutsakların iradesini zayıflatmak, direncini kırmak ve açık havaya hiç çıkarmayarak, güneşi, bulutları, kuşları ve gökyüzünü göremezsiniz demek istiyorlar. Belli saatlerde havalandırmaya çıkabildiğiniz de ise kuyudaymışsınız hissi uyandıran bir havalandırmanın olduğu bu zindanlar kapatılmalıdır. Çünkü bu kuyu tipi hücreler, devrimci tutsakları ideallerinden vazgeçirmek ya da kişiliklerini yok edip, fiziki olarak öldürmeyi hedefleyen ağır ve örtülü, uzun vadeli idam anlamına geliyor.
İşçi sınıfı ve emekçi milyonların, kadınların, gençlerin ve ezilenlerin tümünün politik önderleri, komünist ve devrimci neferleri, on binlerce devrimci tutsağın serbest bırakılması ve özgürlüğüne kavuşması, kuyu tipi ölüm hücrelerinin kapatılması için daha aktif olmalı, işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri harekete geçirmeye ve kendi politik iradelerine sahip çıkmaya çağırmalıdır.
Devrimci tutsaklar insanlığın ve ekolojinin kurtuluşu için ve devrim ve sosyalizm zaferini koparıp almak için kahramanca yürüttükleri mücadelenin bedelini ödüyorlar.
Toplumsal davanın neferleri olan komünist ve devrimci tutsaklara sahip çıkmak için, işçi sınıfı ve emekçi milyonlar, kadınlar, gençler harekete geçin. Milyonların eylemli gücüyle kuyu tipi ölüm hücrelerini parçalayalım. Devrimci, komünist tutsakları özgürleştirelim.